10-Çöl Deneyi

1.1K 492 120
                                    


Şimdi gözlerinizi yavaşça kapatın ve dinleyin. Beyaz önlüklü bir doktor var yanınızda, hayal edin. Doktor size narkoz veriyor ve yanındaki asistan kol saatine bakıyor. Saat 09:40. Asistan elindeki dosyaya yöneliyor. "Deneyin başlangıç saati" yazılı alana saati not alıyor. Sonra siz bayılana kadar geçen süreçte geriye doğru sayıyor. Yeni hayatınıza yolculuğunuz için geri sayım başladı. Geri sayım sesini duyuyorsunuz. 5.... 4.... 3... 2... 1... Bugün bambaşka bir hayata uyandığınızı hayâl edin. Birazdan... Birkaç saniye sonra gözlerinizi açacaksınız ve bambaşka bir dünyaya uyanacaksınız. Bambaşka bir dünyanın kapılarını aralarken, deneyden bir gece öncesini düşünüyorsunuz. Kendi ülkenizde, kendi güzel evinizde, ılık bir duş alıp, pamuklu terliklerinizi ve ayıcıklı pijamalarınızı giymiş odanıza gidiyorsunuz. Terliklerinizi bembeyaz, pamuksu yumuşaklıktaki ayaklarınızdan çıkarıp, bedeninizi âdeta bir kuş tüyü gibi yumuşak yatağınıza öylece bırakıveriyorsunuz. Kuş gibi hafifliyor, rahatlıyor ve huzurlu, rahat ve bir o kadar da davetkâr, uyku isimli meleğin kanatlarına sığınıyor, kendinizi ona teslim ediyorsunuz. Derin ve güzel bir uyku çektiniz.

Uyanma vakti geldi. Bir fısıltı duydunuz. Geri sayım başladı 3... 2... 1... Gözlerinizi açıyorsunuz. Önce güzelce geriniyor, sonra esniyorsunuz. Ama bir dakika! O da ne? Burası, dün gece huzur içinde uyuduğunuz oda değil. Bambaşka bir hayata gözlerinizi açıyor, bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyorsunuz. İşte burası sizin için dönüm noktası. Burası hayatınızın değiştiği yer. Burası hayatınızın allak bullak olduğu, işte burası mükemmel düzeninizin tepe takla olduğu yer. Burası çivi çakmaya kıyamadığınız duvarların üzerinize yıkıldığı, normal hayatınızdan çok farklı bir hayata hapsolduğunuz yer. Beğenin ya da beğenmeyin. Artık buradasınız. Yeni hayatınıza hoş geldiniz.

Sürekli şikâyet ettiğiniz ama şu an mumla aradığınız kendi hayatınızı geri alabilmeniz için geri sayım başladı. Zaman işliyor. Ya son gücünüzle savaşır ve bu bedenden oraya sonsuza kadar hapsolmadan önce kurtulur, kendi normal hayatınızı yaşamaya devam edersiniz ya da bir ömür bu bedende hapsolur, mahkûm edildiğiniz hayatı bu zavallı insanlarla beraber siz de yaşamaya devam edersiniz. Seçim sizin...

"Ayağa kalkıyorum. Ayaklarım çıplak. Yakıcı güneşin, cehennem gibi yakıp kavurduğu sıcak toprağı topuklarımda hissediyorum. Parmaklarımın arasından bir lav gibi püskürüyor toprak... Parmak uçlarım yanıyor. Kurumuş derim hissizleşiyor. Yürümeye çalışıyorum, canım yanıyor.

Su... Şuan en çok ihtiyaç duyduğum şey... Karnım ağrımaya başladı, ve inanılmaz bir şekilde başım dönüyor.

Lav gibi akıp gidiyor toprak ayaklarımın altından ve ben lavlar ayaklarımın altından derimi sızlatarak akıp gittikçe sersemliyorum.

Nefes almak neden bu kadar zor? Sanki oksijen değil, duman soluyorum. Göğsüm, kurak, sıcak ve kum kokulu havayla doluyor. Sanki her solukta ciğerlerime oksijen değil, ateş doluyor. Ciğerlerim yanıyor. İçim kavruluyor.

Acıkmaya başladım. Vücudum garip tepkiler vermeye başladı. Acil durum sinyali. "Derhal normal şartlara dön!" Vücudum çok ısrarcı. Şakaklarım sızlıyor. Mideme, bacaklarıma, beynime ağrılar saplanıyor. Vücudum verdiği emirde gayet kararlı: "Derhal normal şartlara dön!" Dönemiyorum.

Alevden bir küpün içinde kapana kısılmışım sanki. Nereye gitsem sonu yok. Nereye dönsem yol aynı mahzene çıkıyor. Kumdan labirent... Nereye elimi uzatsam yanıyorum. Hangi yola sapsam çıkmaz sokak. Tanrım bıçaklar saplanıyor karnıma, midem deliniyor sanki, başım dönüyor, sanırım ölmek üzereyim. Bilincim kapanıyor ve uçsuz bucaksız kumların üzerine boylu boyunca seriliyor yorgun bedenim..."

Sarah deneğini yaşayacağı bu tuhaf tecrübenin kollarına bırakmış, projenin işleyişini takip ediyor olmanın huzurunu yaşıyordu. En sevdiği kısım deneğin deneye sokulduğu kısımdı. Çünkü yalnızca o zamanlar dinlenebiliyordu. Tek yaptığı deneğin deney esnasındaki halini gözlemlemek, vücudundaki değişiklikleri izlemek ve beyninde salgılanan hormonları inceleyerek onun hangi duyguları hissettiğini anlamaya çalışmaktı. Bu; bilgisayardan, kitaplardan, ansiklopedi karıştırmaktan yorulmuş gözlerini bir nebze olsun dinlendirmesine yardımcı oluyordu. Koltuğuna oturdu. Başını geriye yasladı ve deneğinin şu an neler hissettiğine dair düşüncelere daldı...

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin