Hortkuluk

285 23 16
                                    

Astrid'in aileye katılmasının üzerinden 3 ay geçmişti. Bu üç ay çok hızlı geçmişti.

Melody, yarım saattir elindeki testle bakışıyordu. Yüzündeki şaşkınlık ifadesi görülmeye değerdi. Böyle bir şeyin olacağını tahmin bile etmezdi. Fakat Melody, kocasının sesiyle aşağı inmek zorunda kaldı.
- Mel! Ne yapıyorsun tuvalette yarım saattir? Hadi Al ve ben seni bekliyoruz, dedi Sirius. Melody iç çekerek kocasının yanına indi.

Sirius karısının yüzünden bir şeyler olduğunu anlamıştı. Kucağındaki Altair'i koltuğa oturttu ve Melody'e baktı.
- Mel, iyi misin? Hiç öyle gözükmüyorsun, dedi Sirius hafif endişeyle.
- İyiyim. Yani duyunca sen de iyi olursun umarım. Bir şey oldu Sirius, dedi Melody.
- Seni dinliyorum, dedi Sirius da karısına cevaben.
- Ben yine hamileyim. 3 tane test de yaptım belki yanlıştır diye. Ama sonuç değişmedi, dedi Melody. Sirius, Melody'nin eline tutuşturduğu testlere baktı. İçini bir sevinç kaplamıştı. Oğlu henüz 9 aylıktı ama bir kardeşi olacaktı. Bu ona Regulus ile kendisini hatırlatmıştı.
- Bu harika bir haber canım karım. Hadi şifacıya gidelim de ne kadarlıkmış öğrenelim, dedi Sirius. Melody, Sirius'un bu habere sevinmesine mutlu olmuştu. Sirius'un peşinden şifacının yolunu tuttu.

St. Mungo'ya geldiklerinde orada tanıdık iki yüz gördüler. Bu yüzler Potterlardan başkası değildi. Melody ve Sirius onların yanına gitti.
- Bakın en sevdiğim aile de buradaymış, dedi James. Sarıldılar.
- Eee, sizi hangi rüzgar attı buraya. Normalde fazla uğramazdınız, dedi Lily sorar bakışlarla. Melody ve Sirius birbirlerine baktılar. Sirius sonrasında Melody'nin karnına bakıp konuştu.
- Blacklere bir kişi daha katılıyor da, ne kadarlıkmış onu öğrenmeye geldik, dedi Sirius. Bunun üzerine James ve Lily'nin ağzı açık kaldı. Melody, Lily'e döndü.
- Siz neden buradasınız? dedi Melody. Lily şokun etkisinden çıkıp ikizine yanıt verdi.
- Ben de hamileyim. Biz de buraya o yüzden geldik, dedi Lily. Bu sefer şaşırna sırası Melody ve Sirius'taydı. Tebrikleştikten sonra içeri girdiler. İlk Melody oturdu.

- Bir bakalım. Bu bebek yaklaşık üç aylık. Şuana kadar kendini belli etmiş olması gerekirdi, dedi doktor. Melody bunu duyduğuna şaşırmıştı. Evet, bir süredir mide bulantıları vardı ama üç aylık olabileceğini hiç düşünmemişti.
Doktor daha sonrasında Lily'i aldı.
- Seninki de iki aylık. Fakat beslenmene dikkat etmen lazım, Bayan Potter dedi doktor. Lily onayladı ve çıktılar.

Karargaha gidip güzel haberleri verdiler. İkizler hamileydi! Bu herkesi sevindirmişti. Lily; Harry ve Altair'i oyun oynamakta olan Elaine, Cedric, Astrid ve Gilbert'ın yanına bıraktı. Böylece diğerlerinin yanına döndü.

- Voldemort harekete geçmiş diyorlar. Savaş yakındır, dedi Rita gözünü çocuklardan ayırarak.
- İlk önce bizi bulup öldürmek isteyecektir. Malum kehanet olayı falan, dedi James. Sır tutucularının güvenilir olduğunu da biliyordu bu yüzden içi rahattı.
- Bakanlığa da sızar yakında bu gidişle. Zaten bakanlığın yaptığı bir şey yok, dedi Lily bir kahin edasıyla.
- İçimize bir casus sokmuş olma ihtimali ne kadardır? dedi Ester.
- Bunu öğrenmenin pek bir yolu yok, dedi Remus karısına bakarak.
- Voldemort kıçımı yesin, dedi Sirius da alayla.
- Aslına bakarsan Dumbledore'a söyleyip biraz daha araştırma yapabiliriz, dedi Melody. Ama o sırada araştırma yapan birileri zaten vardı.

Regulus, koltukta oturuyor şömineyi izliyordu. Derin düşüncelere dalmıştı ve bir çıkış yolu bulamıyordu. Onu düşüncelerinden sıyıran karısının güzel sesi oldu. Zaten başka ne olabilirdi ki!
- Reg, yarım saattir orada oturup düşünüyorsun. Neye sıkıldı canın? dedi Regina. Regulus bulduğu şeyi Regina'ya söyleyip söylememe arasında kalmıştı. Nihayetinde söylemekten başka çaresinin olmadığına kanaat getirdi.

- Lord beni görevlendirdi. Benden bir ev cini bulmamı istedi, ben de Kreacher'ı önerdim. Kabul edince Kreacher'ı ona götürdüm. Bana sadece ev ciniyle işi olduğunu söyledi. Geri geldiğinde ise Kreacher bitkin durumdaydı. Neler olduğunu anlamaya çalıştım. Biraz araştırma yaptım bununla ilgili. Biliyorsun, lord kendini ölümsüzlüğe yakınlaştıracak şeylerden hoşlanır. Sonra hortkulukları buldum. Yani onun yapabileceği en yüksek ihtimalli olan şeyi. Kreacher'a sordum ama hafızasını silmişti. Bana tek hatırladığının bir tür mağara olduğunu söyledi. Ben de o mağarayı bulup gitmek istiyorum, dedi Regulus. Regina kaşlarını çattı.

- Tek başına, içinde ne olduğunu bilmediğin bir mağaraya mı gideceksin Reg? Hem bence bu bilgileri Dumbledore'a söylemek daha doğru olur. Seni tek başına öyle bir yere göndermem. Bu kendini öldürmenin bir değişik yolu resmen, dedi Regina. Regulus karısının haklı olduğunu biliyordu. Bu konuyu acilen Dumbledore ile görüşmelilerdi.

Çift karargaha doğru yol aldı. İzlenmemek için tedbirler aldıkları için izlenemiyorlardı. Zaten kimse de onlardan şüphelenmiyordu. Dumbledore sanki onları bekliyormuş gibi kapıda dikilmiş gülümsüyordu.

- Hadi içeri gelin. Anlatacaklarınız önemli gibi duruyor, dedi Dumbledore. İçeri girdiler ve oturdular. Dumbledore konuşmaları için eliyle onay verince Regulus konuşmaya başladı. Hepsini anlattıktan sonra durup Dumbledore'a baktı.

- Sizce de bir hortkuluk olabilir mi? dedi Regulus tereddütle. Dumbledore Regulus'a döndü ve konuştu.
- Teorin gayet mantıklı. Bunu öğrenmenin tek bir yolu var, dedi Dumbledore.

*Yazar gülüşü* Sizce bunu öğrenmenin tek yolu ne? Bir sonraki bölüm show tvde. Burada bitirmemin bir nedeni yok. Ama burada bitirmeseydim bölüm çok fazlasıyla uzardı. Neyse siz okuyun, ben de yeni bölümü yazayım.
İyi okumalarr!

Evans Twins | Sirius Black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin