18-Kaçırıldım Galiba

708 370 45
                                    


Jeff odada bir sağa bir sola yürüyüp duruyordu. Düşünüyor, düşünüyor, düşünüyordu. Bir çözüm bulamıyordu. Sarah'ın bedeni sedyede öylece yatıyordu. Deli gibiydi Jeff. Arada bir gelen ve kimsenin haberdar olmadığı kriz yine gelmişti. Histeri Krizi.

İstediği şey olmadığında elinde olmadan bedensel tepkiler veriyordu. Saldırganlık, bayılma, hatta kendine zarar verme boyutuna bile varıyordu olay. Takıntı. Evet, Jeff kabullenmese de, herkesten gizlese de takıntılı bir kişilikti. Bu takıntılı halleri ilerledikçe ilerlemiş ve artık hastalık boyutuna ulaşmıştı. Bir şey istiyorsa o mutlaka olmalıydı. Eğer olmuyorsa yerinde duramıyordu Jeff. Huzur bulamıyor, ruhu daralıyor, beyni patlayacak gibi oluyordu. Bir şeyi çok istediği zaman şakaklarında delicesine atan damarlardan o şeyi takıntı haline getirdiğini anlayabiliyordu. Gözleri kararıyor, etraf karıncalanıyor, hedeften başka bir şeyi gözü görmüyordu. Sarah'a her bakışında şakaklarındaki damarlar çatlayacak gibi atıyordu.

Sakinleştiricinin etkisi geçmek üzereydi. Jeff Sarah'ın uyanmasını bekleyecek, uyanınca onunla "güzelce(!)" konuşacak ve beraber olmaya ikna edecekti. Sarah O'nundu. O'na aitti. Başkasının olamazdı. Jeff bir şeyi istediyse, ona mutlaka sahip olmalıydı. Sarah sedyede kıpırdanmaya başladı.

"Uyanıyor."

Gözlerini açtı. Gözlerini kırpıştırdı. Başı feci şekilde ağrıyordu. Vücudu uyuşuktu. Karşısında asistanı Jeff heyecanla O'na bakıyordu.

"Jeff?"

"Buyur kraliçem."

"Ne oldu bana?"

diye sordu ve her şeyi hatırlayıp korkuyla sarsıldı. Yaşadıkları film şeridi gibi geçti gözünün önünden. Gönderildiği bedenden nasıl geri dönmüştü? Jeff'in bunu tek başına başarabilecek bilgisi var mıydı ki? Hemen sedyeden fırladı ve yakaladığı şişeyi sımsıkı kavradı. Jeff'e doğru tutarak:

"Sakın yaklaşma bana. Hiç acımam kafanda kırarım bu şişeyi!"

Jeff hiç istifini bozmadı. Elleri cebinde, yere baktı ve sinsice kıkırdadı.

"Bak bak bak... Minik kaplanımız yine pençelerini çıkardı ha?"

Sarah'ın bileğini yakaladı ve sert bir hamleyle büktü. Kadın acıyla bağırdı ve elindeki şişe yere düştü.

"Bileğimi kırdın piç kurusu!"

Jeff'in yüzü düştü. Canı sıkılmıştı. Sarah'ın canını yakmak istememişti.

"Beni buna sen zorladın! Rahat dursan ölürsün değil mi?" diye bağırdı. Sarah'ın canı çok yanıyordu.

"Özür dilerim. Böyle olmasını istemezdim tatlım. Dur bileğini saralım. Ama unutma buradan bensiz çıkamayacaksın. Birlikte bambaşka diyarlara gideceğiz. Bir köpeğin bedenine değil bu kez. Bir kral ve bir kraliçeye ne dersin? Mükemmel bir hayatımız olur, ha? Beraber oluruz sonsuza kadar. Bizi kimse ayıramaz. Seni seviyorum Sarah. Sana deliler gibi aşığım. Ve senden tek isteğim sadece yanımda olman. Benimle olman."

Sarah titredi.

"Jeff sen benim sadece asistanımsın. En fazla arkadaşım olabilirsin. Aramızda asla başka bir şey olamaz. Lütfen, saçmalamayı kes. Bırak beni ve bütün bunları unutalım. Kimseye bir şey demem, söz. Lütfen kendi yolunu çiz. Ben seni sevmiyorum. Seni sadece bir arkadaş olarak..."

Jeff sendeledi.

"Sus artık!"

"Gerçeği kabullenmeyi bilmelisin. Hadi bırak beni. Yapma böyle. Suç işliyorsun." dedi Sarah.

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin