32-Korkunç Deneyler

485 201 75
                                    


Yağmur'un gözleri cep telefonunun ekranına çivilenmiş gibiydi. Gözlerini ekrandan bir an olsun ayıramıyordu. Google'a yazdığı terimlerin çabucak önüne sunduğu her bir linke tıklıyor, her birini teker teker inceliyor ve ister istemez o görüntüleri zihninin bir köşesine kaydediyordu.

Yazdığı kelime grubuna tekrar baktı. Mehmet Engin Yılmaz Deneyleri. İncelediği sayfalardan elde ettiği bilgilere göre adam 4 hasta tarafından ayrı ayrı şikâyet edilmiş ancak her nasıl olduysa her seferinde paçayı kurtarmayı başarmıştı. Ve o 4 hasta üst üste yaptığı onca şikâyetten sonra bir anda durmuşlardı. Ve gizemli adam bir daha tek bir hastasından tek bir şikâyet bile almamıştı.

"2 ayda 4 tane şikâyet alan doktorun, aldığı şikâyetler neden birden kesilir? Birden bire mükemmel bir doktor mu oluverdi bu adam?"

diye düşündü Yağmur.

Artık iyice şüphelenmişti doktordan. Doktorunun bazı hâl ve hareketlerini, tuhaf sorularını hatırladıkça daha da şüphelenmeye başlıyordu. Doktorun sürekli peşinde olduğunu hissediyordu Yağmur. Ne zaman bir yerlerde karşılaşsalar, ilk Yağmur fark ediyordu ve selam verdiğinde de doktor bunun ne hoş bir tesadüf olduğunu söyleyip Yağmur'un elini sıkıyordu. Bu kadar tesadüf mümkün olabilir miydi hakikaten? Her yerde mi? Kardeşini götürdüğü oyun parkında ne arıyordu mesela bu adam yahu? Hem de tek başına?

Araştırmaya devam etti Yağmur. Bu 4 hasta kimdi? Bu doktor onlara ne yapmıştı? Neden şikayet etmişlerdi ve şikayetlerin aniden kesilme sebebi neydi? Sorular zihnini allak bullak etmişti.

Aslında bugün Sarah'ın evine gidiyordu. Ve kadının evine de neredeyse ulaşmıştı. Ancak ani bir kararla direksiyonu kırdı ve yolunu değiştirdi. Psikiyatristin muayenehanesi buraya çok yakındı. Şuan O'nu sürekli bu doktoru düşünmeye iten bir şeyler vardı. Tuhaf hisler vardı içinde, bir türlü anlamlandıramadığı. Gözleri yola tüm gücüyle odaklanmıştı. Gaza yüklendi. Ani bir hamleyle gaza basınca araba patinaj yaptı ve arabanın tekerlerinden ürkütücü bir ses çıktı. Yağmur aniden fren yaptı ve sinirlenip direksiyona vurarak bu düşüncesiz hareketinden dolayı kendine kızdı. İçsesi O'na haykırıyordu:

"Aptal mısın kızım? Dikkatli sür. Sen de annen, baban ve kardeşinin yanına çabucak gitmek istiyorsun herhalde. Yani elbette gitmek istiyorum da, sırası gelince. Şimdi sırası değil."

Yağmur'un aklından geçenler O'nu ürkütüyordu.

"Başıma iş açmasam bari."

Başına iş açacaktı. Hattâ başına öyle işler açacaktı ki; bu gece bu arabaya bindiğine bin pişman olacaktı. Başına açacağı işler konusunda en ufak bir fikri bile yoktu Yağmur'un. En ufak bir fikri bile...

~~~

Yağmur sonunda özel kliniğe ulaşmıştı. Ama buraya nasıl girecekti? Çabucak arabayı park etti ve arabadan çıktı. Kliniği uzaktan şöyle bir süzdü. Işıklar yanmıyordu. Ve içeride insan olabileceğine dair en ufak bir belirti de yoktu. Psikiyatristi genellikle akşam saat 17:00 - 18:00 civarı çıkıp giderdi klinikten. Saate baktı.

"Çoktan çıkmış olmalı."

diye düşündü. Saat bir hayli geç olmuştu.

" Kapısı kilitlidir heralde. "

diye düşündü. Sessizce yaklaştı ve kapıyı zorladı.

"Açılmıyor."

Kapı kapalıydı ve Yağmur kapıyı açamıyordu. Bir şeyler yapmalıydı. Etraftan insanların O'nu görmesi an meselesiydi.

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin