79- Savunma

28 7 32
                                    


Denisa büyük bir ustalıkla makineye yerleştirdi kollarını. Makine Denisa'nın vücudunu çabucak kavradı ve metal zırhı önce kollarına, sonra bacaklarına sonra da göğüs bölgesine yerleştirip kilitledi. Ardından makinenin üst kısmından aşağı doğru inen bir kol ile çelik kask Denisa'ya doğru uzatıldı. Denisa beline kadar uzanan saçlarını topladı, kaskı aldı ve taktı. Vücudunu saran siyah kostüm O'nu filmlerdeki savaşçı kadınlara benzetiyordu.

Yağmur ve Ash de hazırlıklarını tamamlamak üzereydiler. Onları birçok saldırıdan koruyacak özel kıyafetleri giydikten sonra hepsi toplantı odasında Aeron'u beklemeye koyuldu.

   Aeron odaya öyle bir hızla daldı ki hepsi korkuyla sıçradı. Yanında 1 çocuk daha vardı.

"Az önce acil durum odasındaki çalışanlardan haber geldi gençler. Bu arkadaşımız sizin gibi olan bir diğer denek. Korkmayın. O'na güvenebilirsiniz. O da bizden. Doktor Mehmet ve adamları çok tuhaf şeyler peşindeler. Öğrendiğim kadarıyla tuhaf bir cihaz geliştirmişler. Farklı bir tür yüksek frekanslı lazer ışınları yayan bir fener kullanıyorlar. Fenerden yayılan fotonlar beyin dalgalarına nüfuz ediyor ve orada kimyasal değişimlere sebep oluyor. Bu ışınlarla karşı karşıya kalan insanlarda türlü tepkiler gözlemleniyor. Delirip etrafındaki ve kendini öldürenler, onların tarafına geçip onlara yardım edenler, hatta onların deneği olabilmek için yalvarıp yakaranlar...

Bu ışınlar beyinlerinde nasıl bir etki yapıyor tam olarak bilemiyorum ama bunun şeytanın kanı ile de bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Örneğin bu ışınlar şeytanın kanını harekete geçirmek için kullanılabilir. Daha önce vücuduna şeytanın kanı dedikleri kimyasal madde enjekte edilmiş insanlar bu ışınlara maruz kaldığı anda madde tepkimeye giriyor olabilir. Sonrası malum: delirip birbirini ya da kendini öldüren insanlar, onların askeri olmak için yalvaran, denek olmak için çıldıran manyaklar...

Bunların hiçbiri henüz net değil, hâla bilmediğimiz çok şey var ama onları durdurmamız gerekiyor. Savunmayı bırakıp saldırı aşamasına geçmemiz gerekiyor." dedi endişe dolu bir sesle.

Hepsi çok şaşkın ve ürkmüştü.

"Haberlere ulaşmalıyız. Polis, dedektif, güvenlik güçleri. Ne bileyim. Bir şeyler yapabilecek birileri olmalı." dedi Ash.

"İletişim araçları engellenmiş durumda. Telefonlar da kullanılamıyor. Jammer kullanıyorlar." diye cevapladı Aeron.

"Ayrıca," diye ekledi içini çekerek:

"Hiçbir güvenlik memuruna da ulaşamıyoruz. Telefonlar iptal. Acil servislere dahi ulaşılamıyor. Durumun iç yüzünü ve ciddiyetini görmemiz için dışarı çıkmamız gerekiyor. Dışarıda ne ya da kimler var bilmiyoruz. Dışarıda ne ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz."

Yağmur hırsla haykırdı:

"Bu şekilde bekleyemeyiz ama. Dışarıda birşeyler oluyor ve biz oturacak mıyız burada böyle?"

Aeron her zamanki bilge tavrını bozmadan konuştu:

"Elbette beklemeyeceğiz. Ama aniden kendimizi ortaya atıp tehlikeye de girmemeliyiz. Çok dikkat etmeliyiz adımlarımıza. Çünkü durum ciddi görünüyor."

"Önerin nedir? Ya da... Bir önerin var mı?" diye sordu Yağmur Aeron'a.

Aeron bir süre düşündükten sonra cevap verdi.

"Bizi bu fotonlardan koruyacak birşeyler bulmalıyız öncelikle. Kıyafetlerimiz özel kıyafetler. Ancak o özel fotonların etkilerinden bizi korur mu, işte ondan emin değiliz."

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin