14.BÖLÜM

7.5K 500 39
                                    


14.BÖLÜM

Geriye yapılacak tek şey kalmıştı.

Tüm bunların önüne geçebilmek içinse Turan'ı kırmadan, incitmeden onunla konuşmam gerekiyordu.

Turan yol boyunca hiç konuşmadan arabayı kullanmıştı ama arada bana baktığı gözümden kaçmamıştı. Soğuk ve ifadesiz duruşum onda bir gerginlik yaratmış olacak ki evin önüne geldiğimizde hepimiz indiğimiz halde o hala elleri direksiyonda camdan bana bakıyordu.

Bende hala ne yapacağıma tam olarak karar verememiş olmanın sıkıntısıyla olduğum yerde duruyordum ki annemin sesiyle bahçeye doğru döndüm:

"Kızım gelmiyor musun?" diye sorduğu soru kafamı ona doğru çevirmeme sebep olmuştu ama gidemiyordum. Turan ise tamamen hareketlerini bana göre belirleyeceğini belli eden bir tavırla arabada bekliyordu. Anneme dönerek verdiğim kararı uygulamak adına ilk adımı attım:

"Siz içeri girin ben Turan'la birşey konuşup geliyorum."

Bu sözler arkadaşımın üzerinde büyük bir gerginlik yaratmış olacak ki elleri direksiyonu daha da sıkı bir şekilde kavradı.

Annem içeri girdiğinde arabanın kapısını açarak arkadaşıma:"Dışarı çıkar mısın konuşmamız lazım," dedim.

Direksiyonu sıkmaktan kıpkırmızı olmuş ellerini geri çekerek yüzüme bakmadan arabadan indi ve başı önde arabaya yaslanarak ne söyleyeceğimi beklemeye başladı. Bense kafamda tasarladıklarımı nasıl kelimelere dökeceğimi bilemeden birkaç dakika olduğum yerde durduktan sonra ellerimi onun yanaklarına koyarak kafasını yukarı kaldırdım ve bana bakmasını sağladım. O anda arkadaşımın kırmızı yüzü ve yanaklarında ki o tatlı çilleri bütün öfkemi ve kafamdaki soru işaretlerini yok ederek gülmeme sebep oldu.

O ise ne olduğunu anlamamış şekilde yüzüme bakıyor neden güldüğümü anlamaya çalışıyordu. O anda onunla bugün bu konuyu konuşmamaya ufak bir uyarıyla kapatmaya karar vermiştim.

"Canım benim, bugün hastahaneden çıktığım için biraz fazla korumacı davrandın ve bu maalesef Nida ve Alkın tarafından yanlış anlaşıldı."

Dedikten sonra kendini savunmasına fırsat vermeden devam ettim:

"Alkın'ın ne düşündüğü beni ilgilendirmiyor ama Nida beni korumak için yaptığın ani çıkışları yanlış anlarsa hem sen hem ben çok üzülürüz."

Derin bir nefes alarak konuşmamın sonunu getirdim:

"Her zaman senin gibi bir arkadaşa ve manevi ağabeye sahip olmanın hayattaki en büyük şanslarımdan biri olduğunu düşündüm. Ama bir ağabeyim olduğuna pişman etme beni tamam mı?"

Dedim ve konuşmasına fırsat vermeden koluna girerek :

"Hadi gidip üzerimizi değiştirelim çok acıktım," diyerek yürümeye başladım.

Hiçbir şey söylemeden beni takip etti. Üzerimizi değiştirdikten sonra hep beraber güzel bir restorana giderek oturduk. Çok mutluydum bugün ki olay aklımdan gitmiş sadece hastahaneden çıkışıma odaklanmıştım. Siparişleri almak için garson geldiğinde önümde duran mönüdeki yemeklere büyük bir iştahla göz gezdirmeye başladım. Benim bu halim masadakiler arasında gülüşmelere neden oldu.

Bense onlara hiç aldırmadan bütün mönüyü inceledim ve kararımı vererek garsona döndüm:

"Levrek ızgara. Roka salatası ve su lütfen."

BİR PARÇA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin