Bölüm Şarkısı; Imagine Dragons - Thunder
•Melek Erden - Bölüm 24•
Beni kaçırmasının ardından iki gün geçmişti. Koskoca iki gün!
Gece uyurken ağlaya ağlaya uyuya kalıyor, Oğuz'u ve ailemi düşünüyordum. Ege pisliği yemek verip gidiyordu hiç bir şey konuşmadan. Ardından geldiği gibi odadan çıkıp kapıyı kilitleyip gidiyordu. Neden böyle yaptığına da anlam veremiyordum.
Kapının ardından adım sesleri gelince yatağa iyice sindim. Korkularım geçecekmiş gibi iyice sarındım yastığa. Kapının kilidi açılıp kapı usul usul açılırken şimdilerde tanıyamadığım o sima göründü. Nasıl böyle değişmişti anlam veremiyorum. Ne olmuştu da böyle olmuştu?
Gözlerimi yumup başımdan gitmesi için dualar ettim. Şu an sanki o, canımı almaya gelmiş cellat gibiydi. Ne yapacağını bilemiyordum. Çaresizdim ve dahası korkuyordum.
Yatağın önünde durduğunu hissettiğimde düzenli nefes alıp vermeye başladım oyunculuğum tam olsun diye. Yatağın alt ucunda çökme hissedince korkudan aklımı yitirecek gibiydim.
"Bundan sonra hep beraberiz güzelim. Sen, ben ve doğacak çocuklarımız. Burda kalmayacağız merak etme. Artık o aşağılık heriften kurtuldun, sevdiğinin yanındasın. Her yerde bizi arıyormuş, konuşamadık daha adam akıllı seninle" Bu adam ne söylüyordu böyle ne evlenmesi! Bir de kurtarmışmış hah! Aklımı kaçıracağım kaçık herif!
"Uyumadığını biliyorum. Oyunculukta pek iyi değilsin ne yazık ki" deyip kıkırdamıştı aptal! Artık tutamadığım göz yaşlarım firar etmişlerdi birer birer. Elini saçlarıma koyup okşayınca yatakta geriye gittim. "Bu-bunu ne-neden yapıyorsun? Zevk mi duy-duyuyorsun acı çektirmekten ha söylesene! Ailem ne durumda, arkadaşlarım ne durumda hiç mi umrunda değil! Seni gerçekten sevebileceğimi mi zannettin! Hayal kurmaya devam et!"
"Şokun etkisinde olduğun için bunları diyorsun" dişlerini sıkarak sarf ettiği bu sözcükler onunda Oğuz'u sevdiğimin farkında olduğunu gösteriyordu.
"Kaçırmak çözüm mü? Hele bir burdan çıkayım Oğuz seni doğduğuna pişman edecek o zaman senin için zerre üzülmeyeceğim. Anladın mı beni!"
Artık bağırmaktan ses tellerim ağrımaya başlamıştı. Sabaha sesim kısılırdı. Odada bir ileri bir geri gidip kendi kendine mırıldanıyordu. Daha sonra bana olan bakışları değişti.
"S-Sen niye burdasın?" Yoksa diğer kişiliğe mi geçti? Kandırabilir miydim onu? Denemekten zarar gelmezdi.
"Ben dışarıda kalmıştım sonra sen beni alıp buraya getirdin. Telefonunu verde Kübra'ya haber vereyim" telefonunu hemen çıkarıp vermişti. Şaka yapmıyordu değil mi?
Hızla Kübra'nın numarasını hemen tuşlayıp kulağıma götürdüm hemen mesaj olarak attım konumumu ve ona yalnız bizimkilere söylemesi Oğuz'a aradığımı belli etmemesini söyledim. Sebebiyse Oğuz muhakkak emniyet güçlerine haber vermiştir. O gelinceye kadar öbür kişilik geri gelebilirdi. Hem Çağan Ali onu bir şekilde ikna ederdi.
Bir saat geçti iki saat hâlâ gelen yoktu. Acaba yolu mu bulamamışlardı derken kapı çaldı. Kapının ardından gelen seslerle yüzüm güldü. Gelmişlerdi. Buradan kurtuluyordum nihayet. Aklımın bir köşelerinde Oğuz'un ona haber vermediğim için vereceği tepkiler beliriyordu.
Kübra içeri girerken koşarak yanıma geldi. "Güzelim iyi misin sana bir şey oldu mu?"
"Hayır hayır iyiyim bir şeyim yok. Oğuz nasıl?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN EKSENİ
ChickLit•2018 wattys son liste adayı Polis #1 Bir hemşire ve bir polisin aşkı ne kadar tuhaf olurdu ki? GERÇEKLERDEN ESİNLENEREK YAZILMIŞTIR!! 18.09.2017