R.W.W

358 28 18
                                    

Melody, bir hafta sonra taburcu olmuştu. Karargaha döndüğü zaman sevinçle karşılanmıştı. Hele ki Rita ona binlerce kez teşekkür etmişti. Melody ise Elaine'e kavuştuğu için mutlu olduğunu söylemişti. Anne kızı kavuşturmak gibisi yoktu. Melody de bir kızının olmasını isterdi. Çocuk düşüncesi içini kıpır kıpır ediyordu. Sirius'un düşüncesini bilmiyordu ama Melody'nin çocuk fikrine karşı bakışı değişmişti.

Karargaha bir kadın ve bir erkek girdi. Kimse şuanda onların yüzünü göremiyordu. Dumbledore onları odasına aldı. Yarım saat sonra iki kişi çıktılar. Melody, Lily ve Sirius gelenleri görünce çok şaşırmışlardı. Çünkü bunlar Agatha ve Richard'tı.

- Teyze? Richard? Burada ne işiniz var? dedi Lily. Sirius ise bambaşka bir şey düşünüyordu o sırada.
- Eh, burada yardıma ihtiyacınız var gibi görünüyordu. Bana öyle bakma Mel ben cadı değilim. Ama Ric bir büyücü. Bunu zaten biliyorsunuz. Ben de burada kalıp şifacılara yardım edeceğim, dedi Agatha. Melody, şimdi anlamıştı. Sirius cebinden bir fotoğraf çıkardı ve Agatha'ya gösterdi. Gösterdiği fotoğraf Wilsonların eski evinden aldığı fotoğraftı.

- Kusura bakmayın, ben Sirius Melody'nin nişanlısıyım. Bir şey soracaktım. Acaba bu fotoğraftaki kadın siz misiniz? dedi Sirius. Agatha'nın gözleri faltaşı gibi açıldı. Richard da sinirlenmiş olmalıydı bu fotoğrafı gördüğüne.
- Evet, bu fotoğraftaki kadın kesinlikle benim. Lakin sen bunu nereden buldun? dedi Agatha. Bir şeylerden şüphelenmiş gibi duruyordu. Sirius ise sakin bir dille cevap verdi Agatha'ya.

- Wilsonların eski evinden. Hatta bir not da vardı. Bakın, dedi Sirius notu göstererek. Agatha şüphelerinde haklı çıkmıştı. Bunu Patrick William Wilson'ın ta kendisi çekmişti. Richard ile Agatha'nın yıllarca ayrı kalmasına neden olan adam.
- Patrick'in öldüğünü sanıyordum, dedi Richard gergin bir sesle. Agatha onaylar bir ses çıkardı.

- Ben de öyle. Orada hala birilerinin yaşadığına dair kanıtlar var mıydı? dedi Agatha. Sirius biraz düşündü.
- Ben hiç dikkat etmedim ama olabilir, dedi Sirius. O an Melody'nin kafasına bir şey dank etmişti.

- Vardı. Evde değişik bir koku vardı. Daha sonradan çözdüğüm kadarıyla orada erkek parfümü kokuyordu. Biliyorsunuz parfümlerin kokusu çabuk gider, dedi Melody. Herkes onaylar bir ses çıkardı.
- Oraya derhal gitmemiz gerekecek, dedi Richard.

- Bende ge- derken Sirius tarafından sözü kesildi Melody'nin.
- Hayır, sen hiçbir yere gelmiyorsun. Karargahta güvenli bir şekilde oturuyorsun, dedi Sirius sert bir sesle. Fakat görünüşe bakılırsa Agatha, Sirius ile aynı fikirde değildi.

- Sirius gelmesi daha yararlı olacaktır. Sonuçta kokuyu alan o, dedi Agatha. Haklıydı da. Sirius zor da olsa ikna olmuştu. Bu akşam Wilsonların eski evine gideceklerdi.

Eski eve geldiklerinde durdular. İlk önce Richard ve Agatha girdi. Sonra diğerleri de peşinden gitti. Sirius diğerlerine fotoğrafı bulduğu yeri gösterdi. Melody'nin aklına şimdi gelmişti.

- Bu çerçeveyi ben kırdım. Sonra da zaten Martin geldi. Fotoğrafı gördüm ama bakmaya fırsatım olmadı, dedi Melody. Sirius anlayışla Melody'e baktı. Bir çift ayak sesi duyuldu ve içeriye bir adam girdi.

- Vay, vay, vay! Kimleri görüyorum burada! Bu ne büyük bir şeref(!) Ne oldu Agatha, beni mi özledin yoksa? dedi Adam. Richard adama kötü kötü baktı.

- Yerinde olsam hiç o toplara girmezdim Patrick. Senin yüzünden kimlerin arası bozuldu  saymıyorum bile! Agatha'ya yaklaşmaya cüret etme! Sakın diyeyim. Oğlunu da kendin gibi şerefsiz yapmışsın helal doğrusu, dedi Richard. Adamın adı Patrick'ti. Ve görünüşe bakılırsa bu adam Martin'in babasından başkası değildi.

- Ağır ol, büyük adam! Kadınına bir şey demedim, sadece senden önce sahipleri oldu. Bunu o küçük beynine sokmakta güçlük çektiğin belli. Ne yazık ama, dedi Patrick. Richard sıktığı yumruğunu Patrick'in yüzüne geçirdi. Agatha engellemeye çalışsa da başaramamıştı. Birden etrafı yoldaşlık sardı. Patrick oyuna getirildiğinin çok geç farkına varmıştı. Patrick'i kolayca esir aldılar ve karargaha götürdüler. 

Lily karargahta koltukta otururken yanındaki Melody Çapulculara işaret verdi. Ester ise Lily'İ süslemişti. Lily nedenini öğrenmek istese de başarılı olamamıştı. Melody'nin işaretini alan Çapulcular elektriği kestiler. James ve diğerleri elinde mumla içeri girdi. Lily ne olduğnu kavramaya çalışıyordu. James birden Lily'nin önünde diz çöktü.

- Lily-çiçeğim, seninle hikayemi çok değişik ve güzel. Etraftaki herkes çıkmamıza şaşırmıştı. İlk başta benden nefret ediyordun. Benim de sana çok bayıldığım söylenemezdi. Ama ilk görüşte güzelliğin gözümü kamaştırmıştı. Her şeyinle çok güzeldin Lils. 4. Sınıfta sana aşık olduğumu anladım. Ondan sonra da peşini bırakmadım zaten. Ve şimdi senden bir isteğim var. Ömrünün kalanını benimle geçirip, çocuklarımın annesi olur musun? dedi James. Lily'nin gözü dolmuştu.
- Olurum! dedi Lily ve James ile sarıldılar. Şimdi onlar da nişanlanmıştı. Geriye Ester ve Remus kalmıştı. Ama onlarınki yakın gözükmüyordu. Şimdilik.

Bu bölümün özeti genler olabilir. Martin'in kime çektiği belli oldu arkadaşlar. Bu arada bir sonraki bölüme kendinizi hazırlayın hepinizin beklediği bir bölüm olacak.
İyi okumalar!

Evans Twins | Sirius Black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin