31-Andrea

499 201 85
                                    


Andrea Jeff'in laptobunu almış, saatlerdir araştırma yapıyordu. Amerika Birleşik Devletleri istihbarat teşkilatı veri tabanına sızmaya çalışıyordu. İşine odaklanmış, profesyonel bir hacker gibi görünüyordu. Anlaşılan o ki, Jeff bu kez büyük oynuyordu. Çok büyük... En acımasız, en güçlü katilleri, en gözü kara hırsızları tespit edip ordusuna katmayı planlıyordu. Ne kadar çok psikopat asker, o kadar çok yıkım ve Jeff için o kadar çok başarı. Gözlerini kıstı. Bakışları fazlasıyla korkunçtu. Gözlerine bakan biri gözlerinden alevler çıktığını iddia edebilirdi hattâ. Jeff boynunu bükerek Andrea'yı süzdü.

"Dünya'nın altını üstüne getireceğiz."

dedi ve kahkaha attı Jeff. Sanki insanoğlu çoktan dünyanın altını üstüne getirmemiş gibi.

Oluşturduğu yarı insan robotlar, üzerine işlendikleri bedenin fiziksel gücüyle kendi güçlerinin birleşiminden oluşan enerjiden yararlanıyorlardı. Bu da demek oluyordu ki düzeneğin yerleştirileceği insan ne kadar güçlüyse oluşturulan yeni varlık o derece güçlü olacaktı. Jeff elindeki sıcak kahve kupasını sıkıca kavrayarak dinlenme koltuğuna geçti. Sakince koltuğa oturdu ve ayaklarını uzattı. Andrea'yı izliyordu. Andrea farkında bile değildi. Tamamen işine odaklanmıştı. Dünyadan kopmuş gibiydi. Gerçek hayattan soyutlanmış gibi...
Jeff büyük bir telaşla O'na seslendi:

"Andrea!"

Cevap yok. Andrea Jeff'i duymuyor gibiydi ve klavye üzerindeki parmakları aceleyle hareket ediyordu. Klavyeden gelen sesler Jeff'i deli ediyordu. Beynine bir balyoz gibi inen her ses dalgası O'nu çileden çıkarıyordu.

"Hey! Sana diyorum, Andrea! Kes şunu, seni lânet olası!"

Andrea hiç bir tepki vermedi. Âdeta hipnoza girmiş gibiydi. Sadece yaptığı işe odaklanmış durumdaydı. Jeff için için endişelenmeye, Andrea ve diğer modeller için fazlasıyla korkmaya başlamıştı.

"Acaba üzerindeki hakimiyetimi mi kaybettim?"

Beynine bir virüs gibi yayılmaya başlayan bu düşünce O'nu derhal harekete geçirdi. Çabucak yerinden kalktı ve projesine dair her türlü detayı not aldığı, içerisinde yüzlerce küçük dosya barındıran büyük dosyayı eline aldı. Aceleyle karıştırmaya başladı. Elleri tir tir titriyordu. Nefes alışı sıklaşmış, kalp ritmi bozulmuştu. Her bir dosyayı dikkatle inceliyor, her bir başlığa mutlaka göz atıyordu. Ve sonunda aradığını buldu. Metni okudu ve dudaklarını ısırdı.

"İşte şimdi yandık."

Oluşturduğu yarı robotik varlıkları verilen emri yerine getirmeden durmamak üzere programlamıştı. Jeff'in verdiği talimatı gerçekleştirene kadar asla durmayacaktı yani Andrea. O'nu Jeff bile durduramayacaktı.

"İstihbarat Teşkilatının veri tabanına sızana kadar asla durmayacak. Bu iş aylarını, hattâ yıllarını alsa da."

Bunu nasıl düşünememişti? Kendine kızmaya başladı. Kalbini bürüyen nefret öylesine karanlıktı ki, Jeff'in ileriyi görmesine engel olmuştu. Büyük bir hata yapmıştı. Kendi üretimi olan robotu kendi verdiği emirden nasıl vazgeçireceğini bilmiyordu. Bunun çok uzun sürmesi ihtimali Jeff'i korkutuyordu.

"Verdiğim emirlere çok dikkat etmeliyim. Kurduğum cümleleri özenle seçmeliyim. Verdiğim her bir emir kesin olarak gerçekleştirilecek. Emir gerçekleşene kadar durmayacaklar."

Jeff kendi oluşturduğu robotları kendi başına bela etmişti bir nevi. Ya enselerine yerleştirdiği düzeneği devredışı bırakıp projesinden vazgeçecek ya da onları bu şekilde kabullenip kontrol etmeye çalışacaktı.

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin