19-Hayat acımasız insanlar daha acımasız

628 363 70
                                    


Sarah gözlerini açtı. Mükemmel bir odada inanılmaz rahat bir yatakta uyanmıştı. Hemen yerinden fırladı. Oda bir köşkün çatı katında özenle hazırlanmış, nostaljik eşyalardan oluşan ve mükemmel bir şekilde dekore edilmiş büyük bir odaydı. Kapıya doğru koştu. Kilitli. Hemen pencereye koştu. Dışarıda başka ev yoktu. Hiç kimse yoktu. Bir ormanın içindeydiler. Kimsecikler yoktu.

Kapının kilidi açıldı. Sarah korkuyla sıçradı. Jeff elinde bir tepsi ile geldi. Kahvaltı tepsisi.

"Bize kahvaltı getirdim kraliçem. Bak, bir tek kuş sütü eksik. İstersen onu da bulur getiririm. Ne dersin? "

dedi Jeff ve neşeyle sırıttı. Sarah cevap vermedi, sadece somurtuyordu. Jeff'in yüzü asıldı.

"Aaaa hadi ama! Yeter artık somurtuk ayıcığım benim."

dedi ve Sarah'a sarılmaya çalıştı. Sarah Jeff'i itti ve okkalı bir tokat attı.

"Yeter artık ya yeter! Anlamıyor musun? Kafasız mısın! S-e-n-i i-s-t-e-m-i-y-o-r-u-m!
I d-o-n'-t w-a-n-t y-o-u! Kaç dilde söylemem gerek! İstemiyorum yahu zorla mı?"

"Zamanla isteyeceksin. Bak etrafına. Benden başka kimse var mı burada? Tatatatam. Bak yok! Bir tek ikimiz varız. Tıpış tıpış isteyeceksin beni. Benim olacaksın Sarah, benden kaçışın yok!"

"Sen tam bir ruh hastasısın!"

dedi Sarah. Ve ani bir hamleyle Jeff'in kolunu tutup diziyle midesine sertçe vurdu. Dirseğiyle de böbreğine vurup Jeff'i yere yığdı. Kapıya koştu. Ama o da ne? Kapı kilitliydi. Jeff odaya girdiğinde hemen kapıyı tekrar kilitlemiş olmalıydı.

"Anahtar...Anahtar... Nerede bu lanet olası anahtar?" derken Jeff O'na seslendi.

"Sarah!" dedi gülerek. Elinde odanın anahtarını sallıyordu. Sarah bir hamle daha yaparak Jeff'in üzerine atladı. Anahtarı almaya çalışırken Jeff O'nu itti ve yere düşürdü.

"Sen iyice kaşınmaya başladın artık! Dayak istiyorsun galiba. Güzellikle olmuyor madem nasıl istersen!" dedi.

Tam Sarah'ın midesine bir tekme atacaktı ki Sarah korkuyla haykırdı:

"Jeff dur lütfen. Yalvarırım, pişman olacaksın yapma!"

Jeff duraksadı. Sarah'ın ilk kez korktuğuna şahit olmuştu. Bu O'nu hem çok şaşırtmış hem de gururlandırmıştı.

"Sen yalvarır mıydın Sarah? Sen ve yalvarmak ha? Hem de bana! Bu çok tatmin edici oldu. Bir daha yalvarsana! Ah, ama boşa olacak yalvarmaların. Ah zavallı Sarah... Çok iyi bir insandın." dedi ve tekme atmak üzere tekrar ayağını kaldırdı.

Sarah panikle bağırdı. "Yapma!"

Jeff kelimenin kendinde yarattığı şokla afalladı.

"Ne?"

"Duydun işte! Yapma, lütfen..."

Jeff yere yığıldı. Gözlerinden fışkıran yaşlara hakim olamıyordu.

"İlk kez... Seni ilk kez bu derece korkmuş görüyorum."

Sarah başını yere eğdi. Jeff acıyla bağırdı:

"Neden, söylesene! Neden sevmedin beni? Yoksa... Kevin mi? Benim yerime Kevin denen budalayı mı seçtin Sarah?"

Sarah sinirle bağırdı:

"Şunu o fındık kadar beynine sok beyinsiz! Ben seni sevmiyorum. Anladın mı? Seni istemiyorum. İstemeyeceğim de. Benim hayatım, benim hayatımdakiler seni hiç ilgilendirmez. Uzak dur benden. Rahat bırak beni."

"Ben senin asistanınım. Bensiz bir halt yapamazsın." dedi Jeff.

"Artık değilsin." dedi Sarah.

"Bu yaptığın şeyler affedilemez. Artık asistanım olamazsın. Ayrıca sensiz de yaparım, başka asistan mı yok?"

Sarah korkuyla baktı. Jeff sinirle kükredi:

"Kevin değil mi?"

Sarah gözlerini çevirdi ve dudakları titreyerek cevap verdi:

"Yeter!"

"Defol git Jeff! Yoksa seni doğduğuna pişman ederim!"

Jeff'in beyni zonkluyordu. Gözleri dönmüştü. Sinirden deliye dönmüştü. Sarah korkuyla Jeff'e baktı. Bir şey yapacak gibi bakıyordu. Hem de çok kötü bir şey yapacak gibi bakıyordu Jeff. Sarah'a yaklaştı. Kadın korkuyla geri çekildi.

"Kevin'i seviyorsun demek. Bir de bana defol diyorsun demek, Sarah."

Bir eliyle Sarah'ın saçından, diğer eliyle kolundan tuttu ve gözlerine baktı.

"O zaman bundan sonra ben varım hayatında!"

Sarah korkudan titremeye başladı.

"Jeff... Jeff ne diyorsun sen? Saçmalama."

Jeff'in durmaya niyeti yoktu. Kadının üzerine saldırdı. Gömleğini yırttı ve boynundan öptü. Sarah bütün gücüyle O'nu üzerinden itti ve doğruldu. Midesi bulanıyordu. Kusacak gibi oldu. Tiksinmişti. Başı delicesine dönüyordu. Jeff bir hamle daha yapacaktı ki Sarah iki adım geri attı tam pencerenin kenarındaydı. Jeff gülerek O'na yaklaşıyordu.

"Kaçacak bir yerin yok güzelim, benim olacaksın."

Sarah "Ölürüm daha iyi!" diye bağırdı. Ama Ölmemeliydi. Bu pisliğin elinden kendini kurtarmalıydı. Sonuna kadar direnecek ve bir fırsatını bulup buradan kaçmaya çalışacaktı. Tam pencerenin kenarındaydılar. Jeff Sarah'ın beline sarıldı. Sarah "Bırak! Dokunma bana lanet olası herif!" diyerek O'nu itti ve bir anda tökezleyip ikinci kattaki pencereden aşağı yuvarlandı. Sarah yere yapıştı ve bilincini kaybederek olduğu yere yığılıp kaldı. Jeff korkuyla bağırdı.

"Hayır! Sarah!"

Dizleri titriyordu. Böyle olacağı aklından bile geçmemişti.

"Aman Tanrım!" dedi ve hemen aşağı koştu. Merdivenler bitmek bilmiyordu sanki. Sonunda inebilmişti. Sarah baygın şekilde yerde yatıyordu. Jeff koşarak yanına gitti ve başını ellerinin arasına aldı. Ama o da ne! Sarah'ın kafası kan içindeydi. Kan oluk oluk akıyordu.

"Aman Tanrım!" dedi Jeff.

"Ne yaptım ben?"

Jeff'in eli ayağına dolanmıştı. Başını ellerinin arasına aldı. Bir sağa bir sola yürüyüp duruyordu.

"Ne yapacağım şimdi ben? Katil oldum. Galiba ben katil oldum. Aman Tanrım! Sarah!"

Sarah'a yaklaştı. Nefesini dinledi.

"Yaşıyor!"

Sarah'ı kucakladı ve arabasına götürdü. Arabanın arkasına dikkatlice yatırdı ve aceleyle şoför koltuğuna geçip gaza bastı.

"Özür dilerim. Özür dilerim. Ne olur ölme Sarah, lütfen..."

En yakındaki hastanenin acil bölümünün önüne durdu. Hırkasının şapkasını başına geçirdi ve arabanın kapısını açıp arka kapıya yöneldi. Sarah'ı kucakladı. Acilin kapısının önüne bıraktı ve çabucak arabaya binip gaza yüklendi. İnsanlar yardım için kanlar içindeki zavallı kadının başına üşüşürken, Jeff çabucak gözden kayboldu. Anlaşılan o ki, yurtdışına kaçma hayalini tek başına gerçekleştirmek zorundaydı artık. Çünkü eğer Sarah yaşarsa herşeyi anlatacak, Jeff'in hayatta olduğu ortaya çıkacak ve bütün güvenlik teşkilatları, eklenen yeni suçlamalarla Jeff'in peşine takılacaklardı. Kaçacak bir yeri kalmayacaktı.

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin