28

2K 126 4
                                    

Demir oturduğu masanın başında merakla ikide bir telefona bakıyordu. Arkadaşı Barış la konuşacağını söylemişti ama hala ses çıkmamıştı. Onun başlarına bela olmasından korkuyordu ve Berzan'ın ailesinin
öğrenmesini istemiyordu. Aslında öğrenseler de onun için sıkıntı yoktu ama Berzan çok korkuyordu.

Ailesini kaybetmesindense ilişkisini gizli yaşardı. Anlıyordu onlara ne kadar çok değer verdiğini. Sürekli iki küçük kardeşinden bahsediyordu ve konuşurken gözlerinin içi gülüyordu. Bu mutluluğu bozulmasın diye duyulmasına engel olacaktı. Elini çenesine koymuş önündeki çizime boş boş bakarken gelen bildirimle hızla telefonu eline aldı.
Özellikle mesaj atmasını istemişti çünkü Berzan duysun istemiyordu. Ekranı açıp arkadaşının ismini görünce yerinde dikleşti.

METE: Kardeşim hallettim. Merak etme şimdi götü üç buçuk atıyor korkudan ve bir daha yanına bile yaklaşamaz. Merak etme tamam mı?

Demir mesajı okuyunca derin bir oh çekti. Arkadaşına güveniyordu bu konuda. Avukat olduğu için ona
atıyorlardı böyle şeyleri ve beceriyordu. Ama yine de nasıl yaptığını merak ediyordu.

DEMİR: Teşekkür ederim kardeşim. Nasıl yaptın peki kesin değil mi?

METE: Onun hakkında bazı şeyler öğrendim. Eğer sana bulaşırsa yıllarca hapiste kalması gerekecek, yani hiçte masum değil bu lavuk. Ama ne olduğu bana kalsın. Artık endişelenme sen bana güven canım.

DEMİR: Pislik ya. Neyse sana zaten güveniyorum yavrum. Teşekkür ederim gerçekten. Bu iyiliğini asla unutmayacağım. Görüşürüz.

Telefonu elinden bıraktığında şimdi daha rahat hissediyordu. Eğer kendisi yüzünden minik kuşu üzülseydi daha kötü olurdu. Bir süre kimse bilmeden ilişkilerini yaşayacaklardı. Rahatladığı için şimdi gidip sevgilisiyle birlikte hazırlanması gerekiyordu. Bu akşam onu ailesinin yanına götürecekti ve fazla
heyecanlıydı. İlk defa bir erkeği ailesiyle aynı masaya oturtacaktı.

Yerinden kalkıp hızla dışarı çıktığında salona doğru ilerledi. Şimdi oturmuş onu bekliyor olmalıydı. Adımlarını hızlandırdığında onun koltukta oturmuş telefonda konuştuğunu görünce sessizce yanına geçip oturdu. Yine kürtçe konuşuyordu ve ailesi olduğunu anlamıştı.

Berzan onu gördüğü anda başını öne eğdiği için yine üzgün olduğunu anlamıştı. Keşke ailesi anlayışlı
olsaydı da onları buraya getirip oğullarıyla görüşmelerini sağlayabilseydi ama biliyordu ki mümkün değildi. Onu dikkatle izlerken telefonu kapatıp hala önüne bakmaya devam ediyordu.

"Berzan noldu. Ailen nasılmış?"

"İyiler. Bizimkiler özlemiş beni de onu söylüyorlardı. Ufaklıklar ne zaman geleceksin diye sordular. Ama sıkıntı yok yani"

Berzan tedirgin gözlerle ona bakarken Demir içindeki sinir yüzünden derin bir nefes aldı. Biliyordu ona gel diye baskı yapıyorlardı. Hissediyordu bunu. Ama bir yolunu bulup onu burada tutmak için her şeyi yapacaktı. Ya da ikisi beraber gidip ailesiyle görüşmesini sağlayacak ve geri getirecekti.

"Merak etme. Her şey güzel olacak. Oraya gidip kalmana izin vermem ben. Ama görüşürsün onlarla. Zamanı gelince bir yolunu bulacağız tamam mı güven bana"

Samimi sesiyle ona güç vermeye çalıştığında Berzan masumca başını salladı. Ailesinden bahsederken
çocuk gibi oluyordu zaten. Onların ne kadar önemli olduğunu anlamıştı. Ama onu bırakmayacaktı.

"Hadi kalk hazırlanıp gidelim. Bizimkiler bekliyordur. Eminim annem şimdi bir sürü yemek yaptırmıştır. Seveceksin onu biliyorum sakin utanma ve rahat ol."

Onu elinden tutup kaldırdığında onun ne kadar çok utanacağını biliyordu. Şimdiden eli buz gibi olmuştu. Ama ailesi kötü değildi o yüzden rahatlıkla götürebilirdi. Onu kırmayacaklarını çok iyi biliyordu.

SENSİZ ASLA (BxB) mpregHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin