31.BÖLÜM

6K 264 26
                                    

31.BÖLÜM

''Bunu gerçekten yapar mısın?''

Yapar mıydım? Çok düşünmeme gerek yoktu. Cevabı zaten biliyordum. Evet yapardım. Her ne kadar zayıf görünsem de aslında çok güçlü, hemen karar veren ve asla arkasına bakmayan biriydim. Kararlarımdan hiçbir zaman pişmanlık duymamıştım. Ama şimdi korkuyordum. Bunu Turan'a yapmak zorunda kalmak düşüncesi beni korkutuyordu. Her anımda yanımda olan annemden sonra tek güvendiğim kişiydi o. Nasıl hemen vazgeçebilirdi? Yine de içimde yaşadığım bu çelişkiyi o bilmemeliydi.

''Evet yaparım. Beni bunu yapmaya mecbur etme,'' dedikten sonra konuşmayı bitirmek için onun şaşkınlığından faydalanarak tekrar konuştum:

''Şimdi izin verirsen annemle kahvaltı ediyorduk ve ben masadan hiçbir şey demeden kalktım. Artık sana ne düşündüğümü net bir biçimde söylediğime göre yerime dönerek yemeğimi bitirmek istiyorum.'' Ardından, ''Bundan sonra ne yapacağına karar vermen için sana eve dönene kadar süre veriyorum,'' diyerekte son noktayı koydum.

Ben bunları söyleyip telefonu kapatmak üzereydim ki arkamdan gelen sesle olduğum yerde kalakaldım.

''Aydan iyi misin? Bir sorun mu var?''

Duyduğum ses Alkın'a aitti. Ona bir cevap vermek için arkamı döndüğüm sırada telefondan gelen Turan'ın sesiyle ne yapacağımı bilemedim.

''Aydan kim o?''

Yanımdakinin Alkın olduğunu söyleyip onu yeniden kızdırmak istemiyordum. Alkın'ın yüzüne ne yapmalıyım der gibi baktığımda telefonda ki kişinin kim olduğunu çoktan anladığını gördüm. Gülümsedi. Sakindi. Rahat ol der gibiydi bakışları.

''Alkın'mı yanında?'' Hala telefonda bağıran arkadaşıma sakin bir sesle cevap verdim:

''Hayır annemle ikimiz kahvaltı etmek için durduk. Orada konuşuyorum seninle.''

''Ayrıca neden onun burada olduğunu düşünüyorsun? Gerçi burada olsa da sana hesap verecek değilim. Sen sana söylediklerimi iyi düşün yeter,'' diye.

Başımı kaldırdığımda Alkın'ın annemin yanına gidip birşeyler anlattığını gördüm. Sanırım ona sorun olmadığını anlatıyordu. Benim söylediklerime inanmayan Turan hala telefonda sorular soruyordu. Başım ağrımaya başlamıştı. Yavaşça sinirleniyordum. Daha fazla konuşmasına izin vermemek için:

''Şimdi yola çıkıyorum. Sana söylediğim gibi düşün ve ne yapacağına karar ver. Kendini toparlayıp bunlar hiç olmamış gibi mi davranacaksın yoksa beni sevdiğin konusunda ısrar edip hayatımdan sonsuza kadar çıkacak mısın?''

Vereceği cevabı beklemeden,

''Hoşçakal,'' diyerek telefonu kapattım.

Hala masada beni bekleyen annem ve Alkın'ın yanına giderek hiçbirşey olmamış gibi gülümsedim ve oturdum.Benden bir açıklama beklediğini biliyordum fakat ne söyleyeceğimi bilmiyordum.

''Turan aradı anne. Habersiz yola çıktığımız için ve arabayı ben kullandığım için biraz endişelenmiş. Bu yüzden sık sık aramış,'' diye aslında üçümüzünde inanmadığı bir açıklama yapmıştım.

Annem ''tahmin etmiştim,'' diyerek konuyu geçiştirmişti.

Daha fazla oyalanmak istemiyordum. Bir an önce evime gitmek ve herşeyi hallederek hayatıma birkaç hafta önceki gibi devam etmek istiyordum. Ama bunun olması artık imkansızdı. Turan'ın itiraflarını, Alkın'ın bütün çabalarıma rağmen hayatıma girmiş olmasını nasıl hiç olmamış kabul edebilirdim. Bu yüzden herşeyi oluruna bırakmaya karar verdim. Sessizce bana bakan annem ve Alkın'a dönerek:

BİR PARÇA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin