Geri Sayım

46-EJ16

Ash ile Yağmur sıkça buluşup görüşmeye başlamışlardı artık. Birbirlerine sarf ettikleri iğneleyici sözler ve atışmalar yerini eğlenceli ve bilgi dolu sohbetlere bırakmış ve birlikteyken hem çok eğlenir hem de birbirlerine yeni şeyler öğretir olmuşlardı. Birlikte gitar kursuna gitmeyi bile planlıyorlardı. Ash sıkı bir dostluğun sinyallerini alabiliyordu uzaklardan.

Son derece sıcak ve bunaltıcı bir geceydi. Gökyüzündeki yıldızlar öyle güzel görünüyorlardı ki, gökyüzüne asılmış süslü tablolar gibiydiler adeta.

Gökyüzü Ash'a Van Gogh'un Yıldızlı Gece isimli tablosunu anımsatmıştı. Bu tabloyu çok seviyordu Ash. Odanın köşesindeki tabloya hayranlıkla baktı. Düşünceleri arasında kayboldu. Bir dönem sanata duyduğu büyük ilgi onu sergiden sergiye sürüklemişti. Gittiği büyük bir sergide rehberin konuşmaları Yıldızlı Gece isimli bu efsanevi tabloya adeta aşık olmasına sebep olmuştu.

''Van Gogh ve diğer empresyonistlerin ışığı temsil etme yöntemleri önceki ressamlardan oldukça farklıydı ve son derece etkiliydi. Söz konusu etkiyi sağlayan şey ışığın yoğunluğu yani parlaklıktı. Buna bilimsel olarak bakacak olursak eğer, beynimizdeki görsel korteksin daha ilkel olan tarafı renkleri değil, ışık karşıtlığını ve hareketi görüp, bu aynı parlaklığı algıladığında farklı biçimde renklendirilmiş iki alanı bir araya getirip birbirine karışmasını sağlıyor. Oysa beynimizin bu karşıt renkleri birbirine karıştırmadan görme yeteneğine sahip olan bir bölgesi de var. Beynimizin ilkel alt bölmesi. Bu sayede, birçok Empresyonistlerin çalışmalarındaki ışık da tuhaf bir biçimde titreşerek bir tür ışık saçıyor gibi görünüyor. İşte bu şaşırtıcı ve belirgin fırça darbeleri ışığın nasıl hareket ettiğine dair çarpıcı bir gerçeklik sunuyor.

Van Gogh'un bu eseri öylesine ilham verici olmuş ki Yıldızlı Gece tablosundan esinlenerek, karanlıkta parlayan bir bisiklet yolu bile yapılmış.

Bu eser birçok bilim adamının da dikkatinden kaçmadı. 2004 yılında, bilim insanlarının kullandıkları Hubble Uzay Teleskobu aracılığıyla bir yıldızın etrafındaki uzak bir toz ve gaz bulutunun girdaplarını görmeleri onlara Van Gogh'un 'Yıldızlı Gece' isimli tablosunu hatırlattı. Bu ilginç durum ve bu sıra dışı benzerlik bilim insanlarını bu durumun sıradan olmadığı görüşüne ve Van Gogh'un resimlerindeki parlaklık üzerine çalışmalar başlatmaya itti. Bu bilim adamları için son derece sıradışı ve ilginç bir konu haline geldi. Araştırma ve çalışmalara titizlikle devam edildi. Böylece Van Gogh'un resimlerinde Kolmogorov'un ele aldığı türbülans denilen yapıya benzer, gizlenmiş bir desenin var olduğu keşfedildi. Bilim adamları parlaklığın iki piksel arasında nasıl değiştiğini ölçüp gözlemlediler. Bu gözlemin sonuncunda Van Gogh'un zihinsel hastalığının etkili olduğu dönemde çizdiği resimlerin türbülans akışıyla ilginç derecede büyük bir benzerlik gösterdiği fikrine varıldı. Oysa ressamın sakin ve sağlıklı bir dönemine ait olan bir otoportresinde böyle bir benzerliğe dair hiçbir işaret bulunamadı.

Vincent van Gogh, "Yıldızlı Gece" isimli şaheserini oluştururken dört yüz yıl boyunca Avrupa'da dolaşımda olan ünlü bir astronomi çiziminden esinlenmiş ve Yıldızlı Gece isimli mükemmel şaheserini, hayatı boyunca sıkıntısını çektiği zihinsel sorunlarının en yoğun olduğu dönemde, kendi kulağını kesmesinden sonra kendi isteğiyle gittiği bir akıl hastanesinde kalırken yaratmıştır.

Ayrıca bazı araştırmacılar, tabloda Ay'ın ve Venüs'ün görünmesini ve Vincent van Gogh'un kardeşine yazdığı mektupları göz önüne alarak, 25 Mayıs 1889'da saat 04.40'ta gökyüzünün bu görünümde olduğunu belirlemişler ve Van Gogh'un bu tabloyu güneşin doğuşunu izleyerek oluşturduğunu iddia etmişlerdir.

Bu eser, Van Gogh'un yıldızları resmettiği ilk tablosudur. Diğeri ise Ren Nehrinde Yıldızlı Bir Gece isimli yağlı boya tablosudur. Tabloda resmedilen şey Van Gogh'un senatoryumdaki odasındaki pencereden, Saint-Rémy-de-Provence köyünün gece vakti görünüşüdür. Van Gogh, bu ünlü tabloyu gün boyunca sadece hafızasından yararlanarak yapmıştır. Tablo, şu anda New York'daki Museum of Modern Art müzesinde sergilenmektedir.''