YÜREK IŞILTISI Bölüm 23

11 26 0
                                    

23

Uzun bir zaman geçmişti.

Adem dedi ki bezginlikle: "Şu işe bak! Ağaçlardaki maymunlar gibi hapis kaldık burada. Bu iş çok canımı sıkmaya başladı. Kendimi ördek gibi hissetmek."

Rabbani gülüyordu, gülüşü aniden kesildi. İkisi birden aşağı bakarken dondular adeta. İkisi birden aşağı bakarken dondular adeta. Aşağıda anaya bacıya söver gibi dolanan "bak size ne işler edeceğiz görürsünüz" der gibi tavırlarla bir oraya bir buraya gidip duran, az oturup kalkan son derece iki gri puma vardı. Arada birbirlerine saldırıp duruyor ve kısa güreşler tutuyorlardı. Bazen biri çok kızıyordu ve öteki o an sırt üstü yere yatıp pes ediyordu. Çok gergin oldukları belliydi.

"Biz birinin işini bitirmeyi düşünürken bunlar iki tane oldu. İş iyice çıkmaza girdi. Kötünün kötüsü varmış. Bunlar farklı."

"Evet" dedi Rabbani, fark ettim. Bunlar daha da iri."

"O siyahın anası ve babası olmalı bunlar."

"Sanırım. Belki de bir akrabası."

"Çok daha cesur ve kendinden emin görünüyorlar. Bakışlara baksana. Bize bile isteye bakış atıyorlar. Kontrol bizde diyorlar. Yılmayalım."

Çok uzun bir süre daha geçti.

"Neden bizi bırakıp keyiflerine bakmıyorlar ki. Günlük hayatlarının rutinlerini gerçekleştirebilirler mesela.

Rabbani gülümsedi.

"Aç olmadıkları kesin."

"Bunu ben de biliyorum. Yerlerini işgal ettiğimiz böyle yapıyorlar. Haklılar. Belki onlara iyi insan; yani dost filan olduğumuzu gösterebiliriz."

"Saçma. Bunlar bizi paramparça etmek peşinde."

"Hayvanlarda insanın iç sesini duyan saf ve adil bir taraf vardır diye duymuştum. Biz onu gösterirsek bize zarar vermezler."

"Saflık olur bu. Onlara güvenemeyiz. Çok istiyorsan onlara barış çubuğu uzatmak için aşağı in. Ayrıca yavrularının kulağını delip onu güzelce benzettik."

Adem güldü: "Sadece düşünüyordum, çare bulmamız lazım.

Kapana kısılıp kaldık burada. Geceyi burada geçiremeyiz ki!

"Hemen ümitsizliğe kapılmayalım. Mutlaka kurtulacağız."

"Parçalanarak ölmek nasıldır sence?"

"Bilmem ki."

"Sen bakıyorum de pek cesur bir çocukmuşsun. Gözlerimi kamaştırdın!"

Rabbani keyifle güldü. Gözlerinin içi parladı ve üzülerek dedi ki:

"Annem öldüğünden beri böyleyim. İnsan nasıl delirdiğini anlayamıyor."

"Cesursun cesur. Cidden!"

"Hayır. Delilikten olsa gerek."

"Delilik olarak adlandırdığın acı olmalı. Onu çok özlüyor olmalısın?"

İçtenlikle gülümsedi. Gözleri bulutlandı.

"Hem de nasıl" dedi gözlerinden yaşlar düştü.

Kısa bir süre geçmişti.

"İşin içinde öfke de var tabi."

"Nasıl?" dedi Adem.

İSA YERYÜZÜNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin