31| 'İhanet'

2.3K 76 5
                                    

Arhan Oğuz Güneri - Bölüm 31•

Gözlerimi açtığımda tanımadığım yabancı bir yerdeyim. Kalkmak için hamle yapacaktım ki kalkabilecek gücü bulamadım kendimde. Üstelik kollarımda göğsümde her yerde kablolar ve serum setleri vardı. Neredeydim ben? Bakışlarımı olduğum oda içerisinde gezindirirken, bulunduğum odanın açık renk tonlarıyla bu odanın kesinlikle bizim ev olmadığı tasdikledim. Tam karşımda büyük bir cam vardı.

Yattığım yatağın yanında duran çağrı ziline basınca üzerinde hemşire kıyafetleri olan bir bayan girdi anlaşılan hastanedeydim. Gözlerime ışık tutup birkaç şey yaptıktan sonra geçmiş olsun deyip çıktı odadan. Tekrar pencereye baktığımda annem, babam, Yavuz ve Melek'imi görmeyi beklemiyordum. Hepsinin yüzünde ayrı bir tebessüm vardı.

Doktorun kontrolünden sonra ailemi odaya almışlardı. Annem sıkı sıkıya sarılmıştı. Melek buğulu gözlerle bir köşeden bakıyordu.

Sanki uykudayken onun sesini duymuştum. Sakallarımda gezinmişti parmakları ilk, daha sonra yol bulup saçlarıma geçmişti. Birkaç saniye orda öylece durduktan sonra sanki şekillendirmişti. Bir süre sonra da alnımda baskı hissetmiştim. Bir rüya gibiydi o an uyku ile uyanıklık arasındaydım. Hissediyordum ama tepki veremiyordum.

Unuttuğum bir diğer detay ise benim neden hastanede yattığımdı. En son Yavuz'un ben ve Melek'i odamda basmasıydı. Siz benim bastı dediğime bakmayın sadece masum masum uyuyorduk.

Çatallaşan sesimle "Neden buradayız?"

Herkes endişe ile doktora baktı. Onlara kısa bir açıklamayla "Travma sonrasında bu gibi durumların olabileceği sıklıkla geçici hafıza kaybı yaşandığını" söylemişti. Ben neyi unutmuştum ki? Hem annem ve babamın Diyarbakır'da ne işleri vardı?

"S-Siz neden buradasınız?" Annem

"Sana bunu tam iyileştikten sonra söylesek daha iyi olur" deyip geçiştirmişti.

"Kızlar onlarda geldi mi?" babam olumsuz anlamda başını sallayınca daha fazla soru sormak istemedim. Yavuz bir köşeye geçmiş direk yere bakıyordu.

"Devrem?" Ağır ağır hareket ederken baş ucuma kadar gelmişti.

"Bir daha canımı kurtarma lan!" Bunu hem ciddi hem de sevimli biçimde söylemişti. O bu cümleyi söyledikten sonra gördüğüm rüyayı hatırladım.

İhbar üzerine bir eve giriyorduk hainlerin üzerimize ateş açması sonucu Sedat, Ahmet, Ali ve Sezgin yaralanıyordu. Ben tam Sedat'ın yanına gitmek için ayaklanıyordum ki benim de üzerime mermi yağıyordu. Ama hiçbirini hissetmiyordum. Sedat'ın yanına vardığımda ise gülümsüyordu. Olanlara anlam veremeden hızla zaman geçmiş, sanki zaman makinesindeymiş gibi Emniyet binasının önüne gelmiştik. İnsanların arasından kolayca geçebiliyorduk. Herkes ağlıyordu. Al bayrakla sarılmış tabutlar dizilmişti ama sadece dört tane vardı Ali'ye neden dört tane olduklarını sorduğumda bana "Seni bekleyenler var Oğuz sen geri dön" demişti.

Zihnime düşen bu anıyla en son bomba ihbarı aldığımızı daha oraya varamadan patlatıldığını hatırladım. Kocaman olmuş gözlerle annemlere baktım. Lütfen rüyam gerçek olmuş olmasın.

KALBİN EKSENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin