"İyi akşamlar efendim"
Demir kendisine seslenen sekretere "İyi akşamlar" diyerek kendini hızla dışarı attı. Sırf babasının lafından kurtulmak ve acısını unutmak için kendisini işine vermişti ama başarılı olamamıştı. Sanki gün geçtikçe aşkı daha çok büyüyor gibiydi ve artık delirmek üzereydi.
Hayatında ilk defa yaşadığı bu duyguyla nasıl baş edeceğini de bilmiyordu. Hem reddedilmek yeniydi onun için hem aşık olmak. Bu kadar acı vereceğini hiç düşünmemişti. Berzan hiç mi vicdan azabı çekmemişti bilmiyordu. Bu daha çok üzüyordu onu.
Arabasına geçip oturduğunda boynundaki kravattan kurtulup koltuğa attı. Şimdi arkadaşlarına ihtiyacı vardı ve biraz da onların beynini yiyecekti. Telefonunu çıkarıp aramak isterken çalmasıyla Tunç ismini görünce elini kalbine koydu.
"Koçlar ya. Kalp kalbe karşıymış" Kendi kendine kısa bir duygusallık yaşayıp hızla cevap verdi.
"Efendim"
"Demir nasılsın kardeşim. Çıktın mı işten?"
"Çıktım ben de sizi arayacaktım. Buluşalım aşk acım kalbimi parçalıyor destek istiyorum" söylerken dudağını büzüp çocuk gibi göründüğünü biliyordu ama o da böyleydi işte.
"Senin aşk acını yerim lan ben. Gel bizim mekana Mete de yanımda. Hadi bekliyoruz"
Demir tamam deyip telefonu kapattığında biraz daha rahatlamıştı. Bu adamlar da olmasa ne yapacaktı bilmiyordu. Berzan'ı unutması mümkün değildi ama en azından yalnız olmadığını biliyordu.
Arabayı çalıştırıp her zaman gittikleri mekana sürdü. Genelde her zaman oraya gidip bişeyler içerler ve kafa dağıtırlardı. Bir sürü sevgili bulmuştu o mekanda ama şimdi düşününce sadece ne kadar saçma davrandığını görüyordu. Kimse Berzan gibi olamazdı ve bir daha da aşık olabileceğini sanmıyordu.
Büyük mekana geldiğinde düşük omuzlarıyla arabadan inip hızla kapıya yürüdü. Artık daimi müşteri olduğu için herkes onu tanıyordu. Kapıdaki güvenlik "Hoş geldiniz Demir bey" dediğinde teşekkür edip içeri girdi.
Loş bir ortamı vardı buranın ve müzik kısık çalıyordu. Zaten sesli yerleri sevmiyordu ve burası hoşuna gidiyordu. Masalarda göz gezdirdiğinde ona sırıtarak el sallayan iki adamı gördüğünde kendisi de çocuk gibi karşılık verip yanlarına yürüdü. Bu gece yine dağıtacaktı hissediyordu.
"Hoşgeldin aşk adamı gel"
Tunç onu yanına çağırdığında ikiletmeden geçip oturdu ve derin bir nefes aldı.
"Hoşbuldum koçlar. Erken gelmişsiniz" Önündeki içkileri gördüğünde şimdiden arkadaşlarının onun için hazırlık yaptığını anlamıştı.
"Senin ızdırabını hafifletmek istedik o yüzden bu gece içip dağıtacağız canlarım." Mete eline aldığı bardağı uzattığında alarak başını salladı. Şimdilik acısını geçiren tek şey bu içkilerdi.
"O zaman şerefe diyelim" İkisi de elindeki bardakları uzattığında tokuşturup hızla başına dikti. Soğuk ve acı içki boğazından aşağı akarken yüzünü buruştursa da hemen alışmıştı.
"Bak bu gece sarhoş olacağız. O yüzden gece uzun"
"Hayırdır Mete. Sende mi aşk acısı çekiyorsun. Ben kendi derdime daldım sizi unuttum" Demir ona göz kırptığında Mete sırıtarak başını sağa sola salladı.
"Ben henüz canıma susamadım kardeşim. Seninki bize yetiyor da artıyor."
"Ee Demir. Berzan dan haber yok mu. Yani bir mesaj telefon falan?" Tunç elini omzuna attığında Demir yine aklına gelen görüntülerle dudağını büzdü. Keşke yanında olsaydı da güzel gamzelerini görebilseydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZ ASLA (BxB) mpreg
Художественная прозаDemir ve Berzan'ın hikayesi. İsterseks konuludur..