YÜREK IŞILITISI Bölüm 95

13 22 0
                                    

92

Sisli ve ayaz soğuğuyla dehşet bir sabahtı. Yaşlı adam erken uyanmıştı ve ateşe odun attı.

"Evlat uyan, gidip yiyecek bir şeyler bulmamız lazım."

İsa gözlerini açtı: ben zaten uyanmıştım. Halim yok. Bana karışma! Zaten yiyecek bulamayacağız."

"Öyle durursan ölürsün, kalk ve hareket et."

İsa ateş başına geldi.

"Daldın, nedir?"

"Ateşte pişen tavşan hayal ediyorum."

"Çıldırmaya başladın demek." Gülümsedi. "Bugün karnımız doyacak umarım."

İsa ona bakakalmıştı. Yaşlı adam öyle umut verici gülümsemişti ki

O sabahın ve günlerin getirdiği acıları ve acımasızlığı bir anda ezip geçen türden.

"İnan bana."

Bu çok iyi gelmişti İsa'ya. Kalkıp pencereden dışarı baktı: "Kar yağıyor yine. Bu esaretten bıktım."

"Bu tesisin bütün köşelerine, yerlerine bakalım, fare ya da başka hayvanlar mutlaka vardır, böyle yerlerde fareler çok ürer." dedi yaşlı adam, ona demir boruyu verdi ve kendine de kısasını aldı, iki meşale yaptı ve ilerlediler.

Epey ilerlediler. Tesis o kadar büyüktü ki. Baş döndürücü bir birleşimdi bu boru ve çelikten ve onca iriliği ufaklı ayrıntıdan ve kablolardan oluşan. Devasa bir uzay gemisi gibiydi. Bütün bu karmaşa bir düzen oluşturuyordu.

"Sence ne işe yarar burası?"

"Bilmem. Ama sanırım nükleer bir tesis burası."

"Böyle yerlerde radyasyon olmaz mı?"

"Olur; yiyecek konserve ya da başka şeyler olur böyle yerlerde, bir depo. Böyle yerlerde yıllık erzak alımı olur ve depolarda saklarlar."

"Radyasyon kaparsak ölürüz!"

"E ölümü beklemekten iyidir, korkma, eminim burada bir yerde yiyecekler vardır, kuru fasulye mesela." Güldü. "Ölmemiz işten değil. Ama ilerlemezsek gerçeği göremeyiz. İstersen sen geri dön."

"Olmaz; seni yalnız bırakamam, biz dostuz."

"Bak buna sevindim. Etrafa dokunma."

Tesisin bölümlerine girip çıkıyorlardı. Her yerde insanlardan izler vardı.

"Çok yaklaştık."

"Açlıktan ölüyorum.

"Dayan evlat. Çok yaklaştık. Yiyecek deposunu bulacağız. Düşün çuval çuval un buluyoruz, makarna filan..."

"Markana yemeyeli çok oldu."

"En sevdiğin yemek hangisi?"

"Evimizde aşçı vardı, her çeşit yemek yapardı. Her yaptığı güzeldi."

"Ooo, demek aşçı vardı evinizde."

"Tabi ya, kocaman bir evimiz vardı."

İSA YERYÜZÜNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin