9.BÖLÜM

8.4K 762 31
                                    

9.BÖLÜM

"Sence ne yapmalıyım? Lütfen yardım et."

Merakım gitmem için beni zorlarken mantığım bunun şu an için fazla olduğunu söylüyordu. Zaten arkadaşım da ben bunları düşünürken yardım isteğime cevap vermişti:

"Bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Bu arada teknede konuştuklarınızı bana anlatmadın. Devam et lütfen."

"Haklısın," diyerek anlatmaya devam ettim,

"Adının Alkın olduğunu beni ilk defa göl kenarında görmediğini söyledi," dedim. Bu cümlem Turan'ın yüzüne öfkeyle karışık bir gerginliğin yerleşmesine neden oldu. Ama ben konuşmasına izin vermeden devam ettim:

"O gün benim onu görmeme izin vermiş. Uzun süredir beni tanıdığını ve üstü kapalı olsada hastalığımı bildiğini söyledi," dediğimde arkadaşımın yüzündeki gerginlik daha da büyüyerek paniğe dönüşmüştü. Bana sanki bunun böyle olduğunu biliyordum bakışı attığında beni daha önce uyardığını hatırlamıştım. Turan'a konuşmak için fırsat vermeyerek devam ettim:

"Bu akşam en son birlikte oturduğumuz sahil kenarında daha detaylı konuşmak ve sorularımı cevaplamak için buluşmak istedi. Ama ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Sormak istediğim sorular var ama bunu bekliyor gibi hemen koşmakta bana göre değil."

Daha lafım yeni bitmişti ki Turan'ın öfkeli sesi yerimden sıçramama neden oldu. Korkuyla ona döndüğümde yüzündeki endişe ve öfke çilli yanaklarını koyu bir kırmızıya bürümüştü. Ne yapacağımı bilemeden ona bakarken öfkeden kısılmış gözleriyle bana bir adım yaklaştı ve konuşmaya başladı.

Bunu ben halledeceğim sen uzak dur," dedikten sonra hiç beklemeden süratle odamdan çıktı.Bu hareketi beni çok şaşırttı. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Kafamı kuzenime çevirdiğimde onun bu olanlara hiç bir anlam veremediğini gördüm. Nasıl açıklamam gerektiğini bilemediğim gibi bir de arkadaşım için endişelenmeye başlamıştım. Sahile Alkın'la konuşmaya gitmişti sanırım. Arkasından gitmeli miydim bilemiyordum çünkü kafam çok karışmıştı. En iyisi geri dönüşünü beklemek bu arada da kuzenime olayları en başından anlatmaktı.

Yatağın üzerine oturup derin bir nefes aldıktan sonra kuzenime dönerek soran bakışlarına cevap vermeye başladım:

"Neler konuştuğumuz hakkında bir fikrin olmadığını biliyorum canım sana hepsini anlatacağım. Buraya gelmeden bir süre önce Turan'la göl kenarında otururken çimlerin üzerinde spor yapmış dinlenirken bana bakan mavi gözlü bir çocuk gördüm," diye söze başladım ve ardından hiç durmadan devam ettim:

"Daha sonra bu kişiyi evimizin karşısında beni seyrederken gördüm ve daha sonra yine gördüm. Buraya geldikten sonra da burada olduğunu belli eden işaretler yolladı bana ama ben emin olamadım."dedim.

Yine her zaman ki gibi nefessiz anlatmaya başlamıştım. Ben nefes alıp tam devam edecekken kuzenim lafa girdi:

"Peki Turan neden bu kadar öfkelendi?" Bu soru başımı önüme eğip gözlerimin dolmasına neden olmuştı. Bu halimi gören kuzenim hemen yanıma gelerek boynuma sarıldı ve kendini açıklamaya çalıştı:

"Canım yanlış anladın sanırım beni, hesap sormak veya kıskançlık yapmak için sormadım. Acaba Turan'ı korkutan birşey mi var diye merak ederek sormuştum"dedi. Beni böyle üzen sorunun benim için olan anlamıydı. Nida'nın amacı değil. Ona dönerek rahatlatmak adına cevapladım sorusunu:

BİR PARÇA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin