Şişman Kedi, Tian'er! (1)

169 36 2
                                    

Zhou Weiqing, portala girmeden hemen önce Şişman Kediyi hiçbir uyarı vermeden Uzaysal Yüzüğe atmıştı. Dışarı çıkan kız/kaplan da haliyle sinirli sesler çıkarmaktaydı. Ancak çevresindeki doğa hızlıca dikkatini çeki ve Zhou Weiqing'in omzuna sıçrayarak etrafı incelemeye başladı.

Zhou Weiqing kafasını okşayarak şöyle dedi: "Kıdemli Shangguan Cennetsel Canavarların buradan etkilendiğini söylemişti. Sen iyi misin?"

Şişman Kedi düşük, küçümsercesine bir wuuu wuuu sesi çıkartarak küçük kafasını gururlu bir şekilde havaya kaldırdı, sanki 'Burası beni nasıl etkileyebilir!' der gibiydi.

Zhou Weiqing sırıtarak omzundaki Şişman Kediyi kollarına aldı ve konuşmayı sürdürdü: "Şişman Kedi, neredeyse üç yıldır beraberiz. Bu üç yılda sana çok iyi davrandım! İyi yedirdim, iyi içirdim, her şeyi yaptım! Şimdi Cennetsel Cevher Turnuvasının finallerine gelmişken... bu iyiliklerimin karşılığını ödersin, değil mi? Heh heh heh."

Bu sözleri işiten Şişman Kedi, Zhou Weiqing'e temkinli bir şekilde bakarak hafif wuu wuu sesleriyle kollarından kurtulmaya çalıştı.

Zhou Weiqing bir eliyle onu tutarken diğer elini küçük kalçalarına götürüyordu. "Dur, bekle bitireyim. Ahh, doğrusunu söylemek gerekirse, bunu söylemeyi hiç istemem ama, bundan sonra aramız eskisi gibi olamayabilir."

Derin düşüncelere dalan Zhou Weiqing, Şişman Kediyi yüzüne doğru kaldırdı ve narin bir şekilde yanaklarına değdirdi.

Şişman Kedinin bedeni katılaşmış, gözlerindeki temkinli bakış kaybolmuştu. Bağırışları da sonlanırken garip bir kayıp ifadesine büründü.

"Sonsuza dek bu şekilde devam edemeyiz değil mi? Ayrıca, böyle yaparsak... bir gün beni hiç uyarmadan ortadan kaybolabilirsin. Uzun süre düşündüm ve seninle güzel bir konuşma yapmaya karar verdim."

Bu noktada sesi kalınlaştı. Şişman Kediyi kaldırarak alnındaki 'Kral' kelimesine yumuşak bir öpücük kondurdu.

"İlk tanıştığımızda bir Cennetsel Cevher Ustası olmamın üzerinden çok geçmemişti ve Bing'er tehlikedeyken bilinçsizce Şeytani Değişimi aktive ettim. Dövüş bittiğindeyse sen öylece ayaklarımda belirdin ve beni bırakmayı reddettin. O zaman bana bir amaç uğruna yaklaştığını düşünmüştüm. Ancak üç yıl geçmesine rağmen amacının ne olduğunu hala anlamış değilim."

"Geçirdiğimiz zaman arttıkça, gün geçtikçe, senin sıradan bir Cennetsel Canavar olmadığına iyice ikna oldum. Sürekli benim yanımdaydın, ancak hiç yemek yemedin, hiçbir şey içmedin... vaktinin çoğunu uyuyarak harcadın... ama buna rağmen evrim geçirebildin! Benden bir şeyler aldığın belli. Ancak ne olursa olsun, bana borçlu değilsin ve ben sana ne verdiysem ve veriyorsam, bunun devam etmesine gönülden razıyım."

Zhou Weiqing'i dinleyen Şişman Kedinin gözleri donmuş gibi görünüyordu, bedeninden görünmez bir aura yayılıyor, ancak Zhou Weiqing buna odaklanmadan konuşmayı sürdürüyordu.

"Son yıllarda hayatımı birden çok kez kurtardın. Sen olmasaydın o Buzlu Ruh Cennetsel Ayısıyla karşılaştığım zaman ölmüş olurdum... sadece ben değil, Bing'er ve öğretmenlerim de öyle. Üstelik bana pek çok kez Yetenek Depolama konusunda yardımcı oldun, özellikle de Gümüş İmparatorda... hatta dün gece de aynı şekilde. Sen olmasaydın o bilinmeyen auraya sahip olmama rağmen Cennetsel Kral Aşaması ve üzerinden Yetenek Depolayamazdım. Uzun zamandır beraberiz ve karşılıklı fayda sağlıyoruz, hatta senin evrimleşişin de bana yeni bir Cennetsel Enerji seviyesi kazandırdı."

"Ancak..." Zhou Weiqing bir anda durdu, yüzünde tereddütlü bir bakış belirmesine rağmen devam etti: "Ancak aramızda hep görünmez bir uçurum vardı. Bunu görmezden gelmeyi sürdürmek istemiyorum ve birbirimize güvenebileceğimizi umuyorum. Tahminlerimi defalarca inkar etmiş olsam da yaşadığımız bunca şeyden sonra bu tahminin doğruluğuna eminim. Haksız mıyım... Tian'er?"

HJC ~2.Kitap..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin