YÜREK IŞILTISI Bölüm 109

9 9 0
                                    

106

Kızıl saçlı ateş başına oturdu.

İsa kızıl saçlının kamp alanındaydı. Ateşin gerisindeki bağlı adama yanaşıyordu, çadırda yaşlı adam bira içiyordu. Kafayı bulmuştu ve anlamsız şarkılar söylüyordu. İsa yaralı adamın ağzını açtı ve ellerini saran ipi kesti. Adam birden bıçağı alıp hamle yapmak istedi; ama düştü, bıçak elinde kaymıştı. İsa bıçağı aldı hemen, yaralı adam ilerdeki baltaya doğru fırladı, İsa da canını kurtarmak için atak yapmıştı. Bu adamın nesi vardı böyle?

İsa geceyi mağarada geçirdi ve sabah gün doğar doğmaz orayı terk etti.

Beş saat sonraydı. Yolu nehirle kesildi. Karşıya nasıl geçecekti peki? Nehrin bir kısmı buz tutmuştu. Düşünüp taşınırken kıyı şeridine baktı, bir köprü, geçit gibi bir şey göremedi. Arkadan gelen köpek seslerini duydu, kızıl saçlının bağırmasını: "Ensendeyiz!"

İsa nehrin kıyı şeridinde ilerliyordu süratle. Epey gitti. Bir an geri dönüp arkasına baktı. Köpekler git git daha çok yaklaşıyordu. Panik ve korku içindeydi, dağılmıştı, daha hızlı olmaya çalışıyordu; ama çok yorulmuştu. Başını yana çevirdi bir an. Nehrin daralan kısmında devrilmiş büyük bir ağaç iki yakayı birleştiriyordu. İsa kütüğün üstüne çıktı, ayağı kaydı ve bacakları nehre düşüp ıslandı, o kendini yukarı çekmeye çalışırken, köpekler daha çok yaklaşmıştı, heyecana kapılan köpeklerden gibi buzun üstünde kayıp nehre düştü, diğeri de onu kurtarmak ister gibi yanaşınca o da kayıp nehre düştü, kızıl saçlı ise onları kurtarmak için koşuyordu, tüfeğini düşürdü, tüfek kayıp nehrin sularına gömüldü.

İsa ağacın üstüne çıktı ve titreyerek durdu bir süre, biraz ilerledi, ölü ağaç karlı ve buzluydu, çok kaygandı. Kızıl saçlı bir uçtan ona bakıyordu: "Düşeceksin. Gel geri. Sana kötü bir şey yapmayacağım."

"Beni vuracağını söylemiştin?"

"Şaka yaptım."

"Etinizi çaldım; beni kesin öldürürsün."

"Gel konuşalım. Sen gelmezsen ben gelirim."

"Sakın gelme. Suya atlarım!"

Atlarsa atla. Ölüp gidersin

"Ölmem ben sen merak etme."

"Atla da göreyim."

"Az sonra atlayacağım."

"Sen korkak bir tavuksun. Sıçan gibi yapıştın ağaca. Kimi kandırıyorsun?"

Bu vahşinin eline geçerse işi bitikti. Suya baktı.

"Sakın deneme! Çok kısa sürede ölürsün. Ama yanıma gelirsen etimizi neden çaldığını bize açıklayabilir ve belki bizi ikna edersen o zaman canını bağışlarız."

"Sen beni öldürürsün?"

Güldü: "Nerden biliyorsun?"

"Beni kandırmaya çalışıyorsun. O adamı neden bağladınız?"

"Onu sen mi çözdün?"

"Ne yazık ki. Az kalsın gebertiyordu beni."

Güldü: "Öyle bilip bilmeden maydanoz olmamak lazımmış demek ki." Güldü: "O babamın arkadaşıdır. Çok içmişti ve uyuşturucu alınca sapıttı. Beni boğmak istedi. Babam onu bağlamamı söyledi.

Bana da saldırdı. Gel geri. Arkadaş olalım."

"Olmaz."

İSA YERYÜZÜNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin