37-Roller Değişiyor

471 193 79
                                    


Yağmur vücudundaki değişikliklere ayak uydurmakta fazlasıyla zorlanıyordu. Sanki ruhu başka bir bedene yerleştirilmiş ve bu yeni, garip bedene uyum sağlayamıyor gibi hissediyordu. Bütün vücudunun alev alev yandığını hissediyordu sanki. Kemikleri sızlıyor, bedeni O'na dar geliyor, gözleri daha net görüyor, zihni dünyayı daha net algılıyordu. Kasları kasılmıştı ve sinirleri derisini delip dışarı fırlayacakmış gibiydi. Vücudunun verdiği tuhaf tepkilere anlam veremiyordu. Damarlarındaki kan akışını rahatlıkla hissedebiliyordu ve nabzının ahenkli notaları kulaklarının pasını siliyordu âdeta. Sırtında, kol ve bacaklarında hissettiği acı avuç içlerinde hissettiği acının onda biri bile olamazdı. Avuç içlerini derin dondurucuya bırakıp kaçası geliyordu. Bunu kesinlikle yapardı. Yani eğer bunu yapmak mümkün olsaydı.

Zihninde beliren silik görüntüler O'nu yapması gerekenler konusunda yönlendiriyordu sanki. Bir nevi uyarıcı işaretlerdi bunlar. Bir türlü anlam veremediği uyarıcı işaretler. Beyni allak bullak olmuştu. Kulaklarında çınlamalar eşliğinde tuhaf uğultular vardı. Alev püskürttüğünü düşünmeye başladığı gözlerini kapattı. Gözleri inanılmaz bir acıyla kavruluyordu. Yeteneklerini keşfetmişti. Bu bir nevi musluğu açıp, doğal kaynağı salıvermek demekti. İçinde gömülü gizli yeteneklerini salıvermişti işte. İlk etapta elbette bir bedeli olacaktı bunun. Mutlaka bir bedeli olacaktı. Bedeli olmayan ne vardı ki bu hayatta? Derin bir nefes aldı. Mor ışıklar saçan avuçlarını yere koydu ve gözlerini kapattı. Kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Gözlerini açtı ve etrafına baktı. Bu inanılmazdı. Düşünce gücüyle istediği yere ışınlanmıştı.

"Aman Allah'ım. Bu harikaydı!"

diye haykırdı.

Karşısında Sarah duruyordu. Yanında ise Jeff... Anlaşılan o ki, Sarah Jeff tarafından epeyce hırpalanmıştı. Jeff de Sarah da karşılarında aniden beliren Yağmur'a şaşkınlık içinde bakakalmışlardı. Ama bu, birazdan göreceklerinin yanında hiçbir şeydi. Jeff Yağmur'a doğru atak yaptı. O'nu yakalayıp saf dışı bırakacaktı ancak beklediği gibi olmadı hiçbir şey. Jeff O'na doğru koşarken, Yağmur avuçlarını açtı dişlerini sıktı ve avuç içlerini Jeff'e doğru uzattı. Avuçlarından yayılan mor ışık dalgaları Jeff'i sarsarak yere fırlattı. Yağmur:

"Vay canına!"

dedi avuçlarını incelerken. Sanki O'na ait değillermiş gibi, son derece yabancı bir şeymiş gibi bakıyordu avuçlarına. Şaşkınlığını üzerinden çabucak attı ve koşarak Sarah'ın yanına geldi. O'nu bağlı olduğu sandalyeden kurtardı ve ellerini tutarak ayağa kaldırdı. Sarah Yağmur'un eline değdiği an acıyla bağırdı. Elleri yanmıştı. Korkudan titremeye başladı. Gözlerini kocaman açmış Yağmur'a bakıyordu.

"Sen az önce ne yaptın öyle?"

dedi kekeleyerek.

"Ne oldu ellerine Yağmur? Bu da neydi böyle? Ellerine dokununca ellerim yandı. Avuçlarından yayılan mor dalgalar... O yaptıkların... Nesin sen?"

Bir iki adım geriye doğru gitti ve sendeledi. Fazlasıyla korkmuştu.

Yağmur başını salladı ve O'nu sakinleştirmeye çalıştı:

"Lütfen bana soru sorma Profesör. Çünkü cevapları ben de bilmiyorum."

Yavaş adımlarla Sarah'a yaklaştı. Güven verici bir gülümsemeyle O'na baktı ve elini uzattı. Sarah tereddüt etti. Yağmur gülümsedi ve:

"Hadi ama, korkacak bir şey yok. Bak ellerim de normale döndü. Mor ışık falan da yok şu anda bak."

Ellerini açarak Sarah'a gösterdi.

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin