YÜREK IŞILTISI Bölüm 22

13 26 1
                                    

22

Ama plan ilerleyince düşündüğü gibi olmadığını anladı, kapana kısılacaktı, her salise daha çok yaklaşıyordu puma. Sağa dola bakıp bir çare arıyordu kan ter içinde. Bölümdeki tahta duvarındaki kırıklığı fark etti. Bir tekme çaktı ve delik açıldı ve içeri uçtu balıklama. Deliğin önüne iki kasa koydu sürüyerek. Üstüne de keresteleri koydu. Diğer bölümdeydi. Sürünerek bir diğer bölüme geçti tahta aralıktan ve oradan da ahırın geniş alanına çıktı. Fırıldak gibi koştu ve en yakındaki zincire tutunup yukarı, kirişe tırmanmaya başladı. Puma son anda bir sıçrayıp bitiverdi arkasında; ama pençesini boşa sallamıştı. Havada taklalar atıp yere düştü. Adem ise kan ter içinde ve kolları ağrıdan kesilir vaziyette kalın kirişin üstüne atabilmişti kendini. Sırt üstü uzanmıştı ve kollarındaki acıyı hissediyordu ruhuyla, inliyordu sevinçle, başarabildiği için. Ama nerdeyse ona em olduğunu hissetmişti.

Rabbani karşı taraftan yürüyerek onun yanında geldi ve oturdu: "İyi misin?"

Adem gülümsedi: "Korkudan öldüm. Bir an gücüm yetmeyecek ve aşağı düşeceğim diye öyle çok korktum ki."

"Başardın. Nerdeyse ben de seni yitirdiğimi sanmıştım. Şaşırttın."

Onlar sohbet ederken puma aşağıda çılgınca ve öfkeli biçimde dolanıyor, arada başını kaldırıp onlarıa tıslayıp dişlerini gösterip kuyruğunu yere vuruyor; adeta buranın tanrısı benim diyordu. Bir çare arıyordu puma, bir yol, onlara ulaşabileceği bir zekice bir yol, yaşam boyu edindiği bilgi ve tecrübeleri ayağa kaldırmıştı zihninde, kıvranıyordu adeta o çareyi bir an önce bulmak için; çünkü onlara hadlerini bildirmek istiyordu ve çivinin deldiği kulağının ince ve keskin acısını duyuyordu, yüzünün bir yanı kana bulanmıştı. Puma bir tarafa gitti ve gözden kayboldu.

Adem dedi ki: "Nasıl kurtulacağız bundan? Orada bir yerlerde şeytan gibi dolanıyor."

"İcabına bakarız. Merak etme. Yeter ki korku ve panik dondurmasın kafamızı."

"Nasıl?"

"Ona bir tuzak hazırlayabiliriz. Kablo gördüm ve bir tırpanımız var."

"Peki. Nasıl bir tuzak kuracağız ona?"

"Şansımız yaver giderse onu asabiliriz."

"Asmak mı? Ne saçmalıyorsun sen?"

"Onu asmak için basit bir ilmek yapmaya yeter kablo. Sanırım kablo sağlam. Onu ilmeğe çekmemiz lazım. Birimizin ilmeği onun boynuna geçirmesi lazım. Vestern filmlerindeki gibi olmasa da bir şekilde yapmalıyız bunu."

"Sen çıldırmışsın çocuk! Senin gibi manyağını da görmedim. Nasıl? Şeytan gibi geziyor aşağıda, bir açığımızı bulsa bizi yiyecek bu. Sen de kardeşim Tevrat gibi delinin tekisin. Onun boynuna kaboyu geçirmemize imkan yok. Çok seri ve kıvrak. Kapar bir yerimizi. En küçük hata ölmek demek. Ailem çoluğum çocuğum var benim!"

"O bizi korkuttuğu için üstün sanıyor kendini. Kaçtığımız için. Bizi korkutarak sarsmaya çabalıyor. Kafalarımız, cesaretimiz, kalbimiz iptal olsun diye. Çare bulamayalım diye. Silahı korkutmak! Kaçmadığımızda korkacak bizden. Patileri ve kuyruğu birbirine dolanacak. Şaşıracak. Kafası karışacak. Beklemediği tepkiyle karşılaştığı için. Yani onun bize yaptığını, onun stratejisini biz ona uygulayacağız. Alt üst olacak. Hata yapmaya başlayacak. Sarsılacak. Kendine güveni biraz gitsin; işte o zaman işi bitecek. Kafa tutmak derler buna. Psikoljik savaş! Psikolojik üstünlük. Bunu başaran savaşı kazanır."

"Peki, plan nedir?"

"Planım şu: Önce sen onu oyalayacaksın. Ben iki tuzak hazırlayacağım. Sonra ben sesleneceğim ve bana doğru gelecek. Sen de saklanıp benim yanıma gelmiş olacaksın.

Az ötemde onu kızdıracak şeyler diyeceksin. Sana doğru gelirken yanımdan geçecek, mümkün olursa ilmeği geçiririm, ıska geçersem iş sana düşer, sen yanındaki ilmeğe boğazına takacaksın. Kirişin üstünden geçirdiğim kabloyu çekeceğim ve onu asmış olacağız."

"Yok ya! Olmaz böyle iş. Ya gırtlağıma yapışırsa birden? İlmeği nasıl boynuna takarım ki?"

"Cesur ol. Çok basit bir iş aslında. Sakin olmayı başarırsan o da."

"O zaman şöyle. Onluk çiviler gördüm, tahtalara çakalım ve bunun başını pinpon topu gibi delik deşik edelim. Şu tırpanı da kullanabiliriz."

"Bu akılsızca olur. Başını usta bir boksör gibi geri çekip sağa sola ve aşağıya oynatabilir, sen tırpanı bir salla, o yerinde bin takla atar, sen ağır çekim kalırsın ve işini bitirir. Onun savunma yapayacağı yeri boynu. Ve atları boyunlarından yakalarlar. Çünkü en uygun yer orasıdır."

İSA YERYÜZÜNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin