20.BÖLÜM

6.7K 373 38
                                    

20.BÖLÜM

"Tekrar böyle bir gün geçirebilecek miyiz?" dedi sesindeki ümitsiz tonu saklamaya çalışarak. Ama ben yine de farketmiştim.

Ne kadar onunla böyle bir gün daha geçirmek istesemde bunu yapamayacağımı bildiğim için cevabım netti:

"Hayır geçiremeyeceğiz. Bugün çok güzel geçmiş olsa da bir hataydı. Turan'a kızgınlığımdan dolayı yaptığım bir hata."

Sözlerim onda büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Bakışlarımı zor da olsa Alkın'ın yüzüne çevirdiğimde mavi gözlerinin derinliğinde hayal kırıklığının her bir zerresini gördüm. Bakışları benimle kesiştiğinde buğulanmış gözlerini yere indirerek hissettiklerini benden saklamaya çalıştı. Üzüldüğünü hatta kırıldığını elbette anlayabiliyordum. Bu ona yaşatmak istediğim son şey olsa da yapmak zorunda kalmıştım.

"Anlıyorum," dedi umutlarının paramparça olduğunu belli eden bir ses tonuyla. Ses tonundaki yıkılmışlığı yakaladığım an da kendimi sıktım. Uzanıp onu teselli edebilir, canını yaktığım için özür dileyebilirdim fakat tüm bunlar bizi daha da çıkmaza sürüklerdi.

"Yanlış anlama," diye fısıldadım ılımlı olmaya çalışarak. "Sen bir hata değilsin. Bizim birlikte olmamız bir hata yalnızca."

"Neresi hata?"

"Hata," diyerek tekrarladım. "Bu doğru değil. Biz kimiz ki, ne kadardık tanışıyoruz? Nasıl böyle seninle eğlenebiliyorum, neden bunu yapıyorum?"

"Aydan." Ses tonu az öncekinin aksine hırçındı. "Kendine bunu yapma. Kendini sorguya çekerek zarar vereceğin tek şey benliğin olmayacak."

Gözlerim ön camdan dışarıya kilitlendiğinde "Ne kendime ne de bir başkasına zarar vermeye niyetim yok," diye mırıldandım. Bir elim kapının kolunda her an kaçmaya müsait bir şekilde dururken çekinerek Alkın'a döndüm. Kapalı gözlerini çevreleyen uzun kirpiklerinin gölgesi yanaklarına düşerken biçimli parmakları direksiyonda bir ritim tutturmuştu.

"Alkın."

Ses tonum çatallı çıktığında düzeltmek için bir kez öksürdüm.

"Aydan..." Konuşmasını bekledim. Derin bir nefes alıp yanaklarını şişirdikten sonra konuşmaya devam etti. "Nesi hata? Bunu hata olarak görmenin sebebi ne?"

Bunu kendi içimde bile açıklayamıyordum ki, ona nasıl açıklayacaktım?

"Seni tanımıyorum."

"Tanımak senin elinde."

Skor tablosunda bir sıfır öne geçtiğinde umutsuzca etrafıma bakındım. "Ya tanımayı istemiyorsam?"

Direksiyonda tuttuğu ritmi yavaşça bırakırken dik bir şekilde oturduğunu gördüm. "Beni tanımak istemiyorsan seni zorlayamam." Cümleyi öyle bir kurmuştu ki devamının geleceğini biliyordum.

"Fakat o bana bakan gözlerinde en ufak bir ışıltı gördüğümde kendimi sana tanıtmak için elimden geleni ardıma koymayacağıma emin olabilirsin."

"Bir ışıltı gördüğünde," diyerek onu tekrarladım.

Sesli bir yanıt vermeden başını salladığında arabadan inmek için kapıyı açtım. Tek ayağımı araçtan dışarıya çıkardığımda Alkın'ın bana seslenmesiyle dönerek ona baktım.

"Aydan."

"Efendim?"

Dudakları bir erkekten beklenmeyecek güzellikte iki yana kıvrılırken "Ve ben o ışıltıyı senin gözlerinde gördüm," diyerek bana son darbesini indirdi.

BİR PARÇA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin