32.BÖLÜM

5.9K 264 20
                                    


32.BÖLÜM

Bu halime dayanamamış ve hafifçe tebessüm ederek birkaç saniyeliğine yere bakmıştı. Daha sonra tekrar ciddi bir tavırla gözlerimin içine bakarak beni şok eden o sözleri söylemişti:

''Kız arkadaşım ve annesiyle birlikte yaptığım kahvaltının hesabını ödedim. Buna da hakkım olduğunu düşünüyorum. Sen şimdi buna da itiraz edeceksin ama artık yeter! Şu andan itibaren kız arkadaşımsın ve sana bu konuda söz hakkı tanımıyorum. Ben kararımı verdim. Artık sus ve kabullen. Bu andan itibaren seninle ilgili herşey beni, benimle ilgili herşey de seni ilgilendiriyor.'' Beni dinlemeden ve konuşmama fırsat vermeden devam etti,

''Ayrıca döner dönmez gelip annenle konuşacak ve onun da onayını alacağım. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Artık yola çıkmalısın yoksa geç saate kalacaksın.''

O kadar şaşırmıştım ki söyleyecek tek bir söz bile bulamıyordum. Resmen bana sevgili olduğumuzu ve benim bu konuda söz hakkım olmadığını söylemişti. Bu nasıl bir özgüvendi? O ise hala yüzüme eğilmiş halde gözlerime bakıyordu. Halim ona çok komik gelmiş olacak ki gülerek olduğu yerde doğruldu ve,

''Eminim şu anda ne söyleyeceğini düşünüyorsun. Kendini zorlama söyleyeceğin hiçbirşey benim kararımı değiştirmeyecek. Bu yüzden kendini yorma. Eve dönünce daha uzun konuşuruz bu konuyu. Ayrıca bu kadar konuşmak ve herşeye itiraz etmek zorunda mısın?''

Bunları söyledikten sonra sanki az önce bana o sözleri söyleyen kendisi değilmiş gibi büyük bir rahatlıkla beni omuzlarımdan tutarak arabama doğru döndürdü ve yumuşak bir şekilde itekledi. Bu hareketiyle birkaç adım yürümüştüm. Kafam allak bullaktı. Bunu neden yapmıştı? Şimdi bütün yol boyunca kafam meşgul olacaktı. Arkama bakmadan arabaya doğru yürümeye devam ettiğim sırada Alkın'ın sesiyle tekrar olduğum yerde durdum,

''Aydan.''

Arkamı dönerek bu sefer ne diyeceğini duymak için ona baktım,

''Lütfen dikkatli kullan. Zaten senin için hep endişeleniyorum şimdi daha da fazla endişelenmek istemiyorum.Az önce konuştuklarımızı şimdilik unut, eve gidince hatırlarsın,'' dedi haince sırıtarak ve devam etti,

''Ayrıca beni de merak etmene gerek yok hemen arkandan geliyor olacağım.''

Şaşkınlığım yerini yine öfkeye bırakmıştı ama şu an için söyleyecek birşey bulamıyordum. Ona arkamı dönerek sinirle ayaklarımı yere vurdum ve onun duyamayacağı bir sesle hafif bir çığlık attım. Bu yaptığımdan sonra umarım görmemiştir görmüşse de anlamamıştır diye dua ederek arabama yürüdüm. Arkama bakmaya cesaretim yoktu. Büyük ihtimalle bana gülüyordu.

Arabanın kapısını açarak bindikten sonra ne anneme ne de Alkın'a bakmıştım. Hemen arabayı çalıştırarak biran önce eve gitmek üzere hareket etmiştik. Birkaç dakika sonra annem daha fazla dayanamayarak,

''Aydan Alkın'la bir sorun mu oldu aranızda?'' diye sordu.

Kafam az önce duyduklarımla o kadar meşgulduki düşüncelerimi toplayıp ne cevap verebileceğimi bilemiyordum. En iyisi kısa bir cevaptı. Zaten her ne kadar itiraz etmeye çalışsam da Alkın annemle konuşmaya geleceğini söylemişti.

''Hayır anne bir sorun yok merak etme.''

''Neden bu kadar dalgınsın o zaman?'' dedi cevabın yeterli gelmediğini belli ederek.

BİR PARÇA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin