40-Öngörü

458 185 66
                                    


Duyduğu ürkütücü sesle sıçradı. Hemen kalkıp pencereye yaklaştı ve perdeyi araladı. Dışarıda gördüğü manzara O'nu hem çok şaşırtmış hem de ürkütmüştü. Karşı bina alev alev yanıyordu. Yanındaki bina yıkıntı haline gelmişti. Duyulan çığlıklar kulaklarını tırmanlıyor, ciğerlerine dolan yanık kokusu nefesini tıkıyordu. Etrafta oradan oraya koşuşturan insan sürüsü yaklaşan felaketin habercisi gibiydi âdeta. Kalbi korkuyla çarpmaya başladı.

"Sakin ol Yağmur. Derin nefes al."

Yağmur'un klasik kendini sakinleştirme ritüeli.

Yatağa oturdu ve tekrar derin bir nefes aldı. Gözlerini kapattı. Hayal kurmaya başladı. Annesi, babası ve kız kardeşi ile birlikte yazlığın bahçesindeler. Küçük kız kardeşi çimlerde koşturuyor, Yağmur salıncağa uzanmış kitap okuyor, anne ve babası ise neşeli kahkahalar eşliğinde sofrayı hazırlıyorlar. Gülümsedi.

Pencereyi parçalayarak içeri dalan büyük demir parçası daldığı güzel hayallerden korkuyla sıçrayarak kopmasına sebep oldu. Bir anda kendini odanın köşesinde, korku içinde duvara yapışmış bir şekilde buldu Yağmur. Pencereden içeriye dalan metal ona doğru yaklaşıyordu. İri metal bir kol... Kalın parmaklarını kıpırdatarak odanın içinde Yağmur'u aradı bu ürkütücü el. Yağmur yatağın altına saklandı. Gözlerini kapattı ve ses çıkarmamak için elleriyle ağzını sıkı sıkı kapattı. Ayak bileğinde aniden hissettiği sert bir şekilde kavranma hissi içinde tuttuğu çığlıkları korku içerisinde dışarı atmasına sebep oldu. İri el ayak bileğinden tutup O'nu çekerken Yağmur tırnaklarıyla yere tutunmaya çalışarak sürükleniyordu. Bu odada ondan geriye kalan son şey yerdeki tırnak izleri oldu...

~~~

Gözlerini açmaya korkuyordu. Ellerinde olduğu şey her neyse, çok korkutucu bir şey olduğundan emindi. Gözlerini açtı ve O'nu avuçlarında tutan tuhaf, devasa, insanımsı robota korkuyla bakakaldı. Robotun arkasından sinsi gülüşlerle Yağmur'a bakan tanıdık yüz kanının çekilmesine sebep olmuştu. Bu kez gerçekten başı beladaydı. Bu kez O'nu ne Sarah ne de bir başkası kurtarabilirdi...

~~~

Sarah Yağmur'un başında endişeyle bekliyordu.

"Yine öngörü. Rüyâ görüyor. Umarım ne gördüysen hepsini hatırlarsın Yağmur. Çünkü buna çok ihtiyacımız var."

Endişeyle odanın içerisinde volta atan Sarah bir çözüm yolu arıyordu. Hergün daha derine battıkları bataklık ve içine çekildikleri kaos O'nu son derece ürkütüyordu. Güçlü düşman ve zayıf savunma. Şeytani zekâ mı daha üstündü yoksa iyi yürek mi? Bunu zaman gösterecekti. Zaman her şeyi gösterdiği gibi bunu da gösterecekti. Bütün sır perdelerini usulca kaldıran görünmez bir el gibiydi zaman. Asla müdahale edilemeyen, görünmez bir el gibi...

~~~

Yağmur kendini geniş bir alanda buldu. Sıradan görünen ama aslında hiç de sıradan olmayan bir mekân.

"Bu yerde bir tuhaflık var."

diye geçirdi içinden. Hisleri O'nu asla yanıltmamıştı ve yanıltmayacaktı da...
Etrafını inceleyerek yürürken ayağını bastığı yerde ani bir hareketlilik fark etti. Toprağın altından yeşil renkli küçük bir şey görünüyordu. Hemen yere çömeldi ve elleriyle toprağı sıyırarak gördüğü şeyi bütünüyle ortaya çıkardı. Önünde ok şeklinde yeşil bir buton vardı. Önce şaşkınlık içinde butona baktı. Ne yapacağı konusunda son derece kararsızdı. Derin bir nefes aldı, heyecandan titreyen elini butonun üzerine yerleştirdi, gözlerini kapattı ve bütün gücüyle butona bastı. Yüreği korku ve heyecandan yerinden fırlamak üzereydi. Butona basmasıyla her yer sarsıldı ve yerin içinden demir bir tabela sarsılarak yeryüzüne çıktı. Yağmur'un gözleri tabelanın üzerindeki tozlu yazıya kilitlendi:

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin