"Demir ateşin var bak. Yürü doktora gidelim hadi inat etme. Kötüleştin valla kokutma la beni."
Berzan yatakta alnından ter akan sevgilisine içindeki pişmanlıkla bakarken sevdiği üstünü daha sıkı örtmeye çalışıyordu. Üşüdüğünü görüyordu ve titremesi de vardı.
"Berzan sen babamı ara o tanıdık doktoru çağırsın lütfen. Gidecek halim yok"
Sevdiği gözlerini açmadan zorlukla konuşurken Berzan üstündeki çarşafı çekip örtünmesine engel oldu. Sabahtan beri alnına soğuk bez koymuştu ama annesinin onlara yaptığı şeyler sevdiğinde işe yaramıyordu. Onun titreyen çenesine ve kızarmış yüzüne baktı bir kaç saniye. Her şey onun yüzünden olmuştu ve vicdanı sızlıyordu.
"Ben hemen arayıp geleyim. Örtme üstünü bak. Hemen geleceğim"
"Çabuk gel ama." Sevdiği ona titrek sesiyle konuştuğunda hızla odadan dışarı çıktı.
Köyden geldiklerinden beri üstünde kırgınlık vardı sevdiğinin ve bugün daha kötü olmuştu. Doktora götürmek istese de sen bana bakarsın deyip reddediyordu. İçindeki suçluluk duygusu yüzünden sinirle telefonu çıkardığında hızla babasını aradı.
Onlar da telaş edecekti ama yapacak bir şeyi yoktu. Keşke o soğuk havada buz yemesine engel olsaydı ama Sevdiği öyle acı çekince içi sızlamıştı. Sırf abisinin inadı uğruna olmuştu herşey. Demir ona iyi
bakıyordu ama o ilk yolculuğunda hasta olmasına neden olmuştu.Abisi çıkacakları sabah özür dilemiş ve artık kardeşimsin dese de hala öfkeliydi ona. Seviyordu bu adamı ve zarar görsün istemiyordu. Babasına hasta olduğunu ve doktora gitmek istemediğini söylemiş
o da telaşla hemen halledeceğini söyledikten sonra telefonu kapatmıştı.Çocukları da hasta olursa ne yapacaktı bilmiyordu. O zaman kendini çok daha kötü hissedecekti. Onun yanına gitmeden önce tekrar mutfağa gitti ve dolabı açtı. Onun için bezleri ıslatıp dolaba
koymuştu ve sürekli değiştiriyordu.Eline yine birini alıp hızla odaya geçtiğinde Sevdiği hala aynı şekilde titreyerek yatıyordu. Onu böyle görmek çok kötüydü. Vicdanı aşırı sızlıyordu.
"Demir aradım babanı gelecekler. Bezi alnına koyacağım tamam mı?"
Sevdiği ona mırıldanırken soğuk bezi alnına koyduğu an yine kaçmaya çalışmıştı ama sırtından tutup engel oldu. Böyle hastalığın nasıl olduğunu iyi bilirdi ve onu çok iyi anlıyordu.
"Berzan donuyorum ben, sen soğuk getiriyorsun ya. Koyma"
"Olmaz sabret az gözünü seveyim. Ateşin yüksek."
Onun itirazlarını görmezden gelip bezi alnına yanaklarına değdirirken Sevdiği tam bir çocuk gibi sızlanıyordu. Beyaz yüzü kızarmış ve daha çocuksu olmuştu. Keşke elinden daha iyisi gelseydi. Belki de
zorla kolundan tutup doktora götürmeliydi ama Sevdiği çok inatçıydı.Onun sızlanmaları arasında bez tekrar ısınırken Sevdiği sadece kendi kendine konuşmuş ve Berzan sadece içindeki pişmanlıkla onun ateşini düşürmeye çalışmıştı. Sürekli keşke diyordu kendine. Suçluluk duygusu canını daha çok yakarken kapının çalmasıyla hızla yerinden kalktı.
Demir gözleri kapalı öylece yatarken üzgün suratını düzeltmeye çalışıp odadan çıktı ve kapıya yürüdü. Sert sert vuruşların ardından açtığında karşısında öfkeyle ona bakan adamı görüp kenara kaydı. Babası
içeri girdiğinde yanındaki doktor olduğunu tahmin ettiği adam da içeri girdi."Nerede Demir. Hemen gidelim baksın Mehmet"
"Buyurun oda da yatıyor"
Babasının öfkesi ile daha çok sinirleri bozulurken önden odaya yürümüş ve onlara kapıyı açmıştı. Sevdiği hala gözleri kapalı yatarken babası hızla yanına gidip elini alnına koymuştu. Oğlunu böyle hasta
gördüğü için tabi ki telaşlanırdı adam. Berzan mahçup ifadesiyle kapının girişinde beklerken babası "Oğlum iyi misin. Noldu sana böyle?" Derken doktor hızla yanına gitmişti.