70- Yeni Düzen

92 37 31
                                    


Odanın ortasına düşen tuhaf alete bakakaldı Yağmur ve Sarah. Büyük, yuvarlak, demir bir topa benziyordu bu tuhaf şey. Etrafında elips şeklinde parlak şekiller vardı. Bu parlak şekillerin içinde mavi bir ışık yanıp sönüyordu. Topun tam ortasında küçük bir bölüm vardı. Tamamen şeffaf, camsı bir bölümdü bu ve topun içerisinin bir kısmının görünmesine müsaade ediyordu. Yağmur'un korkudan dili tutulmuştu. Sarah olduğu yerde kıpırdamadan duruyordu. İkisi de bu tuhaf şeye bakıyor ancak yaklaşamıyorlardı. Topun, gelen tuhaf seslerin ardından hareketlenmesi ile Yağmur Sarah'ın kolunu yakaladı ve gözlerini kapatarak avuçlarını sıktı. Avuçlarına toplanan mor ışıkların yoğunluğu artmaya başladığında Yağmurun canının yandığı yüzünden anlaşılabiliyordu. Son gücüyle ışıklar saçan elini ahşap zemine sert bir şekilde yapıştıran Yağmur Sarah'ı da beraberinde götürerek bir kez daha ışınlanmayı başardı.

Sarah etrafına baktığında fazlasıyla ürkmüştü. Ortalıkta kimsecikler kalmamıştı. Uzaklardan görünen bir kaç insan ise delirmiş gibi oradan oraya kaçıp duruyordu. Bir caddenin kenarındaydılar. Beraber yürümeye devam ettiler ve caddeyi geçtiler. Şehrin en işlek caddelerinden birine geldiler. Ancak bir sorun vardı. Caddenin ortasında binlerce araba gelişigüzel bir şekilde bırakılmış, daha doğrusu terk edilmişti.

"Tanrı aşkına! Bu insanlar nerede?"

diye haykırdı Sarah.

Yağmur'un titreyen sesi Sarah'ın içine bir kayanın oturmasına sebep olmuştu. Çok tuhaf olaylar yaşamış, çok korkunç şeyler görmüşlerdi birlikte ancak Profesör ilk kez Yağmur'un sesinde korkuyu bu kadar yoğun hissediyordu.

"Profesör. Hiçbir şey sorma ve sakın ama sakın arkana bakma. Eğer olur da geride kalırsam beni kurtarmaya çalışma. Sadece kaç."

dedi bir noktaya korku içinde bakakalırken.

"Ne? Ne demek bu? Neler oluyor Yağmur?" dedi Sarah arkasına bakmayı bırak kıpırdamaya dahi korkarken.

Arkasını dönmek üzereydi ki koluna yapışan Yağmur'un çekim gücüyle sürüklenivermeye başladı caddede.

"Kaç!"

diye haykırdı Yağmur bütün gücüyle.

Sarah Yağmur'un ne demek istediğini ancak arkasına baktığında anladı. Karşısında, on dakika önce evin ortasına düşen tuhaf toptan yüzlerce, belki de binlerce vardı ve bu esrarengiz toplar bir şekilde birer birer açılıyor, içlerinden çıkan tuhaf yaratıklar yuvarlanarak onlara doğru gelmeye başlıyordu. Bu tuhaf şeylerin, yuvarlanırken zeminde bıraktıkları yapışkan madde her ne ise fazlasıyla mide bulandırıcı görünüyordu.

Sarah ve Yağmur bütün güçleriyle koşmaya başladılar. Tamamen sessizliğe bürünmüş caddeleri, insan varlığına dair en ufak bir iz bulunmayan sokakları, dahası ışıkları yanmayan apartmanları, gökdelenleri, alışveriş merkezlerini geçtiler. Hiç durmadan koşuyorlardı. Yağmur nefes nefese kalmıştı. Önce yavaşladı sonra durakladı. Ellerini dizlerinin üzerine koyarak eğildi ve nefes almaya çalıştı. Yağmur'un durduğunu fark eden Sarah yanına koştu ve:

"Gitmeliyiz Yağmur. Hadi dayan!"

diye haykırdı Yağmur'u sürüklerken.

"Koşamıyorum artık."

dedi Yağmur. Nefes nefeseydi.

Sarah etrafına bakındı. Bir anda aklına düşen, terk edilmiş arabalardan birini çalma fikriyle gözleri parladı.

"Çabuk yürü."

dedi Yağmur'u kolundan tutup çekerken. Sarah cadde ortasına terk edilmiş araçlardan birine atlarken Yağmur da O'nu takip etti ve hemen yanındaki koltuğa yerleşti. Aracın camından içeri uzanan metal ve cam karışımı tuhaf biyonik el saçlarını sıyırıp geçerken, gaz pedalına sonuna kadar yüklenen Sarah bu tuhaf yaratığın tuhaf avcuna saç tellerinin bir kısmını hatıra olarak bırakmıştı bile... Yağmur'un bedeni arabanın hızıyla geriye doğru yapışmıştı ve zavallı kızcağız kocaman açılmış gözleriyle etrafına bakarken bir yandan da arabanın koltuğuna sıkıca tutunmaya çalışıyordu. Sarah'ın virajlarda yaptığı sert dönüşler ile rüzgarda savrulan bir yaprak misali bir sağa bir sola savruluveriyordu aciz ve ölümlü bedenleri. Arkasına bile bakmadan gaza yüklenen Sarah son sürat geçiyordu büyük gökdelenlerin, alışveriş merkezlerinin, mağazaların bulunduğu, eskiden fazlasıyla kalabalık olan ancak ne hikmetse bir anda çöl sessizliğine bürünen caddeleri.

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin