35| 'İntihaşk'

1.7K 67 1
                                    

Feride Hilal Alkın - İntihaşk

Arhan Oğuz Güneri - Bölüm 35•

Günlerim sürekli yatmakla ve Melek'siz geçiyor. Bazen gidip nikahı basıp kaçırmak gibi şahane bir fikir beliriyor zihnimde ardından bir balon gibi sönüp yok oluyor.

Melek'i en son görmemin ardından 3 hafta 5 gün geçmişti ama delicesine özlemiştim. Kokusunu, bakışlarını, insanın içini ısıtan gülümsemesini. Tek kelimeye sığdıracak olursak özledim.

Annem bu aralar üzerime çok düşüyordu. Gözünden bir an olsun ayırmıyordu. Hayır ben 26 yaşındayım ne diye beni kadın günlerine götürür ki anlamıyorum. Boş boş şeyler. Annemin emekliye ayrılması hiç iyi olmamış benden demesi.

Bir diğer gelişmeyi takdim edeyim sizlere. Yavuz beyimiz sonunda Kübraya açılmayı başarabilmişti. Bunda Melek'in katkıları olduğu az çok anlaşılıyordu. Yoksa bizim dişi sinekle teması olmayan Yavuz nasıl açılsın. Tamam kabul ediyorum abartmış olabilirim.

Göreve dönmeme daha birkaç hafta var. Bu sürede anneme ne kadar Gaziantep'e gitmek istediğimi söylesemde. Kati bir dille red etmişti. Şimdiden gelinini kıskanıyor olabilir.

Son sayfalarına geldiğim kitabı sehpanın üzerine bırakırken kapıdan giren kişiyle göz göze gelmiştim. Ne işi vardı ki odamda?! "Konuşalım" dedi sakince. Ona güvenmiyorum çünkü ne yapacağını kestiremiyorum. Sanki ona bakarken bile Melek'ime ihanet etmiş gibi hissediyorum.

"Ne diyeceksen kapının öte yanında de" sinirli bir kahkaha atıp

"Korkma yemem seni. Ayrıca bundan sonra zerre umrumda değilsin" uzaktan görende benim ona karşı ilgimin olduğunu da karşılık vermediğini düşünür. Bu kız gerçekten şuurlu konuşamıyor. Kitabımda kaldığım sayfayı açıp ilk satırlarını okuyordum ki elimden çekilmesi bir oldu. "Ne yaptığını zannediyorsun Yağmur?"

"Asıl sen ne yapıyorsun! Görmüyor musun sensiz ne hallerdeyim. Arhan Oğuz sadece şunu bil! Bir gün o kızdan sıkılacaksın ve tekrar bana geleceksin"

"Ben sana hiç gelmedim ki tekrar geleyim Yağmur. Seni aşk anlamında sevseydim parmağımda senin yüzüğün olurdu. Seni asla Feris İzem'den, Hara'dan veya Hare'den ayırmadım. Hep kardeş gözüyle baktım. Müsadenle kitabımı okumalıyım" tek bir şey demeden odamdan çıktı.

Cidden Feris bariyerini nasıl aştı merak ediyorum. Sağ olsun Melek'im bana yaklaşmaması konusunda önlemler aldırtmıştı. Bir metre yakınıma gelememişti bugüne kadar. Bunu direk söylemesede Feris İzem sağ olsun belli ediyordu. Yağmur tam yaklaşacak oradan atlayıp başka bir şeyle oyalıyordu.

Ha bir de Melek demişken bugün onun sesini duymamıştım arasam iyi olacaktı.

Telefonu bir süre çaldı çaldı ama cevap vermedi. Ben bu kızı aradığımda hemen açması konusunda kaç defa uyaracaktım? Ben kendimle iç savaşa girmişken karşıdan bir erkek sesi geldi. Ben az önce erkek sesi geldi mi dedim? Tekrar aynı ses gelince sanrı olmadığı doğrulandı da niye bir erkek telefonunu açıyor benim anlamadığım nokta o?! "Telefonun sahibi orda değil mi?" Dedim hiddetle

"Hayı- Ah geldi vereyim ona" zahmet olacak diye sessizce mırıldandım.

"Oğuz'um"

"Güzelim telefonun neden yanında değildi?"

"Karşı servise gitmem gerekmişti. Telefonumuda hemşire odasında unutmuşum. Bir şey mi oldu?" Tuttuğum nefesimi verip

KALBİN EKSENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin