24-Sahtekâr Kuşçu

625 223 74
                                    


Kevin yaptığı aptallıktan sonra Sarah'ın gönlünü nasıl alacağını kara kara düşünüyordu. O'na bir sürpriz yapmaya ve O'na bir hediye almaya karar verdi. Ancak Sarah için nasıl bir hediye alabileceğine dair en ufak bir fikri yoktu. Sarah hediyeden nefret ederdi. Özellikle de pahalı olanlardan. Hediyenin manevi değeri olmalıydı O'nun için. O'na pahalı bir kolye almak ya da havalı hediyeler almak O'nun gönlünü almaya asla yardımcı olmaz, sadece O'nu daha da uzaklaştırmaya sebep olurdu. Bu nedenle Kevin derin derin düşünüyordu. Bütün konuşmalarını en ufak detayına kadar hatırlamaya çalıştı.

"İşte bu! Buldum! Buna asla hayır diyemeyecek ve çok sevinecek!"

Kevin oturduğu kafedeki masada ani bir sevinç çığlığı atınca bütün müşteriler O'na baktı. Kevin kıpkırmızı oldu ve kafeyi terk etti. Arabaya bindi ve cep telefonunu eline aldı. Google Maps uygulamasını açtı ve taramayı başlattı. Yakınlarda bulabileceği petshopların hepsini not aldı ve yola koyuldu. İlk girdiği dükkan şehrin kıyısında köşesinde kalmış, alt sınıf insanların yaşadığı bir semtteydi. Burası pet shopla uzaktan yakından alakası olmayan, derme çatma beceriksizce tasarlanmış küçük bir yerdi. Kevin içeride dikilen adama seslendi. Adam koşarak Kevin'e yaklaştı.

"Buyrun efendim, hoş geldiniz."

Kevin tiksintiyle kirden simsiyah olmuş duvarlar ile dağınık dükkanı süzdü:

"Şey... Kuş alacağım da bulabileceğim bir yer arıyordum. İnternetten baktım, bu adres çıktı sanırım yanlış geldim. Kusura bakmayın."

dedi. Tam dönüp gidiyordu ki sinsi bakışları ve kapıldığı telaşla gayet çaylak olduğunu belli eden adam önüne atladı:

"Ah, evet. Aslında şey... Doğru geldiniz bayım."

Kevin şüpheyle etrafı süzdü.

"Doğru mu geldim? Peki. O zaman bence siz çok yanlış gelmişsiniz. İçmeye devam edecekseniz meyhaneye, etmeyecekseniz evinize gitmelisiniz bence. Sarhoş falansınız galiba. Zira buranın bir petshopla uzaktan yakından alakası yok." dedi ve bembeyaz dişleri parlayarak sırıttı.

Adam Kevin'in O'nunla düpedüz alay etmesinden hoşlanmasa da kazıklayacak bir müşteri bulduğuna memnundu ve O'nu elinden kaçırmak istemiyordu. Hemen bir hikâye uyduruverdi.

"Ah, efendim! Lütfen kusura bakmayın. Aslında restorasyon çalışmamız var da... O yüzden böyle. Ancak siz hangi hayvanı istiyorsanız söyleyin. Adresinizi verin ben getireceğim."

"Anladım. Peki. Kuş istiyorum. Böyle renkli, canlı neşeli bir şey olursa çok güzel olur."

Adam başıyla onayladı ve:

"Yalnız peşin çalışıyoruz. İstediğiniz özel bir tür var mı? Kanarya, muhabbet kuşu, papağan? Ne istersiniz?"

Kevin kuşkuyla baktı:

"Peşin mi? Kuşu almadan ücret mi ödeyeceğim?"

Adam heyecanla açıkladı:

"Ah, öyle düşünmeyin efendim! Ben son derece titiz çalışırım. Kuşu evinize ben getiremezsem birisiyle yollatabilirim. Ücreti bizzat ben elden teslim almak istiyorum o yüzden. Yani bayım, eğer kuşu istemiyorsanız..."

"Yok yok, sorun değil tamam. Papağan istiyorum. Ne kadar?" dedi ve elini cüzdanına attı Kevin.
Adam ücreti söyledi ve Kevin parayı çıkarıp verdi. Cüzdanından kartvizitini çıkarıp adama uzattı.

" Burada telefonum var." dedi.

Sonra cebinden çıkardığı not defterinden bir sayfa kopardı ve Sarah'ın ev adresini yazdı. Bir başka sayfaya da,

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin