YÜREK IŞILTISI Bölüm 24

13 26 0
                                    

24

"Yani aşık olduğun bir baban var. Nerde olduğunu bilmiyorsun. Onu hiç görmedin. Onunla yıllar geçirmek istiyorsun. Büyüdüğünü hayal ediyorsun. Onunla bir ömür geçirmek istiyorsun. Tabi sana çocukça gelecek. Zaten çocukça. Ve onun hastalandığını ve sonra öleceğini hiç düşünmüyorsun. Sen onunla ilgili böyle hayaller kurarken biri gelip onu elinden alıyor.

"Babanı öldürdüler mi?"

"Evet."

"Hayatın onu elimden almasına öfkeliyim. Zamanı değildi. Hayallerim içimde kaldı. Kalbime yarıya kadar saplı bıçak gibi.

"Peki babanı neden öldürdüler?"

"Uyuşturucu tüccarları. Onlara borçlanmış ve ödeyememiş.

Annem öyle anlattı."

"İşin içinde hayatta yalnız kalmanın acısı da var sanırım. Başka kimse yok mu Tevrat'tan başka?"

"Yok."

"Sonra?"

"Yıkıldım ve intikam almak istedim. Savaşçı olmak istedim.

"O becerileri kimden öğrendin?"

"Bunlar öğrenilen şeyler değildir demişti beni eğiten usta. Savaşçı savaşçı doğarmış. Önce ipin ucunu tutmayı ve bir şeyleri öğrenirmiş. Kat kat giysi giymek gibi. Yutarcasına giyinirmiş birçok şeyi. Çalışırmış deli gibi. Emek harcarmış ve sonra."

Sustu.

"Hiçlik."

"Nasıl, ne yani?"

"Öğrendiği her şeyi fırlatıp atarmış. Sıfır olurmuş. Çırılçıplak kalırmış. İçinde elmas gibi parlayan bir öz çıkarmış. Öyle bir enerji."

"Hayat da öyle bir şey değil mi sence? Acaba insan mezara girince ne hisseder?"

"O önemli değil. Onu hiç düşünmem. Son nefesime kadar ne yapabildiğim önemlidir bence."

"Çocuk sende iş var!"

"Sanmam. Usta öfkeni yenmelisin derdi. Öfken ayakalarına dolanacak ve seni bir sığır gibi yere yıkacak. Öfkeyle hareket edersen içindeki gerçek savaşçıyı ortaya çıkaramazsın derdi. Öfke beni cidden harekete geçiriyor inanılmaz biçimde.

"Önceden nasıldı. Önceden seni ne harekete geçirirdi. Yani hayatında kötü şeyler olmadan önce?"

"Orasını hatırlamıyorum, orayla aramda asırlar kadar bir uçurum var. Hatırlamaya kalkarsam üzülüyorum."

"Anlaşılan doğru bir şey yerine yanlış bir şey koymuşsun. Yani sağlam yumurta yerine çürük bir yumurta koymuşssun. Çürük yumurta seni yarı yolda bırakır."

Rabbani çocukça güldü: "Haklısın. Sen beni anlıyorsun. Koptum herhalde."

"Aynen öyle. Ben de koptum. O güzel ve rahat yaşantımdan.

Ama keşke hatırlamsam o günleri. Hatırlayınca daha zor. Çektiğim şu rezilliğe bak diyorum. Ama her böyle deyişimde buraya daha çok kaynamaya çabalıyorum. Ve bir şeyler bizi acayip zıplatıyor. İster istemez kopuyoruz. Herkesi koparacak bir şeyler var ve başka bir algı yaratıyorlar beyinlerinde. Gördüklerinin arka planında bambaşka şeyler var. Sapmış bir zaman diliminde kayıp insanlar bunlar. Milyonlarca iyi yürekli; ama kayıp insan. Ben şunu dedim kendime. Ne olursan ol, ne yaparsan yap kayıp insan olma. En kötüsü budur çünkü. Kaybolduğunu bilememek. Bazı acılar, zorluklar, engeller, kabullenmemeyi başaramadıklarımız ve verdiğimiz kayıplar bizi öyle sıçratıyor ki... onu özlemekten ve sevmekten kayboluyoruz... aşık olmak korkunç bir şey bence. Kalbi güzel gezginlik yolunu tutan bir arkadaşım bana bir keresinde şöyle demişti: Her ne olursanız olun kendi yarattığınız yansımalarınızı görmeye geliyor ve onlara üzülüyor ve onlara üzülüyorsunuz... bence sen kendini bulmalısın."

"Ben gayet iyiyim."

İSA YERYÜZÜNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin