84
Papatya ahırdan bir at çıkarıp geldi. İsa ata atladı: "Sen de benimle gel."
"Abime yardım etmem lazım. Ona söz vermiştim. Sözümü tutunca burayı terk edeceğim. Ayrıca o adi karıdan bütün intikamımı almadan hiçbir yere gitmem! Belimin acısı geçmedi. Bana saati sordu, söyledim, sen niye 30 dakika geç söyledin deyip tokat bastı ve belime balyoz gibi tekme indirdi, sen yanlış gördün dedim, saate baktı, özür bile demedi, sen dayanıklısın deyip güldü.
Tüfek patladı ve ikisinin gerisine saçıldı saçmalar.
Papatya çığlık atıp kaçtı, at da ürküp kaçtı. Tüfeği ateşleyen evin annesiydi. İsa basmıştı, delice koşuyordu.
İsa 6 gündür ormanda ilerliyordu ve ormanın zorlu şartları ona öldürücü darbe indirmek için fırsat kolluyordu sürekli. Kar bazen saatlerce yağıyor ve az kesip sonra yine saatlerce yeniden yağmaya başlıyordu. İsa bu güne kadar iyi mücadele etmişti. Ama bu onu çok yormuştu ve yiyeceği bitmişti. Perişan olmuştu. Bir adım atacak gücü kalmamıştı ve barınağını son gücüyle yapıp ateş yakmıştı. Açıkla iyice bitkindi. Yiyecek bir şeyler hayal etmesi bile onu teskin ediyordu. Şu ormanda kaç gündür bir insana ya da insanların yaşadığı bir yere denk gelmemesine şaşıyordu. Galiba burada kendinden başka insan yoktu. Belki de yanlış yönde yol almıştı; ama şansı buydu işte.
Uyuyakaldı.
Günün erken vakitleriydi. Oradan geçen yaşlı adam dumanı tüten ateşi fark etti. Sonra İsa'yı fark etti ve dikkatle yanaştı.
İsa'nın yüzüne dokundu.
"Çocuk öldün mü?"
İsa gözlerini açtı ve korkuyla geri çekildi.
"Korkma benden. Sana zarar vermem. Buradan geçerken seni gördüm ve ölü müsün diri misini bakayım dedim. Burada böyle uyursan ölürsün. Kalk ve hareket et."
Yaşlı adam ateşe odun attı: "Neyin var, kamyon çarpmış gibi görünüyorsun?"
"Çok acım. Yiyeceğim var mı?"
Yaşlı adam sırt çantasından bir parça ekmek çıkardı, üstüne çilek reçeli sürüp ona uzattı, sonra aynısından kendisine yaptı ve yemeye başladı: "Daha fazlasını veremem."
"Adın ne senin bayım?"
"Adımın ne önemi var?"
"Teşekkür etmek için sormuştum. Sana minnettarım."
Yaşlı adam gülümsedi: "Adım Mercan."
"Adım İsa. Güzel bir adın var."
"Buralarda tek başına çok kolay ölürsün. Ailen yok mu?"
"Aileme gidiyorum. Biri beni kaçırdı. Bir süre deli bir ailenin yanında tutsak kaldım."
Mercan gülümsedi: "Olağan. Ben de gördüm öylelerini."
"Ekmek yok mu?"
"Yok; ama 2 ceviz verebilirim. 2 ceviz çıkarıp verdi: "Ölecek gibisin. Cevizlerimin boşa gitmesini istemem."
"Ölmeyeceğim."
"Umarım."
"Aileme kavuşmadan ölmek yasak bana. Durum ne olursa olsun."
Yaşlı adam gülüyordu, öksürükle kesildi gülmesi.
"Fena öksürüyorsun, hasta mısın?"
"Yok; iyiyim."
"Tek başınasın galiba?"
"Evet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSA YERYÜZÜNDE
Mistério / SuspenseZengin aile şehirden kaçıp vahşi ormana sığınmak zorunda kalmıştır, bir mağarada yaşamaktadırlar ilkel insanlar gibi, babanın peşinde bir mafya vardır. Aile ormanda hayatta kalmaya çalışırken birçok zorlukla karşı karşıyadır. Evin 14 yaşındaki oğlu...