Medya; Sezen Aksu- Ben De Yoluma Giderim
•Melek Efdal- Bölüm 58•
Biri bana yıllar önce çıkıp da Oğuz'la ayrılacaksınız, mahkemede boşanma sırası bekleyeceksiniz deseydi kıçımla gülerdim. Şuan da o gülünecek vaziyette olmak ise bomboş hissettiriyor. Mahkemede davamızın gelmesini bekliyorduk. Hiç zorlamadan kabul etmişti. Adını dahi anmak istemediğim o kadınla konuşmamızdan sonra boşanma davası dışında hiçbir şekilde iletişime geçmemiştik.
Ne sevgilisinin dediklerini yalanlamıştı, ne de gelip af dilemişti. Gelmesindi zaten kızımı istemeyen bir babanın kime ne faydası olabilirdi ki?
"Davacı Melek Güneri, davalı Arhan Oğuz Güneri duruşmaya!" Adam sert sesiyle bağırdığında soyadımın son kez böyle anılacağı, bir daha onunla olamayacağımız... Gözümden akmak üzere olan yaşı elimin tersiyle sildim. Bunu bize yapan O'ydu. Üzülmeyecektim. Tek bir damla gözyaşı dökmeyecektim şu saatten sonra. Bir hiçmişiz gibi savurup atan kendisiydi. Ona olan sevgime rağmen affetmem olanaksız.
"Boşanmak için verdiğiniz başvurunuz incelenmiştir. Tarafların söylemek istediği başka bir şey var mıdır?" Hakimin sorusuyla karşı masamda oturan Oğuz gözlerimin içine bakıyordu. Nefretle ona karşılık verirken sözü aldım. "Hayır sayın hakim"
"Peki ya siz Arhan Oğuz bey?"
Güçlükle yutkunarak "Hayır sayın hakim!" dedi. Niye kabul etmesindi ki zaten, sevgilisiyle aralarındaki tek engel bendim. Ben de çekilmiş oldum böylelikle.
"Melek hanım, nafaka talebinde bulunuyor musunuz?" Asla ama asla! Onun herhangi bir şeyine muhtaç değildim. Dağ gibi ailem vardı arkamda.
"Gereği düşünüldü! Tarafların boşanması kızlarının velayetinin annesine verilmesi kararlaştırılmıştır!" Ona verilecek hali yoktu değil mi kızını istemiyordu sonuçta. Mahkemenin sonlanmasıyla Kübra, ben ve Yavuz çıktık. Yavuz tarafsız kalmayı seçmişti. Kübra benim yanımda olduğu için onunla ilgileniyordu.
"Teşekkür ederim, beni yalnız bırakmadığınız için"
Gözleri dolu dolu olan Kübra "Saçmalama! Sen benim kardeşimsin, tabi ki zor gününde yanında olacağım. Bak kurtuldun ondan. Gerçek yüzünü göremememiz bizim suçumuz değil güzelim. Sen iyi ol, yeğenime iyi bak yeter. Benim kapımda gönlümde size her daim açık" birbirimize sarıldık. Yavuz az ilerde duruyordu.
"Yavuz, dargın mısın bana?"
"Saçmalama Melek!"
"O zaman ne bu soğukluk? Ondan ayrıldım diye beni tanımayacak mısın artık?" Saçmalıyormuşum gibi bir ifade takındı yüzüne.
"Melek saçmalıyorsun. O benim kardeşimdi evet ama senin yerin de apayrı. Ben sadece onu nasıl tanıyamadığıma kızıyorum. Bizim kapımız her daim sana açık lütfen bu tür düşünceleri çıkar aklından seni kız kardeşim olarak gördüğümü biliyorsun. Hiç abiler kardeşlerine küser mi?" Onunla da sarıldıktan sonra beni otogara bıraktılar. Babamın tanıdıkları sayesinde izin ayarlayabilmiştim. Ve şimdi Gaziantep'e gidecektim bir süreliğine, kafamı dinleyip ya geri dönecektim ya da Gaziantep'de kalacaktım.
Eşyalarımı günler öncesinde Kübra ve Yavuz gidip toplamıştı. Onun yüzünü görmeye tahammülüm kalmamıştı.
Otobüs gardan kalktığında bir yabancı gibi kimsesiz gidişime üzüldüm. Ne hayaller ile birlikte gelmiştik bu şehre. Beni asla bırakmayacağını söyleyen adam, birlikte bir ömür geçireceğimize inandıran adam ilk fırsatta bırakmıştı.
•
"Kuzum! Hoşgeldiniz. Ne çok özlemişim seni" annem bizi kapıda karşılarken aslında herkesin orda olduğunu fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN EKSENİ
ChickLit•2018 wattys son liste adayı Polis #1 Bir hemşire ve bir polisin aşkı ne kadar tuhaf olurdu ki? GERÇEKLERDEN ESİNLENEREK YAZILMIŞTIR!! 18.09.2017