54.BÖLÜM

5.4K 271 5
                                    

54.BÖLÜM

"Aycan şirketteki haklarını vermediğini ileri sürerek sana dava açmış," dedi.

İstemsizce dudağımın kenarı kıvrıldı. Dişlerimi dudağıma geçirerek gülme isteğimi bastırmaya çalışıyordum. Ama bunda çok da başarılı olduğum söylenemezdi. Daha fazla dayanamayarak kahkahalarımı serbest bıraktım. Kendime engel olamıyordum. Annem ve arkadaşım ise dehşete düşmüş bir halde bana bakıyorlardı. İkisi de korkmuştu bunu gözlerinden görebiliyordum. Konuşup onlara sorun olmadığını söylemek istiyordum ama buna imkan yoktu. Hala kahkahalarla gülüyordum. Bir süre daha bu şekilde devam ettim. Nihayet sakinleştiğimde ise ikisine de dönerek,

"Sorun yok sadece ufak bir sinir krizi," dedim ve devam ettim,

"Aycan ablam bayağı inandırmış kendini sanırım. Korkarım sonunda tekrar bir hayal kırıklığı yaşayacak ve sadece o değil onunla birlikte bende üzüleceğim. Bu yüzden işi mahkeme ile değil de kendi aramızda mı halletsek diye düşünüyorum. Sen ne dersin Turan?"

"Asla böyle bir şeye izin vermem. Bu onun gözünde senin pes etmen anlamına geliyor. Hiçbir hakkı olmadığını ikimizde biliyoruz. O hisseleri de annenin iyi niyetinden alabildi. Asla istediğini almasına izin vermeyeceğim. Bence sen sadece o üzülmesin diye bunu yapıyorsun. Ama o seni üzmek için yapıyor. Kendine gel."

"Ailene ait şirketten ablanın yaptıkları yüzünden vazgeçebilecek misin?"

Güldüm.

"Böyle bir şey olmayacak merak etme."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" dedi rahatlığıma şaşırarak.

"Ben ablamın dava açtığını düşünmüyorum. Sadece bizi panikletmek istiyor. Sen telefonla değil yüz yüze bir görüşme ayarlar mısın ablamla bana?"

"Ne yapmayı düşünüyorsun?" dedi merakına engel olamayarak.

"Konuşmayı düşünüyorum. Amacını merak ediyorum. Para olduğunu sanmıyorum. Bu kadar zamandan sonra gelmesinin bir nedeni olmalı."

Turan kafasını, "olabilir," der gibi aşağı yukarı sallıyordu ben konuşurken.

"Ya da," dedim, " ne kadar istiyorsa verelim ve gitsin hayatımızdan."

"Sen ne dersin?" Bunu derken gözlerimi kocaman açmıştım. Tek derdim Turan'ın benimle birlikte olup uzamadan bu işi sonuçlandırmaya çalışmasıydı.

Cevap vermedi. Düşündüğü yüzünden belli oluyordu. Ben ise hala yüzüne köpek yavrusu gibi bakıyordum. Birden öfkeyle bakışlarını yerden kaldırdı. Sesi beni bile ürkütecek kadar sert ve yüksekti. Korku ve şaşkınlıkla yüzüne baktım.

"Bana öyle bakma sakın."

Ne kadar ciddi olduğu bu cümlesinden sonra daha da belli olmuştu. Ne zaman ona bir şey yaptırmak istesem gözlerimi kocaman açarak ona bakar her dediğimi yaptırırdım. Ama şu an gerçekten öz ağabey gibi davranarak bana bağırmıştı. Bakışlarımı yere indirerek sordum,

"Peki, benden ne yapmamı istiyorsun. Senin fikrin ne?"

"Artık yapılacak tek bir şey var o da geldiği gibi onu geri göndermek. Hiçbir şeysiz."

"Turan lütfen bu işin mahkemeye gitmesini istemiyorum."

Sözümü keserek,

"Tabii ki dediği gibi seni mahkemeye vermemişse bu dediğin geçerli olur," dedi.

BİR PARÇA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin