66- Artık bizdensin...

104 34 19
                                    


Silahın ateşlenmesiyle alnında hissettiği acı hissi inanılmazdı. Gözlerinde oluşan ani kararma O'nu fazlasıyla ürkütmüştü. Alnının tam ortasına giren iğne fazlasıyla derine batmıştı. Silahın ucundaki iğneden çıkan sıvı ile Yağmur uzun bir rüyâya dalmıştı.

"Ölüm dedikleri bu mu?" dedi içinden.

"Bedenim burada değil gibi. Sanki başka zamana ait."

Vücudunu inceledi. Görüntü anlamında çok bir fark yoktu. Sadece daha hafif hissediyordu. Bir iki adım attı. Adımlarını atarken son derece şaşkındı. Bacakları yok gibi orada. Bastığı yeri hissetmekte zorlanıyordu. Uzay boşluğunda gibi hissetti kendini.

Etrafına baktı. Yemyeşil ve sık ağaçlardan oluşan büyük bir ormandı burası. Tertemiz havayı, ciğerlerine dolan oksijeni bütün hücreleriyle hissediyordu adeta. Yürürken bastığı yaprakların hışırtısını ve ince ağaç dallarının çıtırtısını duyabiliyordu Yağmur. Kuş cıvıltıları kulaklarından beynine doğru giden yolda dans ediyorlardı.

İlerlemeye devam etti. Çok güzel bir yerdi burası. Ağaçların üzerine mini barınaklar kurulmuştu. Ağaçlara dayanmış tahta merdivenler o mükemmel yere çıkmayı kolaylaştırıyordu. Merdivenler sarmaşıklarla süslenmişti. Ortam inanılmaz güzeldi.

"Buraya oturup kitap okumak ne güzel olur."

diye geçirdi içinden.

İlerlemeye devam etti. İleride bir baraka vardı. Barakayı görünce heyecanla çarptı kalbi. Oraya doğru koştu. Kapısına vardığında heyecanla seslendi Yağmur:

"Hey! Merhaba! Orada kimse var mı?"

Kimse cevap vermiyordu. Yavaş adımlarla ilerlerken etrafına bakındı. Sonra kapıya iyice yanaştı ve kulağını kapıya dayadı.

"Bu yaptığım çok yanlış."

diye geçirdi içinden.

"Resmen kapı dinliyorum."

İçeriden konuşma sesleri geliyordu. Ancak söylenilenler net olarak duyulmuyordu. Yağmur kapıya sert bir şekilde vurdu. Cevap yok. Tekrar vurdu. Yine cevap yok. Kapının dışındaki kulpu çekti ve kapıyı açarak içeri girdi. Bir adam ile bir kız yerde yuvarlak bir halının üzerinde bağdaş kurarak oturmuşlardı. Önlerinde yanan bir şömine vardı. Yanan odunların çıtırtıları kulaklarında yankılandı Yağmur'un.

"Merhaba."

dedi Yağmur hem merak hem de mahcubiyet dolu bakışlarla.

"Özür dilerim. Yani izinsiz bir şekilde içeri girdiğim için. Siz cevap vermeyince direkt içeri girmek zorunda kaldım. Sanırım kayboldum. Buraya nasıl geldim hatırlamıyorum. Neredeyim ben? Bana yardımcı olur musunuz?"

Cevap yoktu ikisinden de. Yağmur aynı soruları tekrarladı. Yine cevap alamadı. Sinirlenmeye başlamıştı.

"Hey! Size söylüyorum! Duymuyor musunuz beni?"

diye haykırdı. Sesi yankılanarak geri dönüyordu O'na.

Yavaş adımlarla onlara doğru ilerledi.

"Hey bana bakın! Duymuyor musunuz ya? Yardım etmek fiilinden haberiniz yok mu sizin be duyarsız insanlar?"

Kızın kolundan tuttu ve kendine çevirdi. Gördüğü şey ile yerinde sıçradı. Gördüğü kız kendisiydi. Ancak gözleri bembeyazdı ve O'nu duymuyordu. Transa geçmiş gibi görünüyordu. Kız bembeyaz gözleriyle etrafa boş boş baktı ve sordu yanındaki adama:

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin