125
Genç adam geyik leşinin başına gitti, geyikten bir parça kesti ve tek gözlü kurtun önüne bıraktı, kurtun başını okşadı. Sonra kendi için iri bir parça et kesip aldı geyikten, omzuna koydu ve kamp alanına geldi. Eti ateşin yanına koydu ve ateşe odun attı, ateş çatırdayarak büyüdü. Kıvılcımlar ve duman çıktı, yanan gözlerini ovuşturdu. Uzun bir süre dinlendi, kurtlarla olan mücadelesini düşünerek. Sonra ona arkadan sokulan şeyi hissedince korkup baktı. Lacivert gözlü kurttu bu. "Anlaşılan bu sürünün liderisin" dedi. "Yaklaş yaklaş." Kurt belli bir mesafede kaldı ve uzandı orada. Diğer kurtlar daha geride kaldı.
Sonra genç adam eti pişirdi ve ilk pişenleri sıcak sıcak yerken diğerleri de pişiyordu. İştahı dindikçe kafası yerinde geliyordu. Yaşadığı kabus gibi bir şeydi ve onun içinden sağ çıktığına inanamıyordu. Başını çevirip lacivert gözlü kurta baktı, yoktu yerinde. Tek gözlü kurt topallayarak yanaştı ve belli bir mesafede kaldı ve uzandı yere. Öteki yönden lacivert gözlü kurt geldi ve o da uzandı yere. Genç adam tek gözlü kurta bir parça et attı, kurt kaptı havada ve yiyip yuttu, sonra lacivert gözlü kurta et attı, o da eti havada yakalayıp yedi: Sanırım sen bunların liderisin, ha?" dedi genç adam, siz olmasanız işim bitmişti. Yaralarınız geçer, birkaç güne bir şeyiniz kalmaz. Bazılarınız öldü tabi. Kusura bakmayın. Ama eminim ki içinizden yenileri çıkacaktır."
Aslında lacivert gözlü kurt onların lideri değildi. İki sürüyü de çok iyi tanıyordu. İri yapılı sürü her gittiği yeri yağmalayan aşağılık zihniyetli bir sürüydü. Onlara birçok kere denk gelmiş ve kaçmak zorunda kalmıştı. Sürüsü onların saldırısına uğramış ve çok ağır kayıplar vermiş kız ve erkek kardeşlerini ve bazı akrabalarını kaybetmişti. O sürü ormanda terör estirip dururdu, tok olsalar da fark etmezdi, kavgacı ve saldırgandılar, başka sürülerin alanlarına gidip yağma yapar önlerine çıkan yavru ya da yetişkin bütün kurtları ya da diğer hayvanları öldürürlerdi. Onlar öldürmeyi seviyorlardı ve katillik çok hoşlarına gidiyordu. Hiçbir inançları yoktu. Ama şeytani her şeyi çok seviyorlardı.
Lacivert gözlü kurt, yüzü yaralı bereli kurtun lideri olduğu zayıf kurt sürüsünü de tanıyordu. Onları bata çıka ilerleyen, vicdan sahibi, dindar, gariban, ortalama zihniyette kurtlar olarak tanırdı ve onların beceriksiz; ama yürekli olduklarını birçok kez görmüştü, bir keresinde bir ayıya saldırıp onu yere yıkmaya çalıştıklarına uzaktan tanık olmuş ve onlara gülmüştü. Onlar savaşmayı bilmeyen; ama ellerinde kazma ve kürek olan cesur köylüler gibiydi. Onların ahmaklıklarından ve saflıklarından hoşlanmıyordu, onlarla olunca daha kolay kaybedeceğini düşündüğü için onların arasına girmiyordu. Ama onlara her rastladığında hal hatır sorup dostluk yapıyor, çevre, avlar ve birçok konuda bilgi veriyordu onlara ve bilgi alıyordu, bu dayanışma her iki taraf için de hayatı bilgiler içeriyordu. O akşam onlara av ararken rast gelmişti, yüzü yaralı bereli kurt her zamanki gibi ona sokulmuş; "istersen bize katıl, beraber çok daha kuvvetli oluruz ve sana da yemek çıkar, yalnız başına yenilirsin ormanda." Lacivert gözlü kurt; "ben idare ederim tek başıma, teşekkür ederim davetin için, niyetim uzaklara gitmek, avın bol olduğu yere, siz de o tarafa gitmiyorsunuz" demişti ona. Ama sonra açlık başına vurunca geri onları takip etmiş ve geyik izi sürdüklerini görünce onların arasına katılmıştı. Ama uzaktan iri kurtları görünce bu savaşın yenilgiyle sonuçlanacağına karar verip geri kaçıyordu ki, genç adamı fark etti ve kaçmayı bıraktı. İnsan dostuyla geçirdiği zamanları hoşnutlukla ve borçluluk duygusuyla hatırlamıştı ve belli ki bu çocuğun yardıma ihtiyacı vardı, iri kurtların onu yemesine engel olacaktı ne olursa olsun ve gerekirse bu uğurda ölecekti. Bütün kurtlardan önce öne çıkan o olmuştu. Çoktandır iri yapılı kurtlara zaten dersini vermek içinde vardı. Çıldırasıya üstelik.
Gün doğmuştu. Genç adam kamp alanında kurtları göremedi. Hazırlanıp yola düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSA YERYÜZÜNDE
Mistério / SuspenseZengin aile şehirden kaçıp vahşi ormana sığınmak zorunda kalmıştır, bir mağarada yaşamaktadırlar ilkel insanlar gibi, babanın peşinde bir mafya vardır. Aile ormanda hayatta kalmaya çalışırken birçok zorlukla karşı karşıyadır. Evin 14 yaşındaki oğlu...