22.BÖLÜM

6.8K 337 35
                                    

22.BÖLÜM

"Affedene kadar da dilemeye devam edeceğim."

"Gerek yok. Sadece bana düşünmem için zaman tanımalısın."

"Şu birkaç gündür yaşadıklarım ve duyduklarım beni yeterince yıprattı. Birde senin ısrarlarınla bunalmak istemiyorum. Şimdi lütfen beni yalnız bırak."

Sözlerimin ardından kuzenime arkamı dönerek camdan dışarı bakmaya başladım. Bir süre ikimizde sessiz kaldık. İçimden konuşmamasını umarak dışarı bakmaya devam ediyordum. Sessizlik Turan'ın odaya girmesiyle bozuldu.

"Konuşmanız bittiyse aşağı gelin anneleriniz merak ediyor."

Başımı camdan ayırmadan, "Siz inin ben geliyorum," dedim.

İkisi de şu anki kırgınlığımın çok iyi farkında oldukları için seslerini çıkarmadan odadan çıktılar. Eve geldiğimden beri sanki nefesimi tutuyormuş gibi derin bir nefes bırakarak yatağımın kenarına oturdum. Ne aşağıya inmek ne de biriyle konuşmak istiyordum. Nedenini anlamadığım bir şekilde şuan sadece Alkın'ın sesini duymak isteği oluşmuştu içimde. Elime telefonumu alarak rehberden numarasını buldum. Yapmam gereken sadece ara tuşuna basmak olduğu halde sanki dünyanın en zor hareketiymiş gibi hissediyordum.

Turan'a söylediklerim geldi aklıma...

"O çocuğu hayatıma sokmak gibi bir niyetim yok."

Bunu demiştim ama gerçekten böyle mi hissediyordum emin değildim. Aramaktan vazgeçerek telefonun tuş kilidine bastım ve komodinin üzerine bırakarak aşağı salona indim. Çay içen annem ve teyzem beni görünce gülümseyerek yanlarına oturmam için seslendiler. İkisinin arasına oturdum ve Nida'nın getirdiği çayı hiç tepki vermeden alarak içmeye başladım.

"Nasıl geçti kahvaltın kızım?" Annemin sorusuyla istemsizce bakışlarım Turan'a kaydı.

Göz göze geldiğimizde belli etmemeye çalışsa da bakışlarındaki öfke saklanabilecek gibi değildi. Onu daha fazla kızdırmak istemediğim için kısa cevap verdim anneme:

"Güzeldi anne."

Daha fazla soru sormalarını istemediğim için, "Biraz kitap okumak için bahçeye çıkıyorum," diyerek ayağa kalktığımda teyzem,

"Canını sıkan bir şey mi var Aydan? Seni durgun görüyorum."

Belli etmek istemediğim ama saklayamadığım ruh halim malesef teyzemin dikkatini çekmiş olmalıydı ki bu soruyu sormuştu. Gülümseyerek döndüm ve, "Hayır teyze sadece yorgunum biraz sakinliğe ihtiyacım var," dedim.

Daha fazla konuşmadan mutfağa giderek kendime büyük boy bir fincan da çay doldurdum ve masanın üzerinde duran kitabımı da alarak bahçeye doğru yürümeye başladım. En son söylediğim sözler aslında kuzenin ve arkadaşım içindi. Onlarında anladığını umarak hızlıca bahçeye çıktım. Sandalyeye oturarak çayı ve kitabı masanın üzerine bırakarak arkama yaslanıp gözlerimi kapadım. Şu birkaç günde yaşadıklarımı düşündüm. Turan ve Nida ile ne ara bu hale gelmiştik.

Arkadaşımla konuştuktan sonra rahatlamam gerekirken ben daha da gergin olmuştum. Ona inanmak istiyordum. Ama düşündükçe Alkın ortaya çıktığından beri yaptıkları ve söyledikleri beni ona inanmaktan alıkoyuyordu. Sanırım beni kaybetmek istemediği için inkar yoluna gitmişti. Derin bir of çekerek gözlerimi açtım ve çayımdan bir yudum içtim.

Artık en azından bu gecelik bunları düşünmemeliyim, dedim kendime. Kaldığım yerden okumaya devam ettim. Ne süre kadar okudum bilmiyordum. Turan'ın sesiyle kendime geldim, "Aydan hava serinledi içeri gel istersen. Ya da üzerine bir şey getireyim."

BİR PARÇA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin