30| 'Derin Uyku'

1.9K 68 2
                                    

Edis - Roman

Melek Erden - Bölüm 30•

Güneş hani Ay'ı terk etmeyecekti? Güneş Ay'ını karanlıkta bıraktı...Söz vermişti bana karanlıkta bırakmayacaktı ama karanlıktaydım. Sözünü tutmamıştı güneşim.

Günlerdir soğuk hastane kokulu odada yatıyordu. Odanın kötü kokusu üzerine sinmişti oysa ki o benim kokusuna sarındığımdı.

Arya Hanım'la birlikte Oğuz'un evine gelmiştik. Günlerdir hastanede olduğu için duşa ihtiyacı vardı. O banyoya girerken ben de Oğuz'un odasına geçtim.

O kokuyordu her yer.

Yavaş adımlarla odasının içinde gezindim. Baş ucunda ikimizin olduğu bir fotoğraf vardı. Dudakların yana hafif kıvrılırken bunu ne ara çekip ne ara çıkardığını dahi bilmiyorum. Elime alıp yakından inceledim. Ben kameraya bakarken o bana bakmıştı kocaman gülerek. Fotoğrafı göğsüme yaslarken günlerdir bolca akıttığım yaşları yanaklarım tekrardan misafiri etti. Başka bir fotoğraftada ailecek çekilmişlerdi. Muhtemelen bir iki yıl önce çekilmişti. Kızlar daha küçüktü ve Oğuz da daha genç görünüyordu.

Beraber olduğumuz fotoğrafı yerine bırakmazken dikkatimi bir başka şey çekti. Odasında göze çarpacak bir yerde parfüm şişesi vardı ama bayan parfümü. Kaşlarım çatılıyken şişeyi elime alıp inceledim. Koklayınca mağazada benim denediğim parfüm olduğunu hatırladım.

O gün daha Oğuz'u tanımıyordum. Yanıma gelip sapıklar gibi benim de çilek gibi koktuğumu o yüzden almam gerektiğini söyleyince yerine bırakmıştım. Yoksa almaya niyetliydim, sırf o istediği için almamıştım. Hoş benim çilek koktuğumu nereden biliyordu o gün onu hala bilmiyorum.

Arya Hanım'ın bana seslenmesiyle şişeye ve çerçeveye son bir kez bakıp yerlerine bıraktım. Daha sonra da hastaneye gitmek için yola koyulduk. Sağ olsun Yavuz bir an olsun bizi yalnız bırakmamıştı.

Arya Hanım'la sessiz bir yolculuktan sonra hastaneye girecektim ki yurda gidip dinlenmem konusunda ısrar etti. Kaza olduğundan beri hastanedeydim. Yarın nöbetim olduğunu hatırlayınca böylesinin daha iyi olacağına karar kıldım.

Kübra da gelince beraber yurda döndük. Sıcak bir duşun ardından yatağıma geçmiştim. Gözüme gram uyku girmiyordu. Baktım bizim kızlar oturmuş yemek yiyordu. Benim onlara baktığımı fark etmiş olacaklar ki "Melek kedi yavrusu gibi bakmayı bırak gel bir şeyler ye" panda gibi yatağımdan yuvarlanıp yanlarında yer edindim.

Berra ağzına lokma atmadan "Durumu hala aynı mı?"

"Maalesef aynı. Uyutuluyor ilaçlarla ne zaman ilaçları kesecekleri de belli değil"

"Sağ salim kalkar o inatçıdır" zorla gülümsedim. Yemeğimiz bitince herkes kendi yatağına çekilmişti.

Sabah erken saatte kalkıp hastaneye gitmek üzere hazırlandım. İlk işim Oğuz'u görmek olacaktı. Hastaneye girdikten sonra imzamı atıp nöbetimi devraldım.

İlk işim odasına uğramak oldu. Oğuz'u gördükten sonra acile indim. Bu esnada evine gidecek olan Ferhat bana bir zarf verdi. Dün bana gelmiş ben olmayınca da o almış. Ona teşekkür edip hemşire odasına adımladım.

KALBİN EKSENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin