Eğitimi oldukça etkileyici bir şekilde ilerliyordu. Her saat altmış Uzaysal Yırtık yaratabilir haldeydi! Her dakikalık bekleme süresinde de zamanını Uzaysal Yırtığın temelleri hakkında düşünerek, neler olduğunu gözden geçirerek, eşsiz tepkilerini sorgulayarak geçiriyordu. Üstelik sürekli açı ve yön değiştiriyor, mümkün olan her yöntemi deniyor, yeteneği 'otopsiye' sokuyor, yaşam gücünün bir parçası haline getirmeye çalışıyordu.
Yeteneği kullanmaya, düşünmeye, deney yapmaya, değiştirmeye, geliştirmeye devam ettikçe trans haline girmeye başladı, kara sevdalı gibi bir hali vardı. Başlamadan önce garip bulduğu bu eğitim metodu, ona daha önce hiç tecrübe etmediği bir şey yaşatmış, Uzaysal Yırtığın sımsıkı kapalı kapılarının yavaşça açıldığını, sırlarının gün yüzüne çıktığını hissettirmişti.
Tüm günü bu şekilde uyumadan ve yemek yemeden eğitim yaparak geçirdi. Sıradan Cevher Ustaları için bin-sağlamlaştırma yapmanın en az beş gün gerektireceğini fark eti. Yemeksiz, uykusuz beş gün bedenlerine nasıl bir yük bindirirdi?
Lin TianAo kadar kararlı ve güçlü birinin bile bu eğitim yolunu kolayca deneyememesine şaşmamalıydı.
Zhou Weiqing bu mükemmel hisse kendisini o kadar kaptırmıştı ki neredeyse bırakmaya gönüllü olmayacaktı. Bir yeteneği sağlamlaştırmanın, özünü kavramanın sonu yok gibiydi; insan daha iyi anladıkça yeni bir anlam fark ediyor, daha garip hisler ediniyordu.
Zaman geçmeyi sürdürürken Zhou Weiqing 1700 Uzaysal Yırtık tamamlamıştı! O kadar odaklanmış haldeydi ki Şişman Kedinin kucağından atladığının bile farkında değildi.
Şişman Kedi bu kez uyumuyordu. Zhou Weiqing'in iki saatte yüzden fazla Uzaysal Yırtık yarattığını fark ettiğinde derin mor gözleri şokla dolmuştu. Ona göre Zhou Weiqing'in yetişim seviyesi çok düşük olsa da bu inanılmaz iyileşme oranı başka bir boyuttaydı, Zong Aşaması Ustalarla bile kıyaslanamazdı! Ancak Cennetsel Dao Enerji Aşamasına geçildiğinde dünyayla cennet arasındaki bağlantı kurulduğu, kişinin bedeninin dünyanın enerjisiyle kaynaşıp Cennetsel Enerjilerini hızla yenileyebilir hale geldikleri söylenirdi.
Şişman Kedinin yetişim seviyesi Zhou Weiqing'inkinden çok daha fazlaydı, ama kendi Cennetsel Enerji yenilenişinin onunla eş olamayacağının farkındaydı.
Cennetsel Enerjinin yenilenme oranı savaş gücünün sürdürülebilirliğiyle doğrudan bağlantılıydı, ayrıca kişinin eğitim ve yetenek sağlamlaştırma aktivitelerini çok daha hızlı yapabilmesini sağlardı. Üstelik Şişman Kedi, Zhou Weiqing'in eğitim metodunun da özellikle eşsiz olduğunu, ardında saklı gizler barındırdığını görebiliyordu. Eğer Zhou Weiqing bu şekilde devam ederse yetişim hızıyla Büyük Aziz Arazilerdeki eğitim metotlarını aşabilirdi!
Zhou Weiqing ikinci günün gecesine dek bu eğitim aşamasını sürdürdü, su içmek için bilinçsizce elini şişeye atıp içinde bir damla bile kalmadığını fark ettiğinde afallamıştı. O noktada Şişman Kedinin mor gözlerinden çıkan ışıklar Zhou Weiqing'in alnına ulaşarak onu bu garip halden kurtardı.
Tamamen uyanan Zhou Weiqing irkildi. Bir an sonra bedeni kontrolünü kaybetti ve yoğun bir güçsüzlük hali vücudunun her noktasını ele geçirirken sertçe zemine oturdu. Sanki beyni pelte olmuştu, başı dönüyordu. Meridyenlerine kadar her zerresi acı içindeydi, ruhuna işleyen bir sızı vardı.
Zhou Weiqing'in bilincinin bu acıdan kurtulabilmesi için bir saat geçmesi gerekti, bu süreçte kıyafetleri terden sırılsıklam hale gelmişti. Onun gibi siyah inci sayesinde bedeni inanılmaz güçte olan biri için bu çok nadir görülen bir durumdu. O anda Zhou Weiqing'in aklına şu düşünce doldu...sıradan Cennetsel Cevher Ustaları beş gün boyunca bu metodu sürdürdüklerinde ne hissediyorlardı? Muhtemelen kendisinin hissettiğinden çok daha kötüsünü!
Sahiden de tahminleri doğruydu. Xiao Yan, ona tavsiye verirken Zhou Weiqing'in bu metoda pek bel bağlamadığını görmüş ve haliyle yan etkilerini anlatmamıştı. Sıradan Cennetsel Cevher Ustalarının bu metodu gerçekleştirdikten sonra en az yarım aylık bir iyileşme süreçleri olurdu. Böyle yoğun bir acı da insanların bu metodu çok kullanmamasına neden oluyordu haliyle.
Zhou Weiqing, Uzaysal Kolyesinden çıkardığı kuru kıyafetleri giydi. Bir saatlik dinlenmeden sonra gökyüzü tamamen kararmış, kendisi de biraz enerji toplamıştı. Hızlıca yemek salonuna gidip büyük bir kase yulaf lapasıyla biraz kıyılmış et yedi, ancak halsizlik hali hiç geçmemişti.
Odasına dönen Zhou Weiqing yatağına yığıldığı saniyede bayılmışçasına derin bir uykuya daldı.
Uykusundan uyandığında ertesi günün öğleni olmuştu bile. Katı bir şeyler tüketmeye cesaret edemedi, yine yulaf ve kıymayla, biraz da haşlanıp dilimlenmiş sebzeyle idare etti. Hala güçsüz ve halsiz hissediyor olsa da en azından canlanmıştı.
Midesini dolduran Zhou Weiqing odasına döndü. Dün gece eğitimden sonra hissettikleri fazla kötüydü; zayıflayan yalnızca bedeni değildi, zihni de ona eşlik etmişti. Düşünemiyordu, ölümün kıyısında gibiydi.
Ama artık zihnini toparladığı için bu sağlamlaştırma metodunun faydalarını idrak edebiliyordu.
İki gün boyunca Uzaysal Yırtık yeteneğini tam üç bin kez kullanmıştı! Bu ona oldukça eşsiz bir his yaşatmıştı, daha önceleri bir alet olarak gördüğü Yeteneği kullanmak zor olmuyor olsa da, onu kullanmış olmak için kullandığını hissediyordu.
Ama iki günlük sağlamlaştırma eğitiminden sonra Uzaysal Yırtık diğer tüm yeteneklerden farklı hale gelmişti. Diğerleri kullandığı aletlerdi, Uzaysal Yırtıksa artık kendisine, hayatına, ruhuna bağlanmıştı.
Uzaysal Yırtığın arkasındaki gizli anlamlar yavaş yavaş içinde kaynaşıyordu. Aynı Yetenekti, ama tamamen farklı hissettiriyordu.
Zhou Weiqing normal bin-sağlamlaştırmalık eğitimin ne kadar kuvvetli bir etkisi olacağını fark etmemişti. Onun dışında bu eğitimi üçe katlayıp tam üç bin kez sağlamlaştıran ise olmamıştı! Üç bin seferi peş peşe yapmak üç kez bin-sağlamlaştırma yapmak kadar basit değildi! Aralıksız üç bin sağlamlaştırma, Zhou Weiqing'in Yeteneği tamamen anlamasını sağlamıştı, anlamını, gereğini, sırlarını kavramıştı. Bir öğretmeni olmadan bunu yapabiliyor olması imkansıza yakındı.
Şişman Kedi şu anda uyuyordu ama Zhou Weiqing aşırı heyecanlıydı. Yarın olsun ve bu yeteneğe dair yeni kavrayışlarını mücadelede kullanabilsin diye sabırsızlanıyordu.