"Buyur suyun"
Berzan elindeki suyu ona uzatırken Demir garip bakışlar atan adamdan gözlerini çekip gülümseyerek suyu aldı. Şuan bulundukları durum gerçekten garipti ama yapacak bir şeyi yoktu. Adam sadece kürtçe konuşuyordu ve Berzan ona çeviri yapıyordu. Suyu alıp içtiğinde bardağı hemen yanına bıraktı.
Onlara ne iş yaptığını neden geldiğini anlatmıştı. Babası her tercüme de başını sallamış ve onu dikkatle süzmüştü. Ama tek bakan o değildi Berzan da dikkatle onu dinlemişti. Eğer o dinleyecekse sabaha kadar bile konuşurdu. Onların soruları bitip sessizlik oluştuğunda Berzan bunu bozdu.
"Zahmet oldu ama çok getirmişsin parayı. Ben öyle şeyi sevmem"karşısına oturup öksürürken Demir başını sağa sola salladı.
"Herkese o kadar verildi emin ol. Kimsenin hakkı geçmedi. Hem sen çok öksürüyorsun doktora gittin mi?"
Onun kızarmış yüzüne bakarken Berzan ilk defa sesli gülmüştü. Komik bir şey söylememişti ama güldüğünü görmek hoşuna gitmişti. Ve o an gamzesini görmüştü, çok güzeldi gerçekten. Kendisi de gülümsediğinde Berzan tekrar öksürdü.
"Bu benim için hastalık sayılmaz. Daha kötülerini de gördüm. En ufak şeyde doktora gitmem ben."
O sırada babası bişey dediğinde ikisi de ona dönmüştü. Demir şaşkın şaşkın onlara bakarken Berzan bişeyler söylüyordu. "Oğlum yemeğe kalacak arkadaşın? Öyleyse yolla Azad'ı ekmek alsın."
"Yok baba kalmaz. Zaten paramı vermeye gelmiş gider şimdi"
Adam ona başını salladığında Demir merakla Berzan'a baktı. "Ne diyor?"
"Akşam işimiz var ne zaman gidecek diye sordu" Berzan ona ciddi ciddi konuştuğunda Demir duyduğu şeyle afallamıştı. Yani istenmediğini bu kadar belli etmeleri garip gelmişti. O an ilk defa utandığında hızla ayağa kalktı.
"Madem öyle gideyim ben artık. Babana söyle kusura bakmasın rahatsız ettim"
Hızla kapıya yürüdüğünde Berzan ona şaşkınca bakmıştı. Ne yani hem kovup hemde yüzsüz gibi oturacağını mı sanıyordu. Evet yüzsüzdü ama ilerde yapacaktı bunu şimdi biraz naz yapsa sorun olmazdı. Suratını asıp kapıya geldiğinde arkasından onunda geldiğini duymuştu.
"Dur hele. Niye ayaklandın hemen"
Demir içindeki heyecanı bastırarak düz ifadesiyle ona döndü. Şu an bu eve çok aykırı duruyordu gerçekten. Berzan çatık kaşlarıyla ona bakarken kızarmış yüzü çok sevimli duruyordu. İçindeki öpme isteğini bastırıp ayakkabısını giydi.
"Siz ailecek kabasınız anladığım kadarıyla. Gelen misafire böyle söylemek benim gibi birinde bile yok sen düşün artık. Neyse geçmiş olsun"
Demir sesini sert tutarak konuştuğunda hızla arkasını dönüp kapıyı açtı. Yüzünde oluşan sırıtmayı bastırmak için dudaklarını bir birine bastırıyordu.
"Kusura bakma. Ama böylesi daha iyi. Sen buraya fazla gelirsin Demir kardeş. Sağol getirdiğin için."
Demir ondan beklemediği şeyi duyduğunda gerçekten kalbi kırılmıştı. İçinde oluşan kırgınlıkla yüzüne bakarken onun düz ifadesi daha çok sinirini bozmuştu. Ama haklıydı. Arkadaşı bile sayılmazdı sonuçta. Ona söylemek istediği şeyler olsa da sadece başını sallayıp dışarı çıktı hızla. Berzan arkasından bakarken geriye dönmeden arabasına ilerledi. Hava şimdi serinlemişti ve daha kalabalık bir ortam vardı.
Arabasına yaklaştığında gözüne takılan lastikle bir anda gözleri büyüdü. Gerçekten şimdi olmak zorundamıydı. Ne güzel havalı bir çıkış yapmışken patlak lastiklere bakıp dişlerini sıktı. Belki de buraya hiç gelmemeliydi. Sinirle tekere ayağını vururken yanına gelen bedenle oraya döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZ ASLA (BxB) mpreg
General FictionDemir ve Berzan'ın hikayesi. İsterseks konuludur..