74.BÖLÜM

5.5K 242 25
                                    

74.BÖLÜM

Aşağıdan gelen kapı sesi beni daha da endişelendirdi. Az sonra Alkın'ın sesini duydum ve arkasından neredeyse felç olmama sebep olacak o ses geldi.

Silah sesi...

Tamamen uyuşmuş halde bir vücut, kulaklarımda dindiremediğim bir uğultu ve neredeyse durmak üzere olan bir kalp. Ne bağırabiliyor ne de kımıldayabiliyordum. Aşağı inersem göreceklerimden korkuyordum. Alkın vurulmuş olabilir miydi?

Hayır...

Derin bir nefes alarak korkuluklara tutundum ve yerinden zorda olsa ayağa kalktım. Başımı aşağıya uzatarak ne olduğunu görmek istedim ama hiçbir şey yoktu. Birkaç saniye sık ve derin nefesler alarak kendime geldikten sonra tutunarak da olsa merdivenlere yöneldim. Tutunarak aşağı indiğimde ne Alkın ne o yabancı görünürde yoktu.

"Alkın."

Zorda olsa sesim çıkmıştı fakat ben bile zor duymuştum. Tekrar seslenmek için harekete geçmeden önce öksürerek boğazımı temizledim ve yeniden seslendim,

"Alkın cevap ver neredesin? Alkın."

Seslenirken bir yandan da hızlıca evi dolaşıyordum. En son bütün evi gezdikten sonra havuzun oraya bakmaya karar vererek adımlarımı hızlandırdım. Dışarı adımımı attığım anda gördüğüm manzara beni dehşete düşürdü.

Alkın yerde yatıyor ve kolunu tutuyordu. Sol kolu tamamen kırmızıya boyanmıştı. Yüzüne yaşadığı acı yansımış ama hala güçlü görünüyordu. Yerde birikmiş kan damlaları midemin bulanmasına neden olmuştu. Ayakta durmak için kendimi zorluyordum. Gördüğüm manzara karşısında olduğum yere yığıldım kaldım. Ağlamak istiyor ama bunu bile yapacak gücü bulamıyordum kendimde. Alkın'ın sesiyle bir an da içinde bulunduğum ruh halinden sıyrıldım:

"Aydan hemen içeri gir çabuk."

Sesi o kadar yüksek çıkmıştı ki irkilerek kendime geldim. Hemen ayağa kalkarak yanına koştum. Bir elimle kolunu bastırıyor diğer elimle onu kaldırmaya uğraşıyordum. Bu arada hıçkırarak ağladığımı söylememe bile gerek yoktu. Kocam ise gayet sakin bir şekilde sadece bana :

"Aydan aşkım içeri gir hala gitmemiş olabilir hırsız," diyordu.

Sanki bu çok umurumdaymış gibi. O an benim için her şey önemsizdi Alkın'dan başka. Korku aklıma dahi gelmiyordu. Derin bir nefes alarak tüm cesaretimi topladım ve Alkın'a dönerek,

"Umurumda bile değil. Şu an kendini düşünmelisin. Kan kaybediyorsun. Hemen ayağa kalk ve hastaneye gidelim," diye karşılık verdim.

Yavaşça benden güç alarak ayağa kalktı. Tüm ağırlığını bana vermese de halsiz olduğu için sendeleyerek yürüyordu. Bütün gücümle ona destek olarak içeri girdik. Yürürken her adımımızda arkamızda kan damlaları bırakıyorduk. Endişem daha da artıyordu her bir adımda.

Evin içine girdikten sonra hemen polisi aramak için telefonu elime aldım. Fakat anlayamadığım bir şekilde Alkın telefonu elimden alarak,

"Gerek yok canım önemli bir şey değil. Zaten çalınan bir şey de yok. Uğraşmayalım şimdi hiç bu işlerle" dedi.

Ne demek ti bu şimdi? Nasıl önemli olmazdı vurulmuştu. Bu hareketini anlamamın imkanı yoktu.

"Ne demek bu şimdi? Nasıl önemli olmaz?"

Tepkim onu bir anlık şaşırtsa da hemen kendini toparlayarak gülümsedi ve kızgınlığımı yatıştırmak adına nedenini açıklamaya çalıştı.

BİR PARÇA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin