Kilosu yüzünden sık sık at değiştirmek zorunda kalan Karga dışında bir mola sebepleri olmadı. Dou Dou ise ağzında yemek olduğu sürece itirazı olmadan ilerliyor, hiç şikayet etmiyordu. Kesinlikle naif bir genç kızdı.
Zhou Weiqing bir gün kızı satsa, kız oturup elde ettikleri karı saymaya başlar diye düşünüyordu. Yani aptallık derecesinde bir saflığı olduğu söylenebilirdi.
...
Yolculukları, daha önce Fei Li'den ZhongTian'a yaptıkları yolculuğun yarısından da az sürdü. Fei Li Şehrine dönen Fei Li Mücadele Takımı yol yorgunuydu ve oldukça pasaklı hale gelmişlerdi.
Şehir kapılarının önünde atlarını durdurarak Zhou Weiqing'e döndüler.
Zhou Weiqing lafa girdi: "Abi, siz önce Cennetsel Cevher Akademisine gidin, sonra dönüp Fei Li Askeri Akademisinde beni ararsınız."
Lin TianAo cevap verdi: "Ben Akademiye dönmeyeceğim, doğruca seninle geliyorum." Zhou Weiqing hakkında çok endişeliydi. Tian'er'in vedasıyla ilgili bir şey söylememiş olsa da çok etkilendiğini anlayabiliyordu.
Zhou Weiqing hafifçe gülümseyerek başını salladı: "Abi, sen de git. Başladığın şeyi güzelce sonlandır, Cennetsel Cevher Akademisi bunca zaman seni geliştirdi, onlara veda etmelisin. Benim için endişelenme, sorun yok. Acı içindeysem, ne olmuş yani? Olan oldu ve Tian'er de gitti. Şu anda geçmişin yasını tutmanın anlamı yok, geleceğim için çabalayacağım. Acıya odaklanmaktansa yapılacaklara odaklanacağım. Ben iyi olacağım, önce akademiye gitmem gerek." Bu sözlerden sonra dizginleri Lin TianAo'ya bırakıp Dou Dou'yu sıkı sıkı tutarak onunla birlikte şehir yollarına koyuldu.
Dou Dou'dan faydalanmaya çalışıyor değildi... Yalnızca son günlerde yaşananlardan sonra bir de kızı bu büyük şehirde kaybetmekten korkuyordu.
"Patron?" Xiao Yan kaşı hafifçe kalkarak Lin TianAo'ya seslendi.
Lin TianAo başını sallayarak konuştu: "Hadi madem, önce akademiye gidelim."
Fei Li Şehrinin tanışık sokaklarında yürüyen Zhou Weiqing'in aklında son gelişinden bambaşka düşünceler vardı. Şimdiki Weiqing çok daha olgundu.
Erkekler gerçek anlamında olgunlaşmak için bir şeyleri bizzat tecrübe etmelidir diyen Mu En'i çok daha iyi anlıyordu. Mu En... öğretmenim... hala hayatta mısın? Cennetsel Yay Birimindeki tüm öğretmenlerim iyi mi?
Mantıksal olarak, Cennetsel Yay İmparatorluğunun işgali demek, öğretmenleri de dahil herkesin ölmesi demekti. Ancak içten içe onların hayatta ve sağlıklı olduğunu ummadan edemiyordu.
Fei Li Kraliyet Ailesi Askeri Akademisinin kapısı klasik sessizliğindeydi. Kayıt zamanları dışında burası hep sakin ve ciddi bir havaya sahip olurdu.
Zhou Weiqing'in kalbi ona farklı bir zamanda farklı bir yerdeymiş gibi hissettiriyordu, artık buraya ait değildi. Oldukça çaresizdi; planladığı gibi Akademideki sınıf arkadaşlarını kendisine bağlayacak zamanı yoktu.
Zhou Weiqing, Fei Li Askeri Akademisine kaydolurken her şeyi planlamıştı. Burada eğitim almak onun için ikinci plandaydı, önceliği yetenekli kişileri kendine bağlayarak Cennetsel Yay İmparatorluğuna çekmekti. Bu plan da şimdiye dek tıkırındaydı. Akademide göze çarpışı ve yeteneklerini sergileyişi hedeflerini gerçekleştirme konusunda hayrına olmuştu.
Ama artık çok geçti. Birkaç aylık ayrılığı sırasında Cennetsel Cevher Turnuvasına katılmış ve şampiyonluğu kazanmıştı. Bununla yetenekli insanları daha da rahat çekebilirdi, ancak ne yazık ki Cennetsel Yay İmparatorluğu düşmüştü ve Akademide kalacak zamanı yoktu.