Geri Sayım

26-Astral Yolculuk

Sarah günlerdir araştırma yapıyordu. Ansiklopedileri, araştırma metinlerini, tezleri, aklına gelebilecek her türlü dökümanı tarıyor, astral seyahat konusunda iyi bir bilgi birikimine sahip olmak için üstün çaba sarfediyordu. Zihni karman çorman olmuştu artık. Bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyordu.

Astral seyahat... Bu son derece ilgi çekici, sıradışı ve baş döndürücü bir dünyaydı. Bu bambaşka bir boyuttu. Bir yandan dizüstü bilgisayarından araştırma yaparken diğer yandan elindeki ajandaya küçük notlar alıyor, blog isimlerini, aklına takılan terimleri yazıyor, bu sayede daha sonra derinlemesine araştırmayı düşündüğü detayları atlamamayı garanti altına alıyordu.

Sarah bu işi çok ciddiye alıyordu. Bir devrim olacaktı bu proje. İlgi çekici resimlerle dolu bir blog buldu ve dikkatli bir şekilde incelemeye başladı. Öncelikle tanıtım yazısı çekti dikkatini.

"ASTRAL SEYAHAT NEDİR?

İnsan vücudu bilinenden daha karışık bir sistemdir. Gözle gördüğünüzden, ya da biyoloji kitaplarında okuduğunuzdan daha karmaşık. Birden fazla beden kılıfının bir araya toplanmasıyla oluşmuştur. Kısacası görünenden farklı bedenlerimiz de vardır. Bedenlerimizden biri gözle görebildiğimiz, dokunup hissedebildiğimiz, hani şu aynada izlediğimiz, et ve kemikten oluşan, fizik dünyada kullandığımız bedenimizdir. Buna Fiziki Beden denir. Astral ayrılmayı gerçekleştirdikten sonra kullandığımız bedenimize ise SIR BEDEN (Astral Beden) denilir.

Genel bir tabirle özetleyecek olursak, astral seyahat ruhun bedeni terk ederek farklı bir boyuta geçmesidir. Bu boyuta beşinci boyut adı verilir. Bu geçiş sırasında bilinç tamamiyle açıktır ve ayrılan ruh bilinçte izlerini taşımaktadır.

Astral seyahat, sır bedenimiz ya da bilincimizin bir noktaya yönlendirilmesiyle bedenimizi belli süreler ile terk etmemizden ibarettir aslında. Bu süreç içerisinde zaman, mekân ve fiziksel bedenimizin sınırlamalarından bağımsız olarak hareket ederiz.

Sır bedenimiz fiziki bedenimizden ayrıldıktan sonra, duyu organlarımız değişime uğrar. Artık duyu organlarımız fiziki bedenimizdekiler değil, astral bedenimizde var olanlardır. Daha net söyleyecek olursak, fizik bedende olduğu gibi astral bedende de duyu organları vardır. Fizik bedende sahip olduğumuz organlarımızın özelliklerinden daha farklı özelliklere sahip duyu organlarıdır bu organlar. Bu sebepten ötürü, astral deneyimde görme ve duyma becerilerimiz eskisinden çok daha iyi işleyecektir. Bunun birçok sebebi vardır elbette. Örneğin fiziki bedenin deneyimlediği aksaklıklar astral bedene taşınmamaktadır. Ve bizler için astral boyutta gözle görülebilir olanlar cisimler değil frekans ve hislerdir.

Özetle astral seyahat, sır bedenimizin fizik bedenimizden bilinçli olarak ayrılması ile maddeden uzak, düşünce gücünün ve hızının hakim olduğu başka bir boyuta geçiş yapmaktır.

Bazı düşüncelere göre astral seyahat bir bilim, bazılarına göre ise sadece insan beyninin oynadığı küçük oyunlardan biridir.
Astral seyahat üzerine en çok araştırmayı yapan kişi Robert Monroe adlı bir yazardır. Halen gündemde olan bu araştırmalar ABD'de bulunan Monroe Enstitüsü'nde devam etmektedir.

Araştırmalara ve araştırmacıların iddialarına göre ruh uykuya dalma esnasında kişinin göbek kısmından ayrılmaya başlar. Kalp atışları hızlanır, ve genelde ruh geride kalan bedenine baktığı zaman çok heyecanlanır. Kimi durumlarda bu heyecana ölüm korkusu da karışır. Bu heyecana ve korkuya dayanamayıp cesaretini yitiren şahış astral seyahati tam anlamıyla gerçekleştiremez, yarıda bırakmak zorunda kalır ve geri uyanır. Bazı özel durumlarda ise kişi ruhunun ayrıldığını hissedemez ve rüya şeklinde düşme yada uçma gibi fiziksel eylemlerle geri uyanılır. Bazı insanlar bunu sık sık yaşamaktadır. Astral seyahat gerçek boyutta ya da rüya boyutunda gerçekleşebilir." 1