52-Yeni Planlar

239 79 46
                                    


Sarah, Yağmur ve Ash, Sarah'ın yazlığında buluşmuşlardı ve birlikte devasa salondaki geniş masaya oturmuş, konuşuyorlardı. Önlerindeki büyük masa dosyalar, tükenmez kalemler, renkli kalemler ve kâğıtlar ile doluydu. Duvarları kaplayan mantar panolara fotoğraflar, isimler ve kısa notlar tutturulmuştu. Odadaki dağınık görüntü ne kadar yoğun çalıştıklarının bir simgesi gibiydi âdeta. Zira kahve kupalarıyla dolu olan tepsi bir köşeye bırakılmış ve orada unutulmuştu. İçerisinde kalan kahve buz gibi olmuştu.

Mantar panoların birinde yazan Doktor Mehmet ismi altında Doktor Mehmet'in fotoğrafı vardı. Etrafında ise Yağmur'un doktorun muayenehanesinde bulduğu bilgiler, belgeler ve fotoğraflar...

Jeff ismi altında Jeff'in fotoğrafı vardı. Jeff'in Sarah'ı kaçırması, kaçırdığı adres, O'nu tekrar serbest bırakması, daha doğrusu bırakmak zorunda kalması, Jeff'in planlarına dair teoriler ve tavırlarından yola çıkarak hastalığının ve planlarının ne olabileceğine dair fikirler...

"Sizce plânı ne?" sorusuyla ürkütücü sessizliği bozan Sarah oldu. İçindeki sıkıntı ve huzursuzluk sesine yansımıştı.

Ash herzamanki sakin ve rahat tavrını koruyarak konuşmaya başladı.

"Plânı ne tam olarak bilmiyorum. Ancak oluşturduğu robotik yaratık, olayı son derece ürkütücü kılıyor. Karşımızda sıradan bir psikopat yok hanımlar. Son derece zeki ve yetenekli bir psikopat var. Ki bu bizim için 1-0 geride başlamak demek." dedi Ash.

Yağmur dosyaları karıştırmaya devam ediyordu. Eline aldığı bir kağıdı evirip çevirip duruyordu.

"Burada birşey var. Bu kâğıtta. Aradığımız şey bu kâğıtta. Sorularımızın cevapları bu şifrede."

Ash aşağılarcasına konuştu:

"FBI bağlantılarına ne oldu Sarah? Hani sıkı dostların vardı orada? Ne oldu ilgilenmediler mi seninle?"

Ash'in imalı sözleri ve alaycı ses tonuna son derece sinirlenen Sarah sert bir şekilde yanıtladı:

"Adli tıp alanındaki yardımlarım ve işbirliğim nedeniyle bana minnettarlar. FBI'a mensup çok iyi dostlarım var. Kendileriyle görüşüp durumun ehemmiyetini bildirdim. Konu üzerinde çalışıyorlar onlar da. Ancak maalesef hala Jeff'in izine rastlanmadı. Herif kılık değiştirmede ve saklanmada resmen usta. Peşinde koca bir güvenlik ordusu var ama bulamıyorlar."

Ash ve Yağmur gözlerini devirdi:

"İş yine bize kaldı desene." dedi Ash.

Sarah Ash'e laf sokma fırsatını kaçırmadı:

"Ya, tabii. Bir profesör, bir ne olduğu belli olmayan özel yeteneklere sahip ama bu yetenekleri kullanmayı bilmeyen genç kız ve bir de işsiz boş bir herif. Bu süper üçlü herşeyi halleder ne de olsa. İş bize kaldı tabii. Ne var ki, hallederiz biz."

Ash şaşkınlıkla Sarah'a karşılık verdi:

"Bir dakika ya. İşsiz boş bir herif derken? O ben mi oluyorum?"

Sarah hınzırca sırıttı:

"Seni kastettim işte. Yeterince açık değil mi? Bence açık. Ha sen anlamadıysan bir ara laboratuvarıma uğra da beyin dalgalarını bir test edelim. Beynin düzgün çalışıyor mu bakalım."

"Hey neyin var senin?!" diye kükredi Ash.

Yağmur araya girdi:

"Yeter susun! Bu da nereden çıktı şimdi? Kavga etmeye mi geldik buraya yoksa plan yapmaya mı?"

Yağmur'un haklılığı karşısında ikisi de bir şey diyemedi. Sadece sustular. Yağmur telaşla dosyaları karıştırırken konuşmaya başladı:

"Elimizdeki ipuçları belli. Sarah'ın belalı asistanı Jeff ile benim belalı doktorum Doktor Mehmet'in işbirliği içinde olduğundan eminiz artık. Niyetleri ne bilemiyoruz. Ki bu durum işleri daha da zora sokuyor. İkisi de birbirinden psikopat, ikisi de birbirinden güçlü ve niyetleri ne belli değil. Ama büyük bir şeyler peşinde oldukları kesin. Bu durumda bizim elimizi güçlendirmemiz gerek."

Sarah ve Ash şaşkın gözlerle bakıyordu.

Sarah "Bir dakika anlamadım." diye söze girecekti ki Yağmur sözünü kesti:

"Demek istediğim şu ki; onlar güçlüyse biz zayıf halimizle onlarla baş edemeyiz. Onların bir sürü adamı olduğunu takip edilmemizden dolayı anlamış olduk. Onların elindeki teknolojiye ve güce erişemesek de en azından ekibi kalabalıklaştırabiliriz."

Ash'in gözleri parladı:

"Ekibe yeni birilerini almak. Güzel fikir!"

Sarah araya girdi:

"Saçmalamayın gençler. Bu deli saçması olaylara kim inanır da bize yardım etmek ister? Birine anlatsak bizi tımarhaneye tıktırmaya kalkar. İnanmazlar."

Yağmur bilmiş bilmiş sırıttı:

"Ozaman biz de işe, inanacak kişilerden başlarız."

Sarah tek kaşını kaldırdı ve şüpheli bir şekilde sordu:

"Kimmiş onlar?"

Yağmur zafer kazanmış bir komutan edasıyla Sarah'ı ve Ash'i süzdü. Gülümseyerek getirdiği büyük James Bond çantasına uzandı. Şifresini girdi ve çantayı açtı. İçerisinden kalın bir dosya çıkardı. Dosyayı biraz karıştırdı ve içerisinden bir kağıt çıkardı. Oturdukları masanın ortasına bıraktı. Sarah ve Ash dikkatle dosyaya yönelirken Yağmur gülümseyerek

"İşte bunlar." dedi.

Ash "Kim ki bunlar?" diye merakla sordu.

Yağmur soğuk bakışlarını dosyaya yöneltti. Ciddi bir ses tonuyla cevap verdi.

"Diğer denekler."

Ash ile Sarah'ın şaşkın bakışları karşısında Yağmur artık bütün bildiklerini açıklama vaktinin geldiğini hissetti. Masadaki bardağa sürahiden su doldurdu ve aldığı birkaç yudum su ile sürekli konuşmaktan tahriş olmuş boğazını yumuşattı. Bardağı nazikçe masaya bıraktı ve konuşmaya devam etti:

"Sarah'a cep telefonumdan mesaj gelip de Sarah tuzağa düşürülmeden önce Doktor Mehmet'in muayenehanesine girmiş ve eşyalarını karıştırmıştım. Doktor Mehmet'in odasındaki çekmecelerden biri kilitliydi. Kilit demek sır demektir. Bu nedenle orada çok önemli bilgilerin olduğuna inandım ve kilidi kırarak çekmeceyi açtım. Yanılmamıştım. Gördüklerim karşısında kalbim duracaktı neredeyse."

Ash sesi titreyerek konuştu:

"Ne gördün tam olarak?"

Yağmur sessizce dosyadan birkaç belge çıkarttı ve masanın üzerinden Ash ve Sarah'a doğru uzattı. Ash ile Sarah korku dolu gözlerle birbirlerine baktılar.

"Bilmediğiniz çok şey var. Bu gece burada benden ve bu dosyalardan öğreneceksiniz. Yine ben de dahil hiçbirimizin bilmediği şeyler de var. Çiftliğin yerini bulup gittiğimizde hep birlikte öğreneceğiz."

Ash şaşkınlıkla sordu:

"Çiftlik mi? Ne çiftliği?"

Yağmur üzgün bir ses tonuyla cevapladı:

"İşte orasını ben de bilmiyorum."

Hepsi birbirine şaşkın şaşkın baktı.
Gerçek sır görünmeyende gizliydi. İnsanoğlunun sahip olduğu bilgi sınırlıydı elbette. Ancak Sarah, Yağmur ve Ash'in sahip olduğu bilgi daha sınırlıydı. Neyse ki bu sınırı genişletmek için gereken adımları atmaya başlamışlardı bile.
Bu gece bu masada ve daha sonra gidecekleri çiftlik evinde onları bekleyen, çözülmesi gereken pek çok sır vardı. Sır perdeleri birer birer aralanmak için bir köşede sessizce bekliyorlardı. Ortalığı birbirine katacak, bütün düzeni alt üst edecek gerçeklerin öğrenilmesine ramak kalmıştı...

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin