11. BÖLÜM

8.2K 729 33
                                    


11.Bölüm

"Seni çok seviyorum canım biz bir aileyiz ve ben ailemin en değerli üyesini kaybetmek istemiyorum."

Bu cümle benim için eşi benzeri olmayan bir sevgi ve güven demekti. Gözlerinin içine bakarak içtenlikle söylediğini bildiğim cümlelerine yine aynı içtenlikle cevap verdim:

"Bende seni çok seviyorum. Hayatımın vazgeçilmez bir parçasısın. İyiki varsın."

Bu söylediklerim öylesine söylenmiş sözler değildi. En zor zamanlarımda yanımda olan sırtımı yaslayabilecek kadar güvendiğim tek kişiydi. Arkadaşım, babam ve abim öldükten sonra hem bize kol kanat germiş hem de babamdan kalan işlerin yönetimini devralmıştı. Bu defa sıkıca sarılan ben oldum. Bu sıcaklığı ve güveni verebilecek başka biri daha var mıydı acaba? O sırada annem işlemleri halletmiş bize bakıyordu. Turan benden ayrılarak cebinden telefonunu çıkardı ve bana göstererek konuştu:

"Ben Nida'yı arayıp hem haber vereyim hem de ihtiyacın olanları getirmesini isteyeyim. Onlar da merak etmiştirler," dedi.

Başımla onaylayarak annemin yanına gittim. Görevli bayan ikimize hitaben konuşmaya başlayınca kafamı ona doğru çevirdim.

" Odanız hazırlandı. Çıkalım isterseniz," diyerek odadan çıktı.

Hiç konuşmadan arkasından asansörlere doğru yürümeye başladık. Turan'a baktığımda siz gidin ben geleceğim anlamında bir işaret yaptığını gördüm. Asansöre bindiğimizde görevli bayan bize dönerek konuşmaya başladı:

"Odanız doktorunuzun isteği üzerine tek kişilik. Kaldığınız sürece sadece sizinle ilgilenecek bir hemşire belirlendi. Ayrıca herhangi bir ihtiyacınız olursa bildirmekten çekinmeyin lütfen," dediğinde odamın olduğu kata gelmiştik.

Asansör kapısı açıldığında o önde annem ve ben arkada inerek odama doğru yürüdük. Kapıya geldiğimizde bayan kapıyı açtı ve içeri girdik. Gerçekten ferah bir odaydı, ama ne de olsa bir hastane odasıydı işte. Yine de şu an hastalığımın nüksetmediğine şükrederek yatağa oturdum ve bayana hitap ederek:

"Çok teşekkür ederim yardımlarınız için. İhtiyacımız olursa size haber veririz," dedim. Gülümseyerek odadan çıktı. Bende yaşadığım stresin etkisiyle kendimi yatağın üzerine bıraktım. Hala ateşim vardı ama kendimi sabah olduğu kadar halsiz hissetmiyordum. Annem sandalyeye oturmuş ifadesiz bir yüzle bana bakıyordu. Bir süre baktıktan sonra bana dönerek sessizliğini bozdu:

"Kızım teyzenler gelene kadar biraz uyu istersen. Birazdan doktorda gelir."

"Olur anne," diyerek yatağa tam yerleşmiştim ki kapının vurulma sesiyle tekrar doğruldum. Gelen Turan'dı. Gülümseyerek yanıma geldi ve konuşmaya başladı:

"Güzelim, Nida ile teyzene haber verdim. Herşeyi hazırlayıp birazdan gelecekler. Gerçekten hepimiz çok rahatladık." dedikten sonra konuşmaya devam etti:

Peki ateşinin sebebi hakkında birşey söyledimi doktor?"

Sürekli panik halinde sorular soruyordu ama bunların hiçbiri beni rahatsız etmiyor aksine benim için ne kadar endişelendiğini gösteriyordu. Ayağa kalkarak yanına gittim ve onu omuzlarından tutarak yatağa oturttum. O anda derin bir nefes bıraktı ve kafasını önüne eğdi. Ona baktığımda rahatlaması için konuşmaya başladım:

"Canım, ateşim yorgunluktan çıkmış. Hastalığımla ilgili bir durum yok. Telaşlanma sadece birkaç gün gözlem altında tutulacağım."

BİR PARÇA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin