İhanet

891 56 43
                                    

Bölümü Olivia Rodrigo-Traitor dinleyerek yazdım. Umarım beğenirsiniz.

4. Sınıfın bitmesine çok az bir zaman kalmıştı. Martin ile ilişkileri iyi gidiyordu Melody'nin. James Lily'nin peşinden koşuyor, Sirius ise Remus a kanıtlamak uğruna iki haftada bir sevgili değiştiriyordu. Biraz çapkın mı olmuştu ne. Ester ve Saul'un ilişkisi ise mükemmel gidiyordu. En yakın arkadaşının mutlu olduğunu gören Melody buna seviniyordu. Gerçi kendisi de mutluydu. En azından şimdilik.

Çapulcuların yanına gittiğinde gülüştüklerini gördü. Arkadaşlık bağları çok güzeldi. Onlara hemen geleceğini söyleyerek yanlarından ayrıldı. İksire bakmaya gidiyordu. Her zamanki gibi Mızmız Mrytle ile konuşup iksiri kontrol etti. İksir tam kıvamındaydı. Yazın animagus işi olurdu. Tuvaletten çıktıktan sonra Snape onu durdurdu.

- Seninle konuşmamız gereken bir şey var Evans, lütfen dinle. Bunu Lily'nin kardeşi old- derken Melody tarafından susturuldu.
- Seninle konuşacak hiçbir şeyim yok Snape. İzin verirsen gideceğim, dedi Melody.
- Eh, bence var sonuçta kim sevgilisi ile ilgili bir konuyu önemsiz duyar ki? Dedi Snape. Melody kaşını kaldırdı. Bu Sümsukus neden şimdi Martin hakkında konuşmak istemişti ki? Yine de yalan bir şeyler geveleyeceğini düşündüğü için Snape i geçiştirdi.
- Yine de yalanlarını duymak istemiyorum, Snape dedi ve uzaklaştı Melody. Snape öğrendiği zaman ne yapacağını merak ediyordu. Bakalım o zaman da böyle davranabilecek miydi?

Çapulcuların yanına döndüğünde Snape kısımlarını atlayarak iksirin kıvamında olduğunu söyledi Melody. Ayrıca animagus olunca kullanmak için bir harita yapmayı düşünüyorlardı. Haritanın adı bile hazırdı: Çapulcu Haritası. Hogwarts'ın modeli için çizim yapmışlardı. Büyü kısmı kalmıştı sadece. Onu da yazın buluşunca halledeceklerdi. Yazın buluşup animagus olacak, sonra da haritayı yapacaklardı. Herkesce gayet iyi bir plandı bu.

Hufflepuff'ın maçı vardı bugün. Melody, sevgilisi ve arkadaşına başarılar diledi ve tribünlerdeki yerini aldı. Maçı Dorcas Meadowes anlatıyordu.
- Evet sevgili izleyiciler Hufflepuff-Ravenclaw maçına hoş geldiniz. Takım kaptanları el sıkıştı ve oyun başladı. Ravenclaw dan Ramsey quafle ı aldı ve kaleye doğru ilerliyor. Tutucu Loorey hazır. Derken atamıyor! Suarez'den fırça yedi sanırım. Sevgilisini hafife almaması gerektiğini söylediğine yemin edebilirim! Oh, tamam profesör! Bu sefer Crion kaleye ilerliyor. Hufflepuff vurucusu Wilson'dan gelen bludger onu engelliyor. Wilson duyabiliyorum! Wilson sevgilisine onu çok sevdiğini iletmemi istedi! Evans duyuyor musun? Her neyse Hufflepuff arayıcısı snitch i gördü gibi. Ravenclaw arayıcısı ondan daha hızlı. Ay ne olacak! Hufflepuff arayıcısı Watson snitchi yakaladı! Maç Hufflepuff'ın. dedi Dorcas. Sevgilisi kazanmıştı.

Tribünlerdeki insanlar azalınca o da Martin'i bulmaya gitti. Tam onu bulmuşken Martin'in Bellatrix ile konuştuğunu gördü. Nasıl Bellatrix ile konuşabilirdi? Üstelik ona yaptıklarını biliyorken! Konuştukları önemli şeyin be olduğunu merak etti ve onları dinlemeye başladı.
- Evet tam da istediğin gibi Bella. Tuzağıma öylesine düştü ki! İşler çok iyi gidiyor. Ona aşık olduğumu düşünüyor salak! Anlaşmamıza uyacaksın değil mi Bella? dedi Martin. Melody bu duyduklarıyla yıkılmıştı. Nasıl böyle bir şey yapabilirdi. Sakin kalmaya çalışıp devamını dinledi.
- Ne güzel, Martin. Evet anlaşmamıza uyacağım tabi ki! Hem sen kız kardeşims oldukça iyi olursun. İstediğimi elde edeceğini biliyordum. Sana aşık olmuştur kesin! Eh, fena değilsin. Cissy ile olmana herhangi bir engel göremiyorum. Sen şu zamanları iyi değerlendir ve Cissy i kap! dedi Bellatrix. Melody artık yeterince duyduğunu düşündü. Saklandığı yerden çıktı.

Martin ve Bellatrix arkalarından gelen alkış sesiyle afalladılar. Çünkü gelen Melody Evans'tan başkası değildi. İşte şimdi sıçmışlardı.
- Sevgilim ben de tam seni tebrik etmeye gelecektim. Maç içindi gelişim ama başka şeyler için de tebrik edilmeyi hak ediyorsun anlaşılan, dedi Melody. Martin bu sözlerinden her şeyi duyduğunu anlamıştı. Tabi ki de duymuştu! Bellatrix ikiliyi yalnız bıraktı. Eninde sonunda Evan'ın onu bulacağını biliyordu.
- Melody sevgilim, gerçekten düşündüğün gibi değil. Beni bir dinle açıklayacağım sana, dedi Martin. Melody alaylı bir bakış attı. İçinde fırtınalar kopuyordu. Ağlamak istiyordu ama şuan sırası değildi.
- Pardon da tam olarak neyini açıklamayı planlıyorsun? Beni nasıl kullanışını mı? Yoksa Narcissa Black'e olan aşkını mı? Bellatrix'i mi? Neyi! Hadi açıkla dinliyorum! dedi Melody sinirle bağırarak. Martin hiçbir şekilde durumu açıklayamazdı. Bunu ikisi de biliyordu. Martin susmakla yetindi.
- Tabi açıklayamazsın! Çünkü bunun açıklanacak bir yanı yok! Ne yapmayı planlıyordun? Beni terk ettikten sonra hemen "Cissy'ne" gidebileceğini mi? Gerçekten o kadar aptal mısın? Sence Bellatrix bunu yapar mı ahmak! Sen güya beni oyununa düşürmeye çalışırken kendin düşmüşsün Bellatrix'in oyununa! Ve bunu nasıl yapabilirsin? Hiç mi düşünmedin? Bu kız ne yapar, üzülür mü? Yoksa beni öldürmek falan ister mi? Ben söyliyeyim mi? Hiç düşünmedin! Bir kez bile aklından geçmedi değil mi? Çünkü sen sonucunda alacağın hediyeye odaklanıyordun! Bunun uğruna ne olduğu umrunda bile değildi! dedi Melody. Gözleri dolmaya başlamıştı. Melody ihaneti kaldıramazdı. Hele ki sevdiği birindense. Martin ise hiçbir şey söylemiyordu. Melody en azından birkaç kelime söylese, belki bir açıklaması vardır diye masumca bile düşünmüştü. Ama bunun mantıksız olduğunu biliyordu. Sadece karşı çıkmasını, yapmadım demesini istemişti Melody. Öyle bir şey olmayacağını da biliyordu.

- Sen hayatımda gördüğüm en pislik en çıkarcı insansın! Keşke seni tanımasaydım! James haklıydı! Hatta keşke Snape i de dinleseydim! Biliyor gibi gözüküyordu. dedi Melody. Sesi titremeye başlamıştı. Ağladı ağlayacaktı. Martin zorlukla konuştu.
- Özür dilerim Melody, gerçekten. Yapmamalıydım biliyorum. Bana çok kızgınsın bunu da biliyorum. İlk başlarda seni sevmiştim. Ama sonra Narcissa'yı hatırladım. Senden bir ara hoşlandım yani. dedi Martin. Melody ile dalga mı geçiyordu bu çocuk?
- Benden bir ara hoşlandın mı?! İçim rahatladı şuan çok sağ ol(!) Bundan sonra ne söylediğin umrumda değil! Duyuyor musun beni? Terk edildin! Hem de kandırmaya çalıştığın bir kız tarafından! Artık ne "Cissy'ni" bulabilirsin ne de beni! Bir gün bu yaşattıklarını bulacağını umuyorum Wilson, dedi Melody Wilson kelimesini bastırarak.

Martin tam bir şey söyleyecekken arkadan bir ses duyuldu. Sesin sahibi Sirius'tu.
- Ne oluyor burada! dedi Sirius. Melody'i ağlamaklı görünce sinirle Martin'e baktı. Melody bir şey olmadığını söylemeye çalışsa da Sirius'tan saklayamamıştı.
- Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. Ama ne olduğunu öğreneceğimden emin olabilirsin Wilson. Sen ne hakla Melody'i bu hale getirebilirsin! Ne haddine senin! Seni mahvedeceğim var ya Wilson! Yalvaracaksın bana! dedi Sirius. Melody Sirius'a sakin olmasını söylüyor ama Sirius onun göz yaşlarını görünce daha da çok sinirlenip Martin'in üstüne gidiyordu. Sonra Melody'nin halini görünce onu alıp uzaklaşmaya karar verdi.
- Bu burada bitmedi Wilson! Seninle tekrardan konuşacağım, dedi Sirius giderken. Sirius ortak salona gidene kadar tek bir şey söylememişti. Ortak salona geldiklerinde ise kimse yoktu. Çapulcular dışında. Herkes dersteydi. Çapulcular ise dersi kırmaya karar vermişti anlaşılan. Melody'nin ağlamaklı suratını gören James ve Remus oturdukları yerden kalktı. Sirius onları oturun işareti yaptı ve hepsi oturdular. Melody sonunda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Kendini en fazla bu kadar tutabilmişti çünkü. Sirius ona sarıldı. Melody de Sirius'a sarılarak ağlamaya başladı. En sonunda hepsi Melody'e sarıldılar. Melody'nin ağlaması hafifleyince anlatmaya başladı. Her duyduğu kelimeyle daha da çok sinirlenen Çapulcular ayaklanmaya çalışsa da Melody onları durdurdu.
- Şimdi olmaz, lütfen. Şuan sadece benim yanımda kalın, dedi. Kimse onu kıramadı. Biraz daha oturdular. James haklı çıkmıştı. Melody ona teşekkür etti.

Melody hasta olduğu bahanesiyle o günkü hiçbir derse girmemişti. Çapulculara girmelerini ve onun için not almalarını söylemişti. Zar zor ikna olan Çapulcular sonunda derse gitmişti. Melody şuan yatağında ağlıyordu. Bir anda içeri Lily ve Marlene girdi. Melody'i o halde gören Lily dehşete kapıldı.
- Tanrım, Melody ne oldu sana? Derslere de gelmedin. James ve Sirius bile not tuttu. Sebebi senmişsin, dedi ve yatağa oturdu Lily. Hep böyle davranırdı Lily ne zaman böyle bir şey olsa. Melody gözleriyle arkasındaki Marlene'yi gösterdi. Lily arkadaşına gitmesini onu sonra geleceğini söyleyerek Melody'e döndü. Melody her şeyi anlattı. Lily de çok sinirlenmişti. Nasıl yapabilirdi böyle bir şeyi ikizine! Lily'e göre intikam alacaklardı. Bu fikir Melody'nin her ne kadar hoşuna gitse de şimdi intikam alacak ne hali vardı ne de isteği. Şuanda sadece ağlamak ve Wilson'a saydırmak istiyordu. Lily bir süre yanında kaldı. Uzunca bir sohbet ettiler. Sonra ise Çapulcular geldi. Melody böyle arkadaşları olduğu için çok şanslıydı. Çapulcuların yanında getirdiği Ester'i görmemişti. Ester olayları öğrenmiş bir şekilde Melody'e sarıldı.
- Her zaman yanında olacağım, Cecilia dedi Ester. Ona ikinci adıyla seslenen tek kişi oydu. Sonra devam etti;
- Wilson bana durup dururken Melody'i bana ayarlar mısın dediğinde bir şeyler olduğunu anlamalıydım. Özür dilerim, dedi. Demek Ester'den aralarını yapmasını istemişti. Ya Ester aralarını yapmış olsaydı? Şimdi bir şey yapmamasına rağmen vicdan azabı çektiği gibi yine çekeceğine emindi Melody.
- Özür falan dileme. Seni hiçbir suçun yok. Ben kendi isteğimle onun teklifini kabul ettim. Sonra da zaten, dedi ve devamını getirmedi.

Tüm akşam boyunca Çapulcular, Lily ve Ester konuştular. Bu Melody'e iyi gelmişti.

Ta da! Yazarken Martine sövdüm, siz de sövebilirsiniz. Yazdığım en uzun bölüm oldu.
Martin zort. Bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler? Sizce kim haklı diye sormayayım tabi ki de Melody haklı.
İyi sövmeceler!!

Evans Twins | Sirius Black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin