11| 'Beklenmedik'

4.2K 135 8
                                    

Melek Erden - Bölüm 11

Valizime yerleştirdiğim kıyafetleri son bir kez kontrol edip fermuarını çektim. Uyandığımdan beri dağınık olan yatağımıda düzeltip kızlarla vedalaştım. Sonunda memleketime gidiyordum. Sorumludan zar zor boşluk yaratabilmiştim. Annemi, babamı ve kardeşlerimi görebilecektim. Valizimi çeke çeke yurdun merdivenlerinde sürüklüyordum. Çok ağırdı be! Keşke kızların yardımını kabul etseydi.

Kapıyı açtığımda yüzüme vuran soğukla kabanıma daha sıkı sarıldım. Caddenin yukarısından gelen bir taksi var mı diye bakınıyordum.

Caddenin karşısında gördüğüm silüet ile parmak uçlarımdan bir şeylerin gezindiğini hissettim.

Onun ne işi vardı burada? Neden en olmadık zamanlarda karşıma çıkıyordu ki amacı neydi? Taksi çağırmak için etrafa bakınmıştım ki.

Hızlı ve seri adımlarla yanıma yaklaşarak "Yolculuk nereye?" Diye sordu. Ses tonunda kızgınlık vardı.

"Bunun sizi ilgilendirdiğini pek zannetmiyorum" Dedim tersleyerek

Bileğimi kavrayarak "Yapma böyle ne olursun! Dayanamıyorum artık" yüzünde acı cekiyormuş gibi bir ifade vardı.

Bileğimi ondan kurtararak "Bana dokunabileceğinizi kim söyledi? Bu hakkı kendinizde nasıl bulabiliyorsunuz? Kimsiniz siz?"

Yüzünde hala acı çekiyormuş ifadeyle "Soruma cevap vermedin. Nereye gidiyorsun?" Yüzüme beklenti dolu bir bakış attı "Geri döneceksin değil mi?"

"Size cevap vereceğimi mi zannediyorsunuz?"

"Gel oturalım bir yere konuşalım lütfen inan bana ve lütfen sizli konuşma"

"Ben sizi tanımıyorum bile. Tanımadığım bir insana nasıl ve neden güveneyim? Siz her tanımadığınız insana güvenebiliyor musunuz?"

Yalvaran bakışlarını üstüme dikmişti "Lütfen vaktini ayır bana lütfen" adam polisti güvenebilirdim yani belki bir ihtimal.

Servis aracına epey vardı. Diyeceklerini merak etmiştim doğrusu.

"Tamam ama sadece yarım saat fazlası yok"

Yüzüne yayılan gülücüklerle "Çok teşekkür ederim. Pişman olmayacaksın" bir insanı mutlu edebilmek bu kadar kolay mıydı sahi?

Arabasını caddenin sonuna park etmişti. Arabasına binip binmemek arasında kararsız kalsamda içimde derinlerde bir yerde binmemin gerektiğini söyleyen sese kulak verdim. Valizimi bagaja yerleştirirken bana ön koltuğa oturmamı söyledi.

İçimizi ısıtacak sıcacık bir kafeye getirmişti. 10 dakikadır konuya girmesini bekliyordum ama konuşacağı yok gibiydi. Sonunda suskunluğunu bozup "Ne içersin?" diyebilmişti. Konuşmasaydı az daha kalkacaktım.

"Meyve suyu alayım lütfen" arkalardan bir garson çağırıp bir çay bir de meyve suyu diye seslendi.

Sonra okyanus mavisi rengi gözlerini gözlerime dikti. Acaba bu adam renkli gözlere olan zaafımı bilse hala gözlerini üzerime diker miydi "Konuşacak mısın artık?" Diye aramızda geçen kısa süreli suskunluğu bozdum.

Fazla heyecanlıydı yüzünden okunan ifadeye göre "Sana kendimi nasıl izah ederim bilmiyorum. Bildiğim sadece tek bir şey var ben bundan sonra sensiz yapamam. Seni hastanede gördüğüm ilk andan beridir aklımdasın." böyle bir şey söyleyeceği aklımın kıyısından dahi geçmezdi.

KALBİN EKSENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin