Nezih Üçler- Lacivert
•Melek Erden - Bölüm 17•
Gözlerime vuran güneş ışığıyla gözlerimi aralamıştım ki. Rahatsız edici ışınlarının hedefi olmuştum. Güneş ışınlarını kırmak istercesine elimi gözlerimin önünde siper etmiştim ki benden önce bir el ışınları güneşi kapamıştı. Bakışlarımı elden hiç ayırmadan kolundan yüzüne doğru giden yolda gezindirdim. Ve yanımdaki varlığını unuttuğum sevgilimi buldum. Yüzünde hayran olunası bir bakış vardı. Sanki ona baktığım anda tüm dert tasam yok olacak gibiydi. Bu büyülü anı bozmak istemesemde yerine getirmek zorunda olduğum sorumluluklarım vardı.
Hemen yattığım yerden doğrulup üstümü düzelttim. "Saat kaç olmuş? Ve ben gerçekten uyudum mu? Ne kadardır uyuyorum" Bir yandan da esniyordum.
Sesli bir kahkaha atıp "Hatta horluyordun bile. Neyseki ikimizden başka kimse yoktu burada ve saat 6:48" dirseğimle koluna bir tane geçirirken,
"Hadi ordan be! Nerden horluyormuşum? Bugüne kadar kimse öyle bir şey söylemedi"
Ellerini teslim olurcasına havaya kaldırıp "Haklısın. Adının hakkını vererek uyuyordun" yanaklarım kızarırken dikkatimi göz altları çekti. Uykusuzluktan belirginleşmiş halka halka olmuş. Gözleri de yorgunlukla bakıyordu.
Elimi koluna koyup "Hadi sen gitsen mi?"
Benden bu hamleyi beklemeyen şaşkın yüz ifadesiyle "Niye ki? Yanlış bir şey mi yaptım." Dedi
"Ee şey bugün bizimkilerle tanışma yemeği varya ondan önce uyuman lazım. Çok halsiz görünüyorsun da" onu düşündüğüm için böyle dediğimi anlamış olacak ki yüz ifadesi aniden değişti.
"Beraber çıkarız. Çok kalmadı zaten" eminim ki ben uyuduğum için o uyumamıştı. Ve ben günlerdir kısa bir uyku olmasına rağmen ilk defa bu kadar rahat uyuyabilmiştim.
Nöbet değişimi yaptıktan sonra beraber hastaneden ayrıldık. İlk önce beni yurda bırakıp evine geçti. Buluşma saatine yakın bizi almaya gelecekti.
Rengin ve Berra'nın gelip gelmeyeceğinden emin olamıyorum. Çünkü Berra'yla Yusuf bir ara sevgiliydi ve Berra'nın onu halen sevdiğini biliyorum ama Yusuf'tan eminim olamıyorum. Kızlar henüz uyanmadan alarmımı kurup uyudum. Birinin beni dürtüklemesini hissetmemle yerimden sıçradım.
Kübra telefonumu uzatıp sustur şunu deyip gitmişti. Telefon alarmını kapatıp. Sıcacık yatağımdan ayrıldım. Dolabımın kapağını açmıştım ki Rengin benden önce bir elbise uzatıp giymemi istedi.
Verdiği elbiseyi giyinmek için banyoya yöneldiğimde onlara gelip gelmeyeceklerini de sormuştum.
Rengin ne dedi beğenirsiniz "Emirhan'ın yüzünün alacağı ifadeyi merak ettiğimden bu anı kaçıramam bebek ve ayrıca senin fıstık gibi olmanı istiyorum. Neler kaybettiğini bir kere daha anlasın"
Berra da ona katıldığını belirterek "Yusuf kesin geliyor değil mi?" Rengin eliyle bir tane Berra'nın kafasına geçirip "Hani unutmuştun?"
"Of Rengin. Koca karılar gibisin ya!" Ardından hülyalı hülyalı "Hem belki bakarsın benim de şansım Melek gibi yaver gider" Rengin ona göz devirip dolabından çıkardığı pantolon üstü giyinmeye başladı. Kış yüzünü göstermeye başlamıştı. Bundandır ki etek giyinememişlerdi. Kübra bir köşede hazırlanmış bizi bekliyordu. Şu sıralar Kübrada da bir gariplik var da hadi hayırlısı.Yurdun önüne patırtısız gürültüsüz çıkmayı elbette ki başaramamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN EKSENİ
ChickLit•2018 wattys son liste adayı Polis #1 Bir hemşire ve bir polisin aşkı ne kadar tuhaf olurdu ki? GERÇEKLERDEN ESİNLENEREK YAZILMIŞTIR!! 18.09.2017