58

1.2K 106 4
                                    

Demir bindiği arabanın içinde sinirden direksiyona sertçe vurup saçlarını karıştırdı. Şimdi gidip ne yapacaktı. Bara mı gitmeliydi ya da içki mi içmeliydi. İğrenç biri değilmiydi o. Ama nasıl yapacaktı ki. Berzan bunu hak etmiyordu. Geri dönülmez bir hata yapamazdı. Derin bir nefes alıp telefonuna uzandı.

Yine eskiden yaptığı gibi arkadaşını arayıp bu stresle başa çıkmanın yolunu bulacaktı. Ama bu defa kusmakla geçmeyeceğini çok iyi biliyordu. Ekranı açıp Tunç'un ismine bastığında dizini sallayarak açmasını bekledi.

"Demir.. hayırdır kardeşim?"

"Neredesin? Evdeysen sana geleceğim."

"Gel gel evdeyim. Kötü bir şey mi oldu oğlum?"

"Hayır yani evet. Bilmiyorum işte. Neyse gelince konuşuruz"

Konuşmayı daha fazla uzatmadan telefonu kapatıp koltuğa fırlattı. Uzun zamandır dışarı çıkmamanın verdiği bir gerginlik vardı içinde. Berzan hayatına girdiğinden beri gece hiç dışarı çıkmamış hatta içki bile içmemişti. Bu oğlan için ne kadar da değişmişti. Ama hala sevmediğini düşünüyordu sevgilisi.

Arabayı çalıştırdığında başını eve çevirip bebeklerinin odasına baktı. İçerisi görünmüyordu ama sevgilisinin hala orada olduğunu biliyordu. Kendisi dışardayken o çocuklarının başındaydı. Buna rağmen bebeği kötü bir baba olduğunu düşünüyordu çünkü aptal gibi ona bunu ima etmişti.

Sevgilisine verdiği hasar yüzünden kendisinden nefret ederek arkadaşının evine sürdü. Önce gidecek biraz düşünecekti sonra ne yapacağına karar verirdi. Çünkü kendisi de bilmiyordu. Dışarı çıkmak gibi bir planı yokken aniden kendisini sokakta bulmuştu.

Kendisine küfür ederek geçirdiği yolculuktan sonra geldiği evin önünde indiğinde kendisini daha garip hissetti. Uzun zamandır bu eve yalnız gelmemişti ve sevgilisini ilk getirdiği günü dün gibi hatırlıyordu.

Keşke o da yanında olsaydı ama yoktu.
Sinir ve acı içini kemirirken kapıya gidip çaldı. Bir kaç saniyelik bekleyişin sonunda karşısında kızgın bir Mete gördüğünde umursamadan onu omzundan tutup içeri girdi. Onların meraklandığını da çok iyi
biliyordu.

"Şerefsize bak sen. Bir de tripli tripli giriyor içeri. Berzan ve çocuklar nerde?"

Mete arkasından gelerek söylendiğinde onu duymazdan gelip salona geçti. Bu ev onların buluşma yeriydi ve seviyordu burayı. O sırada mutfaktan çıkan Tunç elindeki iki birayla içeri gelmişti.

"Bu yine mala bağlamış. Evden mi kovuldun lan?"

İkisi de onun karşısına geçtiğinde Demir arkadaşının elindeki biralardan biri kaptı.

"Git sen başka getir"

"Demir.. senin ebeni sikerim lan. Ne bu haller, oğlanı evde bırakıp içmeye mi çıktın. Sik kafalı"

"Kesin lan bir. Evde duramazdım geldim işte." Arkadaşlarına sinirle bağırırken elindeki birayı ağzına götürdü ve bekledi. Bu yaptığı doğru bir şey miydi gerçekten. Şimdi içerse bebekleri ondan rahatsız
olmaz mıydı. Hem gece nasıl bakacaktı onlara içerse.

Kendi haline daha çok öfkelenirken elindeki birayı içmeden sehpaya geri bıraktı. Ne sevgilisine ne de bebeklerine bunu yapmaya hakkı yoktu. Arkadaşları ona hayretle bakarken koltukta öne doğru yayılıp başını geriye yasladı. Bu koltukta çok defa bu şekilde oturup acı çekmişti ama aslında gerçek acı buydu.

"Demir.. anlat bize yavrum. Eski günlerdeki gibi. Üçümüz bir beyin olabiliriz hala."

Tunç ılımlı sesiyle konuşurken derin bir nefes alıp tavana baktı.

SENSİZ ASLA (BxB) mpregHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin