30
Rabbani'nin gözleri dolmuştu: "Bak ben ailemi ve bütün sevdiklerimi kaybettim. Çok zor günler geçirdim. Onların yokluğuna halen alışamadım. Benim bir şansa ve güvenli bir yere, en önemlisi iyi insanlara ihtiyacım var."
"Acıklı hikayeni kendine sakla. Sen sinsi, kurnaz ve sahtekar birisin bence. Gözyaşlarınla kandıramazsın beni."
"Beni hiç tanımıyorsun ki."
"Öyle."
"Uydurma. Bak çocuk bizim tek şansımız var o da dost olmak."
"Hatta beni kardeşin gibi görmelisin.
Bu İsa'yı iyice sinir etmişti sakinleştireceği yerde:
"Sen beni deli etmek mi istiyorsun!? Peşin diyeyim; çok yanlış yere geldin ve senden hiç hoşlanmadım!"
"Bak bence dost olmalıyız. Yoksa bu mağara bize dar gelir."
"Dar gelir filan da ne demek oluyor? Beni öldürmekle mi tehdit ediyorsun? Dağdan gelip bağdakini mi kovuyorsun uyanık?!"
Rabbani büyük ve şen bir kahhaka attı, sinsi bakışlarla usul usul dedi ki: "İlgisi yok. Ama seni canlı canlı gömüp ailene de ormana kaçan tavuğun peşinden gitti demem olasılıklar dahilinde olabilir. Tabi her şey senin tutumuna bağlı. Kardeşin şimdi derin uykuda. Hep böyle uyur. Top atsan duymaz."
İsa korktu, her on onun üstüne atlayıp gırtlağına çökeceğini sandı, hafif geri çekildi: "Bak bak bana neler diyor?! Demek ki düşündüklerimde çok haklıymışım."
"Sinirlerimi bozduktan sonra ama."
"Yok yok; iyi biri ona ne yaparsan yap iyi biri olduğunu belli eder. Kötü kötü şeylere başvurmaz. Sen kötülüğü çare olarak görüyorsan kötüsün."
"Sadece şaka yapmıştım. Sen çok zor birisin anlaşılan."
"Senin buradan defolup gitmeni istiyorum sadece."
Anlaşılan aylardır burada arkadaşsız kalmak delirtmiş seni."
"Yok; deli deli konuşan sensin."
"Peki. Öyle olsun." Güldü: "Ama dua et de şu an kafanı patlatmayayım."
"Babama diyeceğim seni...görürsün gününü...şeytan!"
Rabbani delice bir kahkaha attı, dedi ki: "Amaaa dersen de. Sen de amma korkak tavuk çıktın ben. Seni görünce bir şey sanmıştım seni. Yanılmışım. Söyler misin; beni görünce ne hissettin?"
İsa yere baktı.
Uzun bir süre sessizce durdular ve ateşin çıtırtıların dinleyip dansını seyrettiler.
Rabbani dayanamayıp dedi ki: "Ufaklık haydi konuş benimle. Bir köprü kur. Bu kadar agresif olmana gerek yok ki."
"Bana ufaklık deme!"
"Dersem?
"Ağzını kırarım!"
"Bunu değil ama donunu yukarı çekmeyi başar yeter bence sana."
"Sen buraya ait değilsin. Yüzsün! Def olup gitsene.
"Sana mı soracağım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSA YERYÜZÜNDE
Mistério / SuspenseZengin aile şehirden kaçıp vahşi ormana sığınmak zorunda kalmıştır, bir mağarada yaşamaktadırlar ilkel insanlar gibi, babanın peşinde bir mafya vardır. Aile ormanda hayatta kalmaya çalışırken birçok zorlukla karşı karşıyadır. Evin 14 yaşındaki oğlu...