83
Şehir dışındaki ormanlık alana kurulu hastanede temizlikçi olarak çalışırlar. Kimsesiz ve arkası kuvvetli olmayan kadınların ve kızların bebeklerine el koyar hemşire ve hastabakıcılar, doktorlara bebek öldü denir, bebekler zengin ailelere satılır, bebeği ölü doğan annelere sağlıklı bebek doğuran kadınların bebekleri verilir. Onlar şebekenin içindeler ve o hastanede kimsesiz tiplerin organları alınır ve cesetleri gömülür ormana. Pis işleri bizimkiler yapar. Sonra eve dönerler. O çocuğun, odamda kalan çocuğun da ailesini öldürmüşler, kadın bebeğinin ölmediğini anlamış ve onları polise vermekçe suçlayınca öldürülmüş, çocuk da başlarına bela olmasın diye eve getirmişler, çocuk onları gördüğü için, annelerinin götürülüşünü gördüğü için.
Babam dediğim o manyak herifin o taşlardan resim yapması... Onlar taş değil; insan kemikleridir. Zihinsel engelli abimin eğitimi için öyle taşlar yapmaya başladı. Abim kızıp hepsini atınca da babam kendi resim yapmaya başladı. Abim öz abim değil. Ona çok şey öğrettiler ve o gelişince uyandı, isyan etmeye başladı."
"Neden kirli sırlarınızı anlattın bana? İspiyoncu olmadığını söylemiştin bana?"
"Sabah annem bana boş yere kızıp bir tokat attı, yere düştüm, yerde de belime tekme attı, canımı çok yaktı. Eğer buradan kaçmazsan senin de sonun önceki çocuk gibi olacak. Seni sevdim, önceki gibi harcanıp yok olmanı istemedi içim."
"Peki, buradan nasıl kaçarım ki?"
"Atlar var."
"Nerde?"
"Sana gösteririm. Hangarın olduğu tarafta gizli bir ahır var.
"Şimdi göster."
"At binmeyi biliyor musun?"
"Evet."
"Ama ortalık sakinleşin."
"Beklemek iyi olmaz; hemen göster, buradan acilen kaçmam lazım. Ortalık karışıkken tüyerim."
Dışarı çıkacaklardı. "Sana yolda lazım olacak eşyalar ve araç gereç getireyim. Abimin sırt çantasında hepsi var."
Papatya, koridorda odalardan birinden sırt çantası alıp geldi.
İsa onu sırtına taktı. Papatya mutfaktan da yiyecekler getirip sırt çantasına koydu.
Hangarın arkasına ilerliyorlardı, hangarın içinde çığlık ve dehşet sesleri geliyordu.
"Şu taraftan git."
"Tamamdır; teşekkür ederim." İsa ata binecekti.
"Dur; bana sarılmayacak mısın?"
Birbirlerine sarıldılar.
"Beni dudağımdan öper misin, hep bunu düşünürdüm."
İsa onu dudağından uzunca bir süre öptü.
"Oldu mu?"
"Ayaklarım yerden kesildi; çok teşekkür ederim aşkım."
Gülüştüler bir an. Bir çığlık sesi duyuldu.
Papatya yine güldü: "Abim onları güzelce pataklıyor."
"Ya seni de pataklarsa?"
"Yapmaz. Çünkü bana aşık. Birkaç sene sonra onunla evleneceğimi sanıyor. Aslında bütün mesela onun evlenmek istemesiyle başladı, üç kız getirmişler, üçünü de öldürmüş. Nerdeyse beni de öldürecekti, ona iyi davrandığım için yapmadı, sonra bu olay çıkarınca, "sana kız mız yok, adam ol önce, insan ol önce hayvan" dediler ve onu oraya hapis ettiler. Beni de öldürür diye onun yanına koymadılar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSA YERYÜZÜNDE
Mistério / SuspenseZengin aile şehirden kaçıp vahşi ormana sığınmak zorunda kalmıştır, bir mağarada yaşamaktadırlar ilkel insanlar gibi, babanın peşinde bir mafya vardır. Aile ormanda hayatta kalmaya çalışırken birçok zorlukla karşı karşıyadır. Evin 14 yaşındaki oğlu...